ANLATIM BOZUKLUKLARI - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

ANLATIM BOZUKLUKLARI

TÜRKÇE > KONULAR
ANLATIM BOZUKLUKLARI

*Kişi, amacını söz veya yazıyla anlatmak için önce düşüncelerini belirler, düzenler; sözcükleri seçer, sıraya koyar; cümleler kurar.
*İyi bir cümlede “kelimeler, ekler” yerli yerinde kullanılmalı; cümle anlatılmak isteneni tam olarak (eksiksiz ve fazlasız) anlatmalıdır.
*Eğer konuşmada ve yazmada açıklık, yalınlık ve anlaşılırlık yoksa ortada bir anlatım bozukluğu var demektir.
*Günlük konuşmalarımızda sık sık anlatım bozukluğu yapmış olsak da yazı yazarken bu konuda dikkatli olmalıyız.
*Anlatım bozukluğu yapmamak için; sözcüklerin anlamlarını ve türlerini iyi bilmek; cümle yapısını ve ögelerini tanımak; noktalamanın anlam üzerindeki etkisini iyi anlamak gerekir.

Doğruluk: Cümlenin dil bilgisi kurallarına ve mantığa uygun olmasıdır.

Duruluk: Cümlenin gerektiği kadar sözcükle kurulmasıdır.

Açıklık: Cümlede anlatılanların herkesçe aynı anlaşılmasıdır.

UYARI: Anlatım bozukluklarını, sebebiyle (kaynağıyla) birlikte bilmek gerekmektedir.

KALİTELİ BİR CÜMLEDE:
>Gereksiz sözcük bulunmamalıdır.
>Anlamca çelişen sözcükler bulunmamalıdır.
>Yanlış anlamda sözcük kullanılmamalıdır.
>Yardımcı eylem gereksiz kullanılmamalıdır.
>Sözcükler yanlış yerde kullanılmamalıdır.
>Anlam belirsizliği bulunmamalıdır.
>Yapısı yanlış sözcük bulunmamalıdır.
>Deyimler, yanlış anlam ve yazılışta kullanılmamalıdır.
>Atasözleri yanlış anlam ve yazılışta kullanılmamalıdır.
>Mantık hataları bulunmamalıdır.
>Tamlama yanlışları yapılmamalıdır.
>Ekler yanlış kullanılmamalıdır.
>Tümleç eksikliği olmamalıdır.
>Yüklem eksikliği, ek-fiil eksikliği olmamalıdır.
>Özne eksikliği olmamalıdır.
>Özne ve yüklem, olumluluk ve kişiler açısından uyumlu olmalıdır.



A-ANLAMSAL (Anlama Dayalı)  BOZUKLUKLAR (BAĞDAŞIKLIK)

1-GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

(Eş Anlamlı Sözcüklerin Bir Arada Kullanımı; Anlamı “Başka Bir Sözcük veya Ek” ile Karşılanan Sözcük Kullanımı; Gereksiz Fiilimsi (Eylemsi) Kullanımı; Gereksiz Yardımcı Eylem Kullanımı; Gereksiz Ek Eylem Kullanımı; Gereksiz Bağlaç Kullanımı; Gereksiz İlgeç Kullanımı; Gereksiz Belirteç Kullanımı; Gereksiz Yinelenen Sözcükler)

*Bir sözcük cümleden çıkarıldığında cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma olmuyorsa o sözcük gereksizdir. Cümlede gereksiz sözcük kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

NOT: Bir cümlede anlamları aynı olan sözcülerin birlikte kullanılması ve sözcüğün anlamının başka bir sözcükte ya da ekte bulunması anlatım bozukluğuna yol açar.

Herkesi eleştirip tenkit etmeyi severdi.
"eleştirip" "tenkit etme" >>> anlamları aynıdır.
Sözcüklerden biri cümleden çıkarılmalıdır.

Bilgili insanlardan yararlanmayı, istifade etmeyi bilmeliyiz.
yararlanma” “istifade etme” >>> anlamları aynıdır.
Sözcüklerden biri cümleden çıkarılmalıdır.

Dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılıyor ki bu iş uzun sürecek.
da” eki “mevcut” sözcüğünün anlamını karşılamaktadır.
mevcut” sözcüğü cümleden çıkarılmalıdır.

Bu saatte oraya yalnız gidemem; seninle birlikte gitmek istiyorum.
-le” eki “birliktelik” anlamı katmaktadır.
birlikte” sözcüğü cümleden çıkarılmalıdır.

Türkçede, Arapça ve Farsça dillerinden gelmiş sözcükler var.
"Arapça" ve "Farsça" zaten dil ismidir. "ça" eki bunu sağlamıştır.
"dillerinden" sözcüğü cümleden çıkarılmalıdır.
Doğrusu: Türkçede, Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcükler var.

Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil alanların azlığındandır.
"nedenlerinden" sözcüğünün "-dan" ekiyle aynı cümlede yer alması anlatımı bozmuştur.  
Doğrusu: Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil alanların azlığıdır.

İki kardeşten en küçüğü okula gitmiyordu.
Ortada iki varlık olduğuna göre “en” sözcüğüne gerek yoktur.

Çocuklar bundan sonra okula çantasız olarak gelecekler.
Olarak” zarf-fiiline gerek yoktur.


İki oyuncudan en uzunu sakatlanmıştı. ( “en” atılmalı)

Yanındaki arkadaşına alçak sesle bir şeyler fısıldadı. (“alçak sesle” atılmalı)

Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil. ( “yaya” atılmalı)

Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar. ( “karşılıklı” atılmalı)

Geçmişteki hatıralardan bir şikâyetim yok. ( “geçmişteki” atılmalı)

Onunla ilk tanışmamız bir hayli ilginçti. ( “ilk” atılmalı)

Muhatabından saygı ve hürmet bekliyordu.

Ülkemizin sorunları bitmiyor, tükenmiyor.

Daha bu ödevi henüz bitiremedim.

Bu gece ısı sıfırın altında eksi beş derece olacak.

Dün gece uyurken gördüğü rüyayı anlattı.

Sanki dalgasız bir deniz gibiydi yüzü.

Sana söyleyeceğim bu gizli sırlarımı kimseye söyleme.

Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.

Havada beyaz kar taneleri uçuşuyor.

En yakın arkadaşıyla aşağı yukarı iki üç yıldan beri görüşmüyor.

Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor.

Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.

Sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuşsun.

Yaşlı adam söz almak için oturduğu yerden ayağa kalktı.

Artık bundan sonra oraya gitmene gerek kalmadı.

İşte seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.

Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun ki?

Biz onlara iki günde bir, gün aşırı giderdik.

Yorulmamıza rağmen basamaklardan yukarı hızlı hızlı çıkıyorduk.

İki lider, beş saat süreyle görüştüler.

Gizli sırlarımı aşikâr etme.

Yaşanmış deneyimler bize çok şey öğretti.

Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun ki?

Adam çatıdan az kalsın düşeyazdı.

Bu konudaki iftiralar tamamen uydurmadır.

Mazide kalmış o eski günleri unutur muyum?

Kazada hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri ortada duruyordu.

Biz, sanayi ürünlerini dışarıdan ithal ediyoruz.

Bu yıl yurt dışına yapılan ihracat bir hayli arttı.

YKS sınav takvimi açıklandı.

Bu davranışın doğruluğu insandan insana göre değişir.

Çeşitli kurumlara karşılıksız bağış yapıldı.

Çimlere ayak basmayınız.

Genç kız kendini intihar etti.

Yaklaşık beş yıl kadar Edirne'de oturduk.


NOT: Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir sözcüğün yardımcı eylem alarak çekimlenmesi anlatım bozukluğuna yol açar.

Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim. (umutlanma)

Benden kuşku etmemelisin. (kuşkulanmamalısın)

Senin düşüncelerin hiçbir zaman bana etki etmez. (beni etkilemez)

Bu işi onun yapabileceğinden şüphe etmiyorum. (şüphelenmiyorum)

Burada bekleme yapılmaz. (beklenmez)

Bakanlık, kapalı mekânlarda sigara içmeyi yasak etti. (yasakladı)

Kendine iyi bakmadığı için sık sık hasta oluyor. (hastalanıyor)

Doktorun bütün hastalarını iyi ettiğini duydum. (iyileştirdiğini)

Bu işin en kısa sürede biteceğini umut ediyordum. (umuyorum)

-------------------------------------------------------

2-ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Anlatımı düzgün bir cümlede okuyucuyu şüpheye düşürecek, şaşırtacak, yanıltacak birbiriyle çelişen ifadeler bulunmamalıdır.  


NOT: Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.

Futbolcu, attığı muhteşem golle takımının galip gelmesine neden oldu. (sağladı.)

Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok. (ihtimaliniz)

Alınan bunca borç Türkiye'nin Avrupa'ya bağımlı olmasını sağladı. (neden oldu)

Kimi uyarıcı ilaçlar, sporculara yarardan çok zarar sağlamaktadır. (vermektedir)

Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu. (sağladı)


NOT:  Genelde ihtimal ve kesinliğin birlikte kullanılması ile oluşur.
Cümlede ya ihtimal ya kesinlik olmalıdır.

Bu şehre yerleşeli hemen hemen tam on yıl oldu.

(Bu şehre yerleşeli tam on yıl oldu.) ya da (Bu şehre yerleşeli hemen hemen on yıl oldu.)


Hiç şüphesiz Türkiye'nin en soğuk şehri Erzurum olsa gerek.

Tam seksen civarında köyün yolu kapalıdır.

Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.

Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.

Artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.

Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.

Kuşkusuz duyduğum onun sesi olmalı.

Eminiz ki iradeli bir insan olan öğretmenimiz bu sorununu da herhalde çözmüştür.

Aşağı yukarı tam beş yıldır görüşemiyoruz.

Belki onun da gelmemesinin bir nedeni vardır mutlaka.

Beni kesinlikle gördüğünü sanıyorum.

Bu konuda anlatılanlar hiç kuşkusuz doğru olmalıdır.

Kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.

--------------------------------------------------

3- “BİRBİRİYLE KARIŞTIRILAN SÖZCÜK KULLANIMINDAN” ya da “SÖZCÜĞÜN YANLIŞ ANLAMDA KULLANIMINDAN” KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Bazı sözcüklerin anlamları birbirine karıştırılabilir. Cümledeki sözcüklerin anlamına da dikkat edilmelidir.
*Birbirlerine yazılış ve okunuş bakımından çok benzeyen veya aralarında ilgi ya da yakınlık bulunan; fakat anlamları farklı olan bazı sözcüklerin cümlede birbiri yerine kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmaktadır.

Geri kalmışlık Türkiye'ye özel bir durum değil. (özgü)

Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış. (yanaşık)

Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim. (fotoğraflarını)

Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir. (güçleştiren)

Bizden son öğretim durumunu gösteren bir belge istedi. (öğrenim)

Vatandaşlarımız arasında din, dil, ırk ayrıntısı yapılamaz. (ayrımı)

Bazı öğrenciler derste çok çekimserdir. (çekingendir)

Uzun saçlı bir genç geldi, kendini bize tanıştırdı. (tanıttı)

Vezüv etken bir yanardağdır. (etkin)

Deterjandan elleri tahrip oldu. (tahriş oldu)

Bu bölgenin kendine özgün gelenekleri vardır. (özgü)

Camdan yankılanan ışık gözlerimi kamaştırdı. (yansıyan)

Yazarın on dördüncü kitabı da yayınlandı. (yayımlandı)

Bu önemli haber bütün televizyon kanallarında yayımlandı. (yayınlandı)

Çocukların birbirleriyle uygunluk içinde olmaları çok güzel. (uyum)

Bu iki olay arasında hiçbir ayrıcalık yok. (ayrım)

Fiyatlar çok pahalı olduğu için satışlar çok durgun. (yüksek)

Kar yolu kapadığı için geçit servis yolundan sağlanıyordu. (geçiş)

Aralarında küçük de olsa bir ayrıntı vardır. (ayrım, fark)

Onların azımsadığı genç edebiyatçılar çok başarılı oldu. (küçümsediği)

Çekimserliği yüzünden hiç hakkını arayamaz. (çekingenliği)

Çocuğun bütün vücudunu büyük büyük yaralar kapsamıştı. (kaplamıştı)

Çok üzgün olmasına karşılık, bunu belli etmemeye çalışıyordu. (karşın)

Öğrencilerin sınavda başarılı olması, derslerle ilgilenmelerine bağımlıdır. (bağlıdır)

Su kaynaklarının tükenmesi Türkiye'ye özel bir durum değil. (özgü)

Ayşe gayet iyi çorap dokurdu. (örerdi)

Saçların bir hayli büyümüş. (uzamış)

Bahçesine çeşit çeşit fidanlar ekti. (dikti)

Çalışmak, başka bir deyimle başarının anahtarı demektir. (deyişle)

Her yıl 18 Mart'ta Çanakkale Şehitleri Günü kutlanır. (şehitleri anılır)

Giydiği atkı herkesin dikkatini çekmişti. (taktığı)

Sınavda öğrencilere verilen süre yetişmedi. (yetmedi)

Bazı ilaçlar vücudun bağımlılık sistemine zarar veriyor. (bağışıklık)

Maçın sonucunda futbolcular birbirine girdi. (sonunda)

"Sabahın seheri" sözcüğü bir belirtili isim tamlamasıdır.
(kelime grubu / söz öbeği / söz grubu)

Bu yapının Osmanlılara ait olma oranı yüksek. (olasılığı)

Teknoloji ne kadar artarsa da el emeğinin önemi azalmıyor. (ilerlese)

Her anne en az bir çocuk sahibi olmak ister. (kadın)

Cumhuriyet 1923 tarihinde ilan edildi. (yılında)

Dünden itibaren yağmur yağıyor. (beri)

Çiftçiler, sebze ücretlerinin düşük olmasından yakınıyor. (fiyatlarının)

Güzelliğinin farkında olduğunu belirten davranışlar sergiliyordu. (gösteren)

---------------------------------------------------

4-SÖZCÜĞÜN YANLIŞ YERDE KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
*Cümlenin anlamında belirsizlik oluşur.


Yeni durağa varmıştım ki otobüs geldi.
(Durağa yeni varmıştım ki otobüs geldi.)

Bu toplantıda çekinmeden düşünceler dile getirilmeli.
(Bu toplantıda düşünceler çekinmeden dile getirilmeli.)

Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz.
(Yolda kalan her insana yardım etmeliyiz.)

İzinsiz inşaata girilmez.
(İnşaata izinsiz girilmez.)

Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
(Hakan çok iyi futbolcu ama topla fazla oynuyor.)

Seneye yüksek inşaat mühendisi olacak.
(Seneye inşaat yüksek mühendisi olacak.)

Eski Adana milletvekillerinden biri daha ölmüş.
(Adana eski milletvekillerinden biri daha ölmüş.)

Bakanımız bir hafta içinde petrol üreten ülkeleri gezecek.
(Bakanımız petrol üreten ülkeleri bir hafta içinde gezecek.)

Ağrısız kulak delinir.
(Kulak ağrısız delinir.)

Atatürk'ün 119. doğum yılı törenle kutlanmıştı.
(Atatürk'ün doğumunun 119. yılı törenle kutlanmıştı.)

Bu yemek fazla dışarıda kaldığı için bozulmuş.
(Bu yemek dışarıda fazla kaldığı için bozulmuş.)

Öğrencileri ücretsiz üniversite sınavına hazırlıyor.
(Öğrencileri üniversite sınavına ücretsiz hazırlıyor.)

Bu olayla ilgili kısaca bildiklerini anlattı.
(Bu olayla ilgili bildiklerini kısaca anlattı.)

Sırada bekleyen hastalar içinde ilk odaya ben girdim.
(Sırada bekleyen hastalar içinde odaya ilk ben girdim.)

Bu ödevlerimi yapamazsam çok başım ağrıyacak.
(Bu ödevlerimi yapamazsam başım çok ağrıyacak.)

Geri kalmış ülkemizin bazı şehirlerine öncelik tanınacak.
(Ülkemizin geri kalmış bazı şehirlerine öncelik tanınacak.)

Okulu bitirince doktor olarak doğduğu kasabada çalışmaya başlamış.
(Okulu bitirince doğduğu kasabada doktor olarak çalışmaya başlar.)

Biraz çıkıp dolaşacağım.
(Çıkıp biraz dolaşacağım.)

----------------------------------------------

5-DEYİMİN veya ATASÖZÜNÜN YANLIŞ ANLAMDA KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

NOT: Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline, kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır. Bu yüzden sözcükleri kesinlikle değiştirilemez.

Çok acıktım midem zil çalıyor. (karnım)

O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez. (iğne)

Alma garibin ahını çıkar aheste aheste. (mazlumun)

Baştan tırnağa muayene olmuştu. (ayağa)

Göz var nizam var. (izan)

El öpmekle ağız aşınmaz. (dudak)

Kafa kafaya vermeyince taş yerinden oynamaz. (Baş başa)


NOT: Kullanılan deyim veya atasözünün anlamı, anlatmak istediğimiz anlama uygun olmalıdır.

Günlerdir ayrı kaldığı babasını görünce paçaları tutuştu.
(olumlu bir deyim kullanılmalı)

Ona ayak bağı oluyor, işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.
(olumlu bir deyim kullanılmalı)

Ev sahibi, bu ne şıklık böyle, deyince Ayşe Hanım üzerine alındı.
(olumlu bir deyim kullanılmalı)

Herkes kulak kabartmış, öğretmeni dinliyordu. (kulak kesilmiş, olmalı)

Kadıncağız öyle kötü bir adamla karşılaşmış ki dostlar başına.
(düşman başına, olmalı)

Kardeşimin sevinçten etekleri tutuşmuştu. (etekleri zil çalmak, olmalı)

Okulda sürekli sorun çıkarması sonucu göze girmişti. (göze batmak, olmalı)

Müdür Bey bu adam için: "Çok mütevazı, burnundan kıl aldırmayan biridir." diyor.

Başarılı çalışmalarıyla kısa sürede yöneticilerinin gözüne batmayı bilmişti.
(gözüne girme, olmalı)

Böyle su götürmez konular her zaman tartışmaya açıktır.

-------------------------------------------

6-ANLAM BELİRSİZLİĞİNDEN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Bazı cümlelerde noktalama işaretlerinin kullanılmaması ya da ikinci veya üçüncü kişi zamirlerinin kullanılmaması cümlede anlam belirsizliğine yol açar.
*Cümlede belirsizlik varsa, o cümle iyi bir cümle değildir. Bu belirsizlik giderilmelidir.


a-Kişi Adılı Eksikliği:

*Cümlenin başına hem 'senin' hem de 'onun' zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.
*Anlam belirsizliğini gidermek için bahsedilen kişiyi karşılayacak doğru zamiri kullanmak gerekir.

Geleceğini babamdan öğrendim. ( “onun” mu, “senin” mi?)
(Biri cümlede yer almalı.)

Geldiğini duymamışız. (“senin” mi “onun” mu?) (Biri cümlede yer almalı.)

Nereye gittiğini bilmiyordum.

Bana ne söyleyeceğini biliyorum.

Yarışmada birinci olduğuna sevindim.

Kardeşinin hastalanması beni çok üzdü.

Ne yaparsam yapayım söylediklerini anlamakta güçlük çekiyorum.

Telefonunu çalmışlar.


b-Noktalama Eksikliği:

O sinemaya bizimle gelmeyecek. (İki anlam içerdiği için anlam belirsiz)
(O, sinemaya bizimle gelmeyecek.) ya da (O sinemaya, bizimle gelmeyecek.)

Genç adamın arkasından koşuyordu. (İki anlam içerdiği için anlam belirsiz)
(Genç, adamın arkasından koşuyordu.) ya da
(O, genç adamın arkasından koşuyordu.)

O soruları yapamadı.

İhtiyar adama yardımcı oldu.

------------------------------------------------------

7-MANTIK VE SIRALAMA HATASINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

NOT: Anlatılanların mantığa ters düşmesi, anlatım bozukluğu sebebidir.

Yarının mutlu günlerine özlem duyuyorum. (Geçmişte yaşananlar özlenir.)

Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.
(Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere tanıtmaya çalıştık.)

İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.
(İlk kez yapılan bir gösteriye gelen izleyici sayısının, rekor düzeyde olup olmadığı bilinemez.)

Otomobilin bagajından bir kamyon dolusu silah çıktı.

Aşağıya indiğimizde arabamızı çalınmış olarak bulduk.

Bir koltukta ölü olarak uyanmak istemiyorum.

Bütün bildiklerimi ve bilmediklerimi oğluma öğretmek istiyorum.

Baharın en güzel aylarından biridir nisan, mayıs.

Trafik kazasında hayatını kaybedenlere baş sağlığı dilendi.

İlerleyen saatlerde tekrar birlikte olacağız.

Geçtiğimiz hafta bir toplantı yapıldı. (Geçen hafta)

Kimse yok, ders yapacak mısınız hocam?

Sıfır hatayla projesini tamamladı. (Projesini hatasız tamamladı.)


NOT: Cümle içinde sıralamanın da mantık çerçevesinde yapılması gerekir.

Yiyecek bir lokma ekmeğimiz hatta yemeğimiz bile yok.
(Yiyecek yemeğimiz hatta bir lokma ekmeğimiz bile yok.)

Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız.
(Bu yazıyı değil anlamak, okumak bile imkânsız.)

Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme; hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
(Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse sara nöbetlerine; hatta ölüme dahi yol açabilir.)

Bırakın patates doğramayı yemek bile yapamaz o.
(Bırakın yemek yapmayı, patates bile doğrayamaz o.)

Seninle sık sık hatta arada bir görüşmek isterim.

Okula gitmiyor, hatta hiç ders çalışmıyordu.

Dişteki iltihaplanmalar tedavi edilmezse ölüme hatta romatizmaya yol açabilir.
Bu hızla kaza yaparsan ölebilir hatta yaralanabilirsin.

Karşıya geçerken düşerek kaydı. (kayarak düştü)

Eskiden evimizde mumumuz hatta elektriğimiz bile yoktu.

Bebek emekleyemiyor hatta yürüyemiyor bile.

---------------------------------------------------

8-KARŞILAŞTIRMA HATALARINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Bazı karşılaştırma bildiren cümlelerde, iki farklı anlam çıkabilmektedir. Bu da anlatım bozukluğuna yol açar.

Adam, politikayla eşinden çok ilgileniyor.
(Adamın politikaya ilgisi, eşine olan ilgisinden çok olabilir.)
(Adamın politikaya ilgisi, eşinin politikaya ilgisinden çok olabilir.)

Bu kötü insanlara sizden çok kızıyorum.
(Bu kötü insanlara, sizden daha çok ben kızıyorum.)
(Bu kötü insanlara, size kızdığımdan daha çok kızıyorum.)

Sen onu benden çok aradın.

Öğretmen, çocuğuyla eşinden çok ilgileniyor.

Ali maç izlemeyi Mustafa'dan çok sever.

Derslerime kardeşimden çok önem veririm.

Kardeşim annemi babamdan çok sever.


----------------------------------------------------------------------------------
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
----------------------------------------------------------------------------------


B-YAPISAL (Yapıya Dayalı)  BOZUKLUKLAR (BAĞLAŞIKLIK)


1-ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞUNDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Cümlede özne ve yüklem, “tekillik-çoğulluk, şahıs ve olumluluk-olumsuzluk” açısından uyum içinde olmalıdır.


a-TEKİL-ÇOĞUL UYUMU:

>>>Özne insan ise;

--Özne tekil ise, yüklem tekil olur.

Ahmet bize geldi. (Doğru)

--Özne çoğul ise, yüklem tekil veya çoğul olabilir.

Onlar bize geldi. (Doğru)

Onlar bize geldiler. (Doğru)


>>>Özne insan dışı bir varlık ise;

Özne ne olursa olsun, yüklem tekil olur.


Öğretmenler ders bitiminde evlerine gitti. (Doğru)

Öğretmenler ders bitiminde evlerine gittiler. (Doğru)

Yolcular, durakta otobüs bekliyor. (Doğru)

Yolcular, durakta otobüs bekliyorlar. (Doğru)

Domatesler toplandı. (Doğru)

Domatesler toplandılar. (Yanlış)

Hayat kısa, kuşlar uçuyorlar. (Yanlış)

Sibel tüm gün ders çalıştı. (Doğru)

Leylekler, sıcak bölgelere göç ettiler. (Yanlış)

Bağrışmalar bizi korkuttular. (Yanlış)

O kalemleri sinirli bir şekilde kırıyorlardı. (Doğru)

Düşünceler bazen bizi yanıltabilirler. (Yanlış)

Hayat kısa, kuşlar uçuyor. (Doğru)

Kulaklarım işitmiyorlar. (Yanlış)

Kediler sabahtan beri miyavlıyor. (Doğru)

Ağaçlar yapraklarını döktüler. (Yanlış)

Korkular üzerine gidildikçe azalırlar. (Yanlış)


NOT: Söylemek istediklerimize küçümseme, saygı, incelik, alay anlamı kattığımızda özne tekil de olsa yüklem tekil de çoğul da olabilir. Her iki kullanım da doğrudur.

Müdür Bey geldiler. (Doğru)

Mustafa Bey bizi hoş karşılamadı. (Doğru)

Beyefendi, buraya teşrif edecekler. (Doğru)

Ayşe Hanım odasında yoklar. (Doğru)


NOT: Kişileştirme yapıldığı durumlarda çoğul özne çoğul yüklem kullanılabilir.

Karlar havada ahenkle dans ediyorlar. (Doğru)

Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyorlar. (Doğru)

Martılar bize selam getirdiler. (Doğru)

Dağlar beyaz şallarını omuzlarına attılar. (Doğru)


NOT: Özne topluluk ismiyse, belgisiz zamirse ya da birden çok olmayı ifade eden sıfat alırsa yüklem tekil olur.

Komisyon uygun kararı vermişler. (Yanlış)

Bizim takım sahaya çıktılar. (Yanlış)

Dün herkes okula gelmiştiler. (Yanlış)

Üç kişi yanıma geldi. (Doğru)

Üç kişi yanıma geldiler. (Yanlış)

Birçok insan bu bölgeye göç etti. (Doğru)

Birçok insan bu bölgeye göç ettiler. (Yanlış)

İki pilot göreve gelmişler. (Yanlış)

Birçok insan bu konuda farklı düşünüyorlar. (Yanlış)

Herkes, salonda seni bekliyorlar. (Yanlış)

Hiçbiri sizi görmüyorlar. (Yanlış)


NOT: Özne olan topluluk isimi çoğul eki alıyorsa yüklem de alabilir.

Ordular uzun süredir savaşıyor. (Doğru)
Ordular uzun süredir savaşıyorlar. (Doğru)

Takımlar nihayet sahaya çıktılar. (Doğru)
Takımlar nihayet sahaya çıktı. (Doğru)


b-KİŞİ UYUMU:

*Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıs arasında bir uyum olmalıdır.

NOT: Bir cümlede (ben-sen),(ben-o),(ben-siz),(ben-onlar),(sen-biz) zamirleri özne olursa, yüklem birinci çoğul şahıs (biz) olur.

Ben ve sen ileride oynayalım.

Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz.

Benle o, sinemaya gittik.

Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık.

Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik.

Ben ve siz bu evi birlikte kiralayabiliriz.

Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete dalmıştık.

Biz ve onlar aynı sokakta oturuyoruz.

Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık.

Bu zor soruyu bir ben bir de yeni gelen öğrenci doğru cevapladık.

Ali, Ahmet ve ben dün size uğramıştık.


NOT: Bir cümlede (sen-o)(sen-siz)(sen-onlar)(siz-onlar) zamirleri özne olursa, yüklem ikinci çoğul şahıs (siz) olur.

Sen ve Ahmet nereye gidiyorsunuz?

Sen ve annen burada ne yapıyordunuz?

Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz.

Sen ve buradaki konukların, bize yarın gelebilirsiniz.

Siz ve onlar rakibimiz olarak karşımıza çıkamazsınız.

Soruyu sen ve Mustafa yanıtlayabilir. (yanıtlayabilir > yanıtlayabilirsiniz)


NOT: Cümledeki yüklemlerin kişi yönünden uyuşmaması anlatım bozukluğu nedenidir.

Bu konuda siz bize güvenecek, biz de size yardım edeceğiz.   
(güvenecek > güveneceksiniz)

Siz sevinecek, biz üzüleceğiz. (sevinecek > sevineceksiniz)

O, haftaya bize gelecek; beraber sinemaya gidecektik.   (gelecek > gelecekti)


c-OLUMLU-OLUMSUZ UYUMU:

NOT: Türkçede bazı sözcükler olumlu (herkes, hepsi, tümü, tamamı vb.), bazıları olumsuz (hiç kimse, hiçbiri, kimse) anlamlar verir. Buna göre yüklemlerin de olumlu, olumsuz çekimlenmesi gerekir.

Kimse gelmemiş, maça gitmiş.
(Kimse gelmemiş, herkes maça gitmiş.)

Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü görmek istemiyordu.
(Herkes ondan nefret ediyor, kimse yüzünü görmek istemiyordu.)

Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinde ısrar ediyordu.
(Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, hepsi kendi fikrinde ısrar ediyordu.)

Öğretmenimiz hiçbirimizi azarlamaz, çok severdi.
(Öğretmenimiz hiçbirimizi azarlamaz, hepimizi çok severdi.)

Akşamleyin herkes habere baktı, ama ayrıntıyı fark etmedi.
(Akşamleyin herkes habere baktı, ama kimse ayrıntıyı fark etmedi.)

Sınıfta herkes konuşuyor; bir türlü susmuyor.
(Sınıfta herkes konuşuyor; hiç kimse bir türlü susmuyor.)


NOT: Genellikle virgülle, noktalı virgülle veya bağlaçlarla birbirine bağlanan, düşüncelerin art arda sıralandığı cümlelerde, olumlu ve olumsuz yargıların birbirine karıştırıldığı olur.

Düşüncelerinde ısrarlı ama inatçı değildi. (ısrarlı > ısrarlıydı)

Tereyağı sağlıklı ve yaşlı olmayan kimselerce yenmelidir. (sağlıklı olan)

Herkesin temiz olmasını ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum. (olmasını istiyorum)

Çalışkan ama girişken bir öğrenci değildi. (Çalışkan > Çalışkandı)


-------------------------------------------------------------


2-ÖĞELERDEN (ÖZNE, YÜKLEM VE TÜMLEÇLERDEN) KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Ortak öğelerin yer aldığı sıralı, bağlı ve birleşik cümlelerde bulunan anlatım bozukluklarıdır.
*Cümleyi oluşturan öğeler anlatılmak istenen amaca göre belirli bir düzen içinde sıralanır. Bunun gözetilmemesi anlatım bozukluğuna yol açabilir.

a-YÜKLEMLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI:

*Yüklemin, çatı, kip, kişi, zaman, ek fiiller gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesi durumudur.

NOT: (Yüklem Eksikliği) Ortak yükleme bağlanamayan birden çok cümlenin tek yükleme bağlanmasıyla ortaya çıkan anlatım bozukluğudur.

Bugün ben yemek, o ise temizlik yaptı.
(Bugün ben yemek yaptım,  o ise temizlik yaptı.)

Mehmet’i çok az, Ayşe’yi hiç sevmem.
(Mehmet’i çok az severim, Ayşe’yi hiç sevmem.)

Dışarıdaki işlerle ev arkadaşım, evdeki işlerle de be uğraşırım.
(Dışarıdaki işlerle ev arkadaşım uğraşır, evdeki işlerle de be uğraşırım.)

Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
(Baloya güzel bir elbise giyerek ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.)

Ben uçaktan, o ise trenden korkar.
(Ben uçaktan korkarım, o ise trenden korkar.)

Kahvaltıda peynir ekmek ve çay içtik.
(Kahvaltıda peynir ekmek yedik ve çay içtik.)

Peyniri az, zeytini hiç yemem.
(Peyniri az yerim, zeytini hiç yemem.)

Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
(Çocuklarıyla bazen çok ilgilenir, bazen de hiç ilgilenmezdi.)

Sen bana hüzün, ben sana mutluluk verdim.
(Sen bana hüzün verdin, ben sana mutluluk verdim.)

Geçen yaz Antalya'ya, bu yaz İstanbul'a gideceğiz.
(Geçen yaz Antalya'ya gittik, bu yaz İstanbul'a gideceğiz.)

Mustafa aşağı, ben yukarı çıkıyordum.
(Mustafa aşağı iniyordu, ben yukarı çıkıyordum.)

Bizimle bazen çok fazla bazen de hiç vakit geçirmezdi.
(Bizimle bazen çok fazla vakit geçirirdi, bazen de hiç vakit geçirmezdi.)

Biriken sorunları sen de çözemezsin Mustafa da.
(Biriken sorunları sen de çözemezsin Mustafa da çözemez.)

İş konusunda ben onu o da beni etkilemek istemez.
(İş konusunda ben onu etkilemek istemem o da beni etkilemek istemez.)

Geçen yıl yüz bin ağaç, bu yıl da iki yüz bin ağaç dikmeyi düşünüyoruz.
(Geçen yıl yüz bin ağaç diktik, bu yıl da iki yüz bin ağaç dikmeyi düşünüyoruz.)

Yarın sabah İstanbul’a geleceğini, kendisini havaalanında karşılamamızı istedi.
(Yarın sabah İstanbul’a geleceğini söyledi, kendisini havaalanında karşılamamızı istedi.)

Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil.
(Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı, zarar mı verdi belli değil.)
Sen içeri, ben dışarı doğru çıkıyorum.
(Sen içeri giriyorsun, ben dışarı doğru çıkıyorum.)

Ekonomik kriz böyle devam ederse ben işimden, sen de parandan olacaksın.
Ekonomik kriz böyle devam ederse ben işimden olacağım sen de parandan olacaksın.)


NOT: (Ek Eylem ve Eylemsi Eksikliği) Birden fazla yargının olduğu cümlelerde, yan cümleciklerin ve ek eylemin aynı yükleme bağlanmasından kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır.

Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi.
(Boyu kısa idi, bedeni de pek biçimli değildi.)

Baktığımız dairenin balkonu büyük ama yeterli değildi.
(Baktığımız dairenin balkonu büyük, ama yeterli değildi.)

Annem yemek pişiriyor, biz de ona yardım ediyorduk.
(Annem yemek pişiriyordu, biz de ona yardım ediyorduk.)

O seni inandırmak için yalvarıyor, biz de sizi kuşkuyla izliyorduk.
(O seni inandırmak için yalvarıyordu, biz de sizi kuşkuyla izliyorduk.)

Oda arkadaşlarımdan biri kurnaz, diğeri kurnaz değildi.
(Oda arkadaşlarımdan biri kurnaz, diğeri kurnaz değildi.)

Çocuklar çok çalışkan; ama umutlu değildi.
(Çocuklar çok çalışkandı; ama umutlu değildi.)

Kimin dürüst, kimin dürüst olmadığını biliyor.
(Kimin dürüst olduğunu, kimin dürüst olmadığını biliyor.)

Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
(Suçlamaların yersiz olduğunu ve doğru olmadığını söyle.)

Bazı yiyecekler sağlığı yerinde ve yaşlı olmayan kişilerce özellikle yenmelidir.
(Bazı yiyecekler sağlığı yerinde olan ve yaşlı olmayan kişilerce özellikle yenmelidir.)

Sınavlara az hatta hiç çalışmadığı aldığı notlardan anladık.
(Sınavlara az çalıştığı hatta hiç çalışmadığı aldığı notlardan anladık.)



b-ÖZNEYLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI:

*Cümlede öznenin bulunmamasından, öznenin gereksiz ekler almasından ya da özne olmayacak bir sözün özne gibi kullanılmasından kaynaklanır.

Biz ağaçları hiç ilaçlamadık, yine de meyve verdi.
(Biz ağaçları hiç ilaçlamadık, ağaçlar yine de meyve verdi.)

Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
(Dernek müdürünün yetkileri alındı ve dernek müdürü kovuldu.)

O insanların sayısı azalıyor, bulunmaz oluyor.
(O insanların sayısı azalıyor, onlar bulunmaz oluyor.)

Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
(Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve bina hizmete girdi.)

Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
(Yaşlı adamın parası alınarak, yaşlı adam evine gönderildi.)

Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
(Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve araç kaza yaptı.)

Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
(Herkes kazayı seyrediyor, hiç kimse yardım etmeyi düşünmüyordu.)

Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor, yerinden kalkamıyordu.
(Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor, hasta yerinden kalkamıyordu.)

Filmin güzelliği herkesi etkiledi; çünkü güzel çekilmişti.
(Filmin güzelliği herkesi etkiledi; çünkü film güzel çekilmişti.)

Bu kitapta hem yanlışlar var hem de okunacak gibi değil.
(Bu kitapta hem yanlışlar var hem de kitap okunacak gibi değil.)

Okul müdürünün yetkileri alındı ve görevden uzaklaştırıldı.
(Okul müdürünün yetkileri alındı ve okul müdürü görevden uzaklaştırıldı.)


c- TÜMLEÇLERLE (NESNE, DOLAYLI TÜMLEÇ, EDAT TÜMLECİ)  İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI:

*Özellikle sıralı cümlelerde tümleç (dolaylı tümleç, nesne, zarf tümleci) kullanılması gereken yerde kullanılmamışsa anlatım bozulur.
*Bir tümlecin birden çok yüklem için ortak kullanımı mümkündür; ancak bu ortak tümleç yüklemlerden birine uymazsa cümlede anlatım bozukluğu doğar.


Dolaylı tümleç eksikliği:

Türkçe öğretmeninin yanına gitti, bir soru sordu.
(Türkçe öğretmeninin yanına gitti, Türkçe öğretmenine bir soru sordu.)

Kayaya yaklaşıyor muyuz, yoksa uzaklaşıyor muyuz?
(Kayaya yaklaşıyor muyuz, yoksa kayadan uzaklaşıyor muyuz?)

Öğrencileri teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız.
(Öğrencileri teşvik etmeli, yüreklendirmeli, öğrencilere destek olmalıyız.)

Olanları böyle değerlendirmek, bu gözle bakmak gerekir.
(Olanları böyle değerlendirmek, onlara bu gözle bakmak gerekir.)

Duvarları kirletmek, yazı yazmak kesinlikle yasaktır.
(Duvarları kirletmek, duvarlara yazı yazmak kesinlikle yasaktır.)

Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
(Kadının içeri girmesiyle içeriden çıkması bir oldu.)

Düşman kenti bombaladı; ama giremedi.
(Düşman kenti bombaladı; ama kente giremedi.)


Nesne eksikliği:

Gazetelerin yazdıklarına inanmıyor, okumaktan da geri kalmıyordu.
(Gazetelerin yazdıklarına inanmıyor, gazeteleri okumaktan da geri kalmıyordu.)

Çocuk, okuduğu romandan çok etkilendiğini ve bir daha okuyacağını söyledi.
(Çocuk, okuduğu romandan çok etkilendiğini ve romanı bir daha okuyacağını söyledi.)

Bebeğe sevgiyle baktı, sevdi.
(Bebeğe sevgiyle baktı, onu sevdi.)

Dişçi, çocuğun dişini çekip eve gönderdi.
(Dişçi, çocuğun dişini çekip çocuğu eve gönderdi.)

Bu konuda öğrenciler aralarında anlaşıp karar verecekler ve uygulayacaklar.
(Bu konuda öğrenciler aralarında anlaşıp karar verecekler ve kararı uygulayacaklar.)

Söylenenlere hemen inanıyor ve her yerde savunuyordu.
(Söylenenlere hemen inanıyor ve onları her yerde savunuyordu.)

Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim.
(Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve kendisini tebrik ederim.)

Büyüklere gereken saygıyı göstermeli, incitmemeliyiz.
(Büyüklere gereken saygıyı göstermeli, onları incitmemeliyiz.)

Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
(Size teşekkür etmek ve sizi kutlamak istiyor.)

Yasalara göre, paranın üzerine yazı yazmak, yırtmak yasaktır.
(Yasalara göre, paranın üzerine yazı yazmak, parayı yırtmak yasaktır.)

Trafik kurallarına uyun, uyarın.
(Trafik kurallarına uyun, uymayanları uyarın.)


Edat tümleci eksikliği:

Bisikletleri çok sever ve sürekli ilgilenirdi.
(Bisikletleri çok sever ve bisikletlerle sürekli ilgilenirdi.)

Arkadaşlarını pek sevmez, görünce konuşmaktan kaçınırdı.
(Arkadaşlarını pek sevmez, görünce onlarla konuşmaktan kaçınırdı.)

Bu zorluklara nasıl katlandı, nasıl başa çıktı.
(Bu zorluklara nasıl katlandı, zorluklarla nasıl başa çıktı.)

Yeni yetişen sanatçılara yardım eder, ilgilenirdi.
(Yeni yetişen sanatçılara yardım eder, onlarla ilgilenirdi.)

Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
(Bir daha seni görmek ve seninle karşılaşmak istemiyor.)

Arkadaşlarını aradı, sonra buluştu.
(Arkadaşlarını aradı, sonra onlarla buluştu.)

Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
(Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve benimle tartışırdı.)

Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.
(Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; sorunlarınla başa çıkmak için uğraşıyoruz.)


--------------------------------------------------------


3-EKLERLE İLGİLİ YANLIŞLARDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Cümlede eklerin eksik, fazla ya da yanlış kullanılması anlatımını bozukluğuna sebep olur.

Bizi en çok sevindiren onun bu sınavı kazandığıdır.
(Bizi en çok sevindiren onun bu sınavı kazanmasıdır.)

Bazı yolcuların giriş işlemleri yapmaya başlandı.
(Bazı yolcuların giriş işlemleri yapılmaya başlandı.)

Dünkü toplantıda Ali bizi sınıf arkadaşlarını tanıştırdı.
(Dünkü toplantıda Ali bizi sınıf arkadaşlarıyla tanıştırdı.)

Biricik arzumuz sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir.
(Biricik arzumuz sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmektir.)

Yazarlarımızın köy yaşantısına ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır.
(Yazarlarımızın köy yaşantısıyla ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır.)

Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir.
(Her ülkenin, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir.)

Sanatçının, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir.
(Sanatçı, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir.)

Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.
(Bütün yemekler hazırlanarak, bir kenara koyulmalıdır.)

Bir ay içinde araba sürmesini öğrendi.
(Bir ay içinde araba sürmeyi öğrendi.)

İnsanlar aldatmasını çok iyi biliyor. (doğrusu: aldatmayı)
İnsanlar aldatma çok iyi biliyor.

Resim yapmasını severim.
(Resim yapma severim.)

1975′lerde ne eğlenirdik bu sokaklarda.
(1975′te ne eğlenirdik bu sokaklarda.)

Başarıya ulaşmak isteyen biri, işini severek yapması gerekir.
(Başarıya ulaşmak isteyen birinin, işini severek yapması gerekir.)

Bu yoldaki çalışan araç şoförleri eylem yaptılar.
(Bu yolda çalışan araç şoförleri eylem yaptılar.)

Dün bu konuyla ilgili pek çok sorular çözdüm.
(Dün bu konuyla ilgili pek çok soru çözdüm.)

Bu akşamki seyrettiğimiz filmi hiç beğenmedim.
(Bu akşam seyrettiğimiz filmi hiç beğenmedim.)

İhaleye birçok yerli ve yabancı firmalar katılmıştı.
(İhaleye birçok yerli ve yabancı firma katılmıştı.)

Bu bestesi onun en tanınmış eseridir.
(Bu beste onun en tanınmış eseridir.)

Babamın başı ağrıdığında aspirin içerdi.
(Babam başı ağrıdığında aspirin içerdi.)


-------------------------------------------------------


4-TAMLAMA YANLIŞLARINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*İsim tamlamalarında tamlayan veya tamlananın kullanılmaması; tamlama eklerinin eksiklikleri; ortak kullanılmaması gereken tamlayan ya da tamlananın ortak kullanılması gibi sebepler, anlatım bozukluklarına sebep olmaktadır.


NOT: Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. Çünkü isim tamlamalarında tamlanan iyelik eki aldığı halde sıfat tamlamalarında tamlanan ek almaz. Dolayısıyla tamlananlar, niteliği farklı olduğundan, ortak kullanılamaz.

Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi.
"polis aracı" >> isim tamlaması
"askeri araç" >> sıfat tamlama
(Kaza yerine birçok askeri araç ve polis aracı geldi.)

Verilen cümledeki özne ve zarf tümlecini bulun. ( “özne tümleci” olmaz)
(Verilen cümledeki özneyi ve zarf tümlecini bulun.)

Bu ülkeye teknik ve bilgi yardımında bulunulacak.
(Bu ülkeye teknik yardım ve bilgi yardımında bulunulacak.)

Son derste belgisiz ve sayı sıfatlarını öğrendik.
(Son derste belgisiz sıfatları ve sayı sıfatlarını öğrendik.)

Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.
(Bu bölge coğrafî açıdan ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.)

Kar yüzünden tüm özel ve devlet okulları tatil edildi.
(Kar yüzünden tüm özel okullar ve devlet okulları tatil edildi.)

Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi.
(Şehrimizde çeşitli kültürel etkinlikler ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi.)

Doğa ve toplumsal olayları inceledik.
(Doğa olaylarını ve toplumsal olayları inceledik.)

Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
(Dün epik şiirler ve aşk şiirleri okuduk.)

Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
(Gençlik, duygusal sorunlar ve kişilik sorunları yaşıyor.)

Yüksek dağları ve denizleri aştım senin için. ( “yüksek deniz” olmaz)
(Denizleri ve yüksek dağları aştım senin için.)


NOT: Sıfat tamlamalarında çoğul anlamı taşıyan bir sıfattan sonra gelen ad tekil olmalıdır.

Birçok seneler geçti.
(Birçok sene geçti.)

Bizde iki türlü düşünürler vardır.
(Bizde iki türlü düşünür vardır.)

Her türlü tedbirler alındı.
(Her türlü tedbir alındı.)

Birçok festivaller düzenlendi bu yaz.
(Birçok festival düzenlendi bu yaz.)

Bin türlü çiçekleri derledim sana.
(Bin türlü çiçeği derledim sana.)


NOT: Tamlayan eki eksikliği, anlatım bozukluğuna yol açar.

Her önüne gelen aklına esen sözcüğü dilimize mal etmesi yanlıştır.
(Her önüne gelenin, aklına esen sözcüğü dilimize mal etmesi yanlıştır.)

Bu duygular geçici ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.
(Bu duyguların geçici ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.)

Büyük emek harcanarak yazılan eserler bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.
(Büyük emek harcanarak yazılan eserlerin bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.)

Her önüne gelen canı istediği gibi davranması doğru değildir. (gelenin)
(Her önüne gelenin canı istediği gibi davranması doğru değildir.)

Verdiğimiz hizmetler kalıcı olduğu herkesçe bilinmelidir.
(Verdiğimiz hizmetlerin kalıcı olduğu herkesçe bilinmelidir.)

Her ulus dilinin olanaklarından yararlanma yoluna gitmesi gerekir.
(Her ulusun dilinin olanaklarından yararlanma yoluna gitmesi gerekir.)


NOT: Bazı durumlarda tamlayanın kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.

Öğrenciye bir şey vermeden gelişmesini umma.
(Öğrenciye bir şey vermeden öğrencinin gelişmesini umma.)

Arkadaşına yardım ederek mutlu olmasını sağladı.
(Arkadaşına yardım ederek onun mutlu olmasını sağladı.)

Tanıdıklarından alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
(Tanıdıklarından alışveriş yaparak onların para kazanmalarına katkıda bulunurdu.)

Çocuklarıyla her konuyu konuşur, yanlışa düşmemelerine çalışırdı.
(Çocuklarıyla her konuyu konuşur, onların yanlışa düşmemelerine çalışırdı.)

Hasta yatağındaki annesine şarkı söyleyerek mutlu olmasını sağladı.
(Hasta yatağındaki annesine şarkı söyleyerek annesinin mutlu olmasını sağladı.)

Arkadaşlarına gitmeden size gelmelerini bekleme.
(Arkadaşlarına gitmeden onların size gelmelerini bekleme.)

Yazıyı dikkatlice inceleyip alt tarafını paraf ediniz.
(Yazıyı dikkatlice inceleyip yazının alt tarafını paraf ediniz.)

Sözünü ettiğiniz binayı ne gördüm ne de yerini bilirim.
(Sözünü ettiğiniz binayı ne gördüm ne de binanın yerini bilirim.)

Size derdimi söylersem dermanını arar mısınız?
(Size derdimi söylersem derdimin dermanını arar mısınız?)


----------------------------------------------------------------


5-BAĞLAÇ YANLIŞLARINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Cümlelerini birbirine bağlarken yanlış bağlaçların kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.

Televizyonu kapattım ama sevdiğim bir program yoktu.
(Televizyonu kapattım çünkü sevdiğim bir program yoktu.)

Ders çalışmıyordu ancak dersleri de kötüydü.
(Ders çalışmıyordu üstelik dersleri de kötüydü.)

Yarın gelemem çünkü sonra gelebilirim.
(Yarın gelemem ama sonra gelebilirim.)

Ben yarın dışarı çıkamam, ama evde yapılacak bir sürü işim var.
(Ben yarın dışarı çıkamam, çünkü evde yapılacak bir sürü işim var.)


--------------------------------------------------------------


6-ÇATI UYUMSUZLUĞUNDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Birleşik cümlelerde veya sıralı cümlelerde aynı özneyi alan yüklemlerin her ikisi de etken veya her ikisi de edilgen olmalıdır.

Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.
(Bütün sorunlar halledilip öyle gidilecekti.)

Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
(Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürülecek.)

Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.
(Sorular çok dikkatli okunarak çözülsün.)

Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.
(Çok emek harcanıp az para kazanılabilmiş.)

Güzel elbiseler giyip düğüne gidildi.
(Güzel elbiseler giyilip düğüne gidildi.)

Onu telefonla arayıp dışarı çıkıldı.
(Onu telefonla arayıp dışarı çıktı.)

Sorular okuyarak çözülsün.
(Sorular okunarak çözülsün.)

Pencereler açılıp oda güzelce havalandırmalıdır.
(Pencereler açılıp oda güzelce havalandırılmalıdır.)

Çay içildikten sonra konuyu görüştüler.
(Çay içtikten sonra konuyu görüştüler.)

Her ne kadar yeni bir eve taşınmışsa da beklenen rahatlığa kavuşulamamıştır.
(Her ne kadar yeni bir eve taşınılmışsa da beklenilen rahatlığa kavuşulamamıştır.)

Öğle yemeği yedikten sonra toplantı için salona geçildi.
(Öğle yemeği yendikten sonra toplantı için salona geçildi.)

Derslerinize düzenli bir şekilde çalışılıp istediğiniz üniversiteyi kazanabilirsiniz.
(Derslerinize düzenli bir şekilde çalışıp istediğiniz üniversiteyi kazanabilirsiniz.)


-------------------------------------------------------------


7-NOKTALAMA EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

Noktalama işaretlerinin cümlede eksik olması anlam belirsizliğine yol açabileceğinden bu durum da anlatım bozukluğu nedenidir. Genellikle virgül eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Çocuk arabasını beğenmedi.
(Çocuk, arabasını beğenmedi.)

Genç kadın doktorla görüşmek istedi.
(Genç, kadın doktorla görüşmek istedi.)

Sarhoş adama ağzına geleni söyledi.
(Sarhoş, adama ağzına geleni söyledi.)

Deli adamı öldüresiye dövdü.
(Deli, adamı öldüresiye dövdü.)

Tahta evin önüne yığılmıştı.
(Tahta, evin önüne yığılmıştı.)

---------------------------------------------------------------


8-YAPISI YANLIŞ SÖZCÜK KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

*Bir sözcük dil bilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım bozukluğu oluşur.

Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor. (bakkallık)

Yiyecekleri kokturmuşsun. (kokutmuşsun)

Bölgevi sorunlar artıyor. (bölgesel)

Her şeyi pahalılandırmışsınız. (pahalılaştırmışsınız)

Bilinçleşmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır. (bilinçlenmenin)

Her yaz Boğaz'da bir sayfiyelik ev kiralarız. (sayfiye / yazlık)


-------------------------------------------------------------


9-YANLIŞ OKUNAN, YAZILAN VE SÖYLENEN SÖZCÜKLERDEN KAYNAKLANAN BOZUKLUKLAR:

Bu yanlışlar genellikle başka dillerden Türkçeye girmiş sözcüklerin okunmasında, yazılmasında ve söylenmesinde görülür.

Yanlış / Doğru
Adele / adale
Afaroz / aforoz
Asvalt / asfalt
Herkez / herkes
Kavonoz / kavanoz
Klavuz / kılavuz
Lağzım / lazım
Mefta / mevta
Mahfetmek / mahvetmek
Örneyin / örneğin
Sezeryan / sezaryen
Siluet / silüet
Şevkat      / şefkat
Tasviye / tasfiye
Teşfik / teşvik
Yalnış / yanlış
Yanlız / yalnız
Abicim / ağabeyciğim
Alıkoyulan / alıkonulan
Alolaşırız / telefonlaşırız
Ayıpsın / ayıp ediyorsun
Bissürü / bir sürü
Napcaz /   ne yapacağız


---------------------------------------------------------------

KARIŞIK UYGULAMALAR:

*Hiç kimse onu hor görmüyor, ona yardım ediyordu.
Özne-yüklem olumluluk açısından uyumsuz.
Virgülden sonra “herkes” sözcüğü getirilmeli.

*Bu konuda yetkililerle konuşarak, onların görüşünü almayı düşünüyoruz.
Anlatım bozukluğu yok.

*Bu tür dergilerin sayısı gittikçe azalıyor, okunmaz oluyor.
Özne eksikliği.
Virgülden sonra “bu tür dergiler” getirilmeli.

*Mumumuz bir yana, gaz lambamız; hatta, elektriğimiz bile yoktu.
Mantık hatası.
Doğrusu: “Elektriğimiz bir yana, gaz lambamız hatta mumumuz bile yoktu.”

*Özel ve devlet okulları bu yarışmaya katılacaktı.
Tamlama yanlışı.
Özel sözcüğünden sonra “okullar” sözcüğü getirilmeli.

*Şişmanlıktan kurtulmak için beslenmenize dikkat etmeli, ayrıca düzenli olarak spor yapmalısınız.
Anlatım bozukluğu yok.

*Toplantıda pasta ve meyve suyu ikram edildi.
Tamlama yanlışı. Pasta suyu gibi algılanıyor.
Doğrusu: “Toplantıda meyve suyu ve pasta ikram edildi.”

*Ona, çok kızmaz ama öcünü alırdı.
Dolaylı tümleç eksikliği.
Ama sözcüğünden sonra “ondan” sözcüğü getirilmeli.

*Çayı bazen, kolayı hiç içmem.
Yüklem eksikliği.
Bazen sözcüğünden sonra “içerim” sözcüğü getirilmeli.

*Yıllar önce, sevdiğim bir şairin, beğendiğim bir kitabını almıştım.
Anlatım bozukluğu yok.

*Dün, onu bir kez daha okuyarak, anılarımı tazelemek istedim.
Anlatım bozukluğu yok.

*Tatlı kurabiyeden az, tuzlu kurabiyeden hiç yemedim.
Yüklem eksikliği.
Az sözcüğünden sonra “yedim” sözcüğü getirilmeli.

*Saha, top oynamaya elverişli ve müsaitti.
Gereksiz sözcük kullanımı. Aynı anlamlı sözcükler kullanılmış.
Elverişli yada müsait sözcüklerinden biri cümleden çıkarılmalı.

*Kuşkusuz söylediklerin etkilemiş olmalı.
Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması. “Kuşkusuz” kesinlik ifade eder, “olmalı” ihtimal ifade eder. İkisi aynı cümlede olamaz.
Kuşkusuz” yada “olmalı” cümleden çıkarılmalı.

*Bize karşı çekimser davranıyordu.
Yanlış anlamda sözcük kullanımı.
çekimser” değil, “çekingen” olmalı.

*Eski Ankara Valisi geldi.
Sözcüğün yanlış yerde kullanılması.
Doğrusu: “Ankara eski valisi”

*Her yıl arkadaşıyla Bodrum’a gider, orada uzun bir tatil yapar.
Anlatım bozukluğu yok.

*Sınıfta kaldığına çok üzüldü, bunu kimseye söyleyemedi.
Anlatım bozukluğu yok.

*Kardeşini sinemaya götürdü.
Anlam belirsizliği.
Kardeş”in kime ait olduğu belli değil.
Doğrusu: “Kendi kardeşini”  yada  “Onun kardeşini” olmalı.


*Yanlız kalmak, hoşuma gitmez.
Yapısı yanlış sözcük kullanımı.
Yanlız” değil “Yalnız” olmalı.

*Haberi alınca ciğeri tutuştu.
Deyim yanlışı.
Doğrusu: “Haberi alınca etekleri tutuştu.”

*Yolda arkadaşlarıyla karşılaştı; onlara, olanları anlattı.
Anlatım bozukluğu yok.

*Görünen köy tercüman istemez.
Atasözü yanlışı.
Doğrusu: “Görünen köy kılavuz istemez.”

*Kuşlar, neşeyle uçuşuyorlar.
Özne-Yüklem uyumsuzluğu.
uçuşuyorlar” değil “uçuşuyor.”  olmalı.

*Toplumsal yaşamda, herkesin uymak zorunda olduğu kurallar vardır.
Anlatım bozukluğu yok.

*Kağıt tüketimi, bir toplumun gelişmişlik göstergelerinden biridir.
Anlatım bozukluğu yok.

*Masanın üzerindeki kağıtlar, kitaplar birbirine karışmış.
Anlatım bozukluğu yok.

*Sıkıntıdan bir deri, bir göbek kalmıştı.
Deyim yanlışı.
göbek” değil “kemik” olmalı.

*Bu filmde toplum sorunları irdeleniyor ve topluma ayna tutuyor.
Özne yanlışı. (Özne eksikliği.)
Doğrusu: “… ve film topluma ayna tutuyor.”

*Dün aldığı gazeteleri, dergileri hala okuyamadı.
Anlatım bozukluğu yok.

*Sınav saati yaklaştıkça, heyecanım gittikçe artıyor.
Gereksiz sözcük kullanımı. (Aynı anlamlı sözcüklerin kullanılması.)
gittikçe” cümleden çıkarılmalı.

*Bu nüans farkını anlamalısın.
Gereksiz sözcük kullanımı. (Aynı anlamlı sözcüklerin kullanılması.)
nüans” yada “fark” cümleden çıkarılmalı.

*Aşağı yukarı, tam yedi yıldır görmüyorum.
Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması.
Aşağı yukarı” yada “tam” sözcüklerinden sadece biri kullanılmalı.

*Bütün olasılıklarımı kullandım.
Yanlış anlamda sözcük kullanımı.
olasılıklarımı” değil “olanaklarımı” olmalı.

*Yeni atılımlar yapacağımızı umut ediyorum.
Yardımcı eylemin gereksiz kullanımı.
umut ediyorum” değil “umuyorum” olmalı.

*Yeni durağa gelmiştik ki, otobüs duraktan ayrıldı.
Sözcüğün yanlış yerde kullanımı.
Doğrusu: “Durağa yeni gelmiştik ki,………”

*Yazılarınızda, dilimize önem verilmeyişinden yakınıyorsunuz.
Anlatım bozukluğu yok.

*Birçok sözcüğü yerinde kullanmadığınızı üzülerek görüyorum.
Anlatım bozukluğu yok.

*Öğretmen okuluna doğru gidiyordu.
Anlam belirsizliği.
Belirsizliği gidermek için virgül kullanılmalı.
Öğretmen, okuluna doğru gidiyordu.”

*Mahallemizde manavcılık yapıyordu.
Yapısı yanlış sözcük kullanımı.
manavcılık” değil “manavlık” olmalı.

*Üç kişi yanıma geldiler.
Özne-yüklem uyumsuzluğu.
geldiler” değil “geldi” olmalı.

*Bu koşullar içinde pek çok sanatçı olduğunu duyuyorum, görüyorum.
Anlatım bozukluğu yok.

*Dostluğumuzu pekiştiren, anlam kazandıran birçok ortak noktamız var.
Dolaylı tümleç eksikliği.
Virgülden sonra “ona” sözcüğü eklenmeli.

*Toplantıda, çeşitli hastalıklar ve bunların nedenleri konusunda açıklamalar yapılacak.
Anlatım bozukluğu yok.

*Bugün tatil olduğundan, sabahleyin geç kalktım.
Anlatım bozukluğu yok.

*Kitabı eleştiri ve tenkit yağmuruna tuttular.
Gereksiz sözcük kullanımı.
eleştiri”  yada  “tenkit” sözcüklerinden biri atılmalı.

*Şüphesiz sen de onu görmüş olmalısın.
Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması.
Şüphesiz” sözcüğü cümleden çıkarılmalı.

*Polis öfkeyle geçen arabayı durdurdu.
Sözcüğün yanlış yerde kullanılması.
Doğrusu: “Polis geçen arabayı öfkeyle durdurdu.”

*O kalemi hala arıyor.
Cümlede anlam belirsizliği.
Belirsizliği gidermek için virgül kullanılmalı.  
O, kalemi hala arıyor” yada “O kalemi, hala arıyor.”

*Kardeşi doğunca, onun ayakkabısı dama atıldı.
Deyim yanlışı.
Ayakkabısı” değil “pabucu” olmalı.

*O, bizim sınıf öğrencisiydi.
Tamlama yanlışlığı. (Tamlayan eki eksikliği)
sınıf” değil “sınıfın” olmalı.

*Her toplum, dilini geliştirme yoluna gitmesi gerekir.
Tamlama yanlışlığı.
Her toplum” değil “Her toplumun” olmalı.

*Arkadaşımız, çok çalışkan bir çocuktu.
Anlatım bozukluğu yok.

*Ne sen, ne kardeşin geldi.
Yüklem eksikliği.
Doğrusu: “Ne sen geldin, ne kardeşin geldi.”


*Dün akşam, rüzgar ortalığı altüst etti.
Anlatım bozukluğu yok.

*Çocuğa ninni söylüyor, uyutmaya çalışıyordu.
Nesne eksikliği.
Doğrusu: “…, çocuğu uyutmaya çalışıyordu.”  (“çocuğu” yerine “onu” getirilebilir.)

*Dün gece çok garip bir rüya gördüm.
Anlatım bozukluğu yok.

*Kutuların hepsi aynı görünüyorlar.
Özne yüklem uyumsuzluğu.
görünüyorlar” değil “görünüyor” olmalı.
*Kimse suçlamıyor, saygı duyuyor.
Özne-yüklem uyumsuzluğu.
Virgülden sonra “herkes” sözcüğü getirilmeli.

*Zor ve çetin günler bizi bekliyor.
Gereksiz sözcük kullanımı.
zor yada “çetin” cümleden çıkarılmalı.

*Boş araziye ağaç ekilecekti.
Yanlış anlamda sözcük kullanımı.
ekilecek” değil “dikilecek” olmalı.

*Enflasyonun düşmesi fiyatlara etki etti.
Yardımcı eylemin gereksiz kullanılması.
etki etti.” değil “etkiledi.” olmalı.

*Genç adamı bıçaklamış.
Cümlede anlam belirsizliği.
Virgül kullanılmalı. “Genç, adamı bıçaklamış.” Yada “Genç adamı, bıçaklamış.”

*Aldığım telefonu geri iade etmeliyim.
Gereksiz sözcük kullanımı.
Geri vermeliyim” yada “iade etmeliyim” olmalı.

*Yürümeyi bırak, daha doğru dürüst koşamıyordu.
Mantık hatası.
Doğrusu: “Koşmayı bırak, daha doğru dürüst yürüyemiyordu.”

*Başkalarının sorunlarına önem verir, onlara çözümler bulmaya çalışırdı.
Anlatım bozukluğu yok.

*Bu yorucu çalışmanın ardından iyi bir tatil yapmayı düşünüyordu.
Anlatım bozukluğu yok.

*Simitleri senin, gazozları benim hesabıma yazdım.
Tamlama yanlışlığı.
Doğrusu: “ Simitleri senin hesabına, ……”

*Sinemayı çok seviyor, fakat gidemiyordu.
Dolaylı tümleç eksikliği.
Doğrusu: “….., fakat sinemaya gidemiyordu.”


*Yeni düzenlemeyle, trafik sıkışıklığı önlenmiş, kazalar da büyük ölçüde azalmıştır.
Anlatım bozukluğu yok.

*Trenin zamanında kalkmaması, yolcuların canını sıkıyor.
Anlatım bozukluğu yok.

*Hatasının farkında ve kibirli olmayan bir insandı.
Fiilimsi eksikliği.
Doğrusu: “ Hatasının farkında olan ve……”

İçeriğe dön