AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI-41 - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI-41

AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI-41

CUMHURİYET DÖNEMİNDE ŞİİR:
(CUMHURİYET DÖNEMİNDE COŞKU
VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER)


*Cumhuriyet'in ilk yıllarında şiirde, Milli edebiyat döneminin şairleri etkilidir.  

*Kurtuluş Savaşının acıları, yeni kurulan devletin kuruluş ilkeleri şiire yansır.

*Halk şiiri geleneği, Cumhuriyet Dönemi şiiri için en önemli kaynak olmuştur.

*Anadolu insanı ve Anadolu’yu anlatan şiirler yazılmış; fakat çoğu şair Anadolu’ya dıştan bakmıştır.

*Şiirlerde hamasi (destansı) söyleyişler dikkati çeker. Nutuk havasında didaktik şiirler yazılmıştır.

*Ulus sevgisi, yurdu tanıtma ve yüceltme coşkusu şiirlerde önemli yer tutar.

*Gurbet teması şiirlerde sıkça işlenmiştir.

*Sade bir dil kullanılır.

*Şiirde, içerik zenginleştikçe, konular toplumsallaştıkça dış yapı özellikleri (ölçü, uyak gibi ögeler) kullanılmamaya başlar.

*Şiir, biçim bakımından serbestleşmiştir.

*Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü yaygınlaşmıştır. Ahmet Haşim, Yahya Kemal aruzla şiir yazmaya devam etmiştir.

*Şiirde biçim ve içerik açısından büyük değişiklikler olmuş, çeşitli şiir toplulukları ortaya çıkmıştır.

*Batı edebiyatı ölçüsünde başarılı örnekler verilir.

*1940’tan sonra serbest şiir yaygınlaşmıştır.

*Şiirde her türlü konu ele alınır.


Ayrıntılar:

*Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Fazıl Hüsnü, Cahit Külebi gibi şairler Anadolu’yu gerçekçi biçimde anlatmıştır.

*Kemalettin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı gibi şairler, Millî Edebiyat akımından hece veznini devralıp küçük duyarlılıkları, doğa ve yurt güzelliklerini konu edinmişlerdir.  

*Ahmet Kutsi Tecer, folklordan; Ahmet Hamdi Tanpınar, tarihten ve psikolojiden beslenmişlerdir.  

*Ahmet Muhip Dıranas şiirinde simgeler ön plana çıkarırken; Cahit Sıtkı Tarancı, günlük yaşamdan sahnelere, yaygın izlenimlere, duyarlılığa yer vermiştir.  

*Necip Fazıl Kısakürek gibi şairler, insanın iç dünyasına yönelik araştırmalara girmiş, gizemci düşünceler dile getirmiştir.

*Nâzım Hikmet, geleneksel kalıpları kıran şiiri ve Marxçı görüşe bağlı içeriğiyle yenilik oluşturmuştur.  

*Garip hareketinin temsilcileri (Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet, Oktay Rıfat) şairaneliğe ve şiirde aşırı duyarlılığa karşı çıkmış; vezinsiz şiiri yaygınlaştırmışlardır.

*Attilâ İlhan, toplumsal konuları, imgeye ve duyarlığa daha geniş yer vererek işleyen eğilimin temsilcisi olmuştur.  

*Bedri Rahmi Eyüboğlu, Behçet Necatigil, Cahit Külebi, Necati Cumalı; doğa, aşk, yaşam, sevgi, barış, özgürlük vb. konuları işleyen aydınlık şiirin temsilcileri olmuştur.

*Asaf Halet Çelebi'nin şiirine eski uygarlıkların, tasavvufun, folklorun katkısı görülür.  

*Dönemin en üretken şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca; insanın, tanrı, evren, tarih, zaman karşısındaki yerini, yer yer karanlık imgelerle sezdirmeye çalışır.

*İkinci Yeni şiirin temsilcileri Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan; çağdaş dünyanın karmaşası içinde bunalan insanın tedirginliğini, yer yer kapalı bir şiir diliyle anlatırlar.  

*Kemal Özer, Ataol Behramoğlu, toplumsal eylemlere; Refik Durbaş, kentin yaşamında çizgi dışı kalmış kitlelerin temsilcilerine; Hilmi Yavuz, kültürel kaynaklara ve tarihe yönelen eserler vermiştir.

*Salah Birsel, ironiyi; Metin Eloğlu, toplumsal yergiyi ve Can Yücel, siyasal yergiyi şiirlerinde kullanmıştır.  


Cumhuriyet Şiiri – Tarihi Akış:

*Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında daha önceki yıllardan bu döneme gelen şairlerle karşılaşılır.

*Bu şairlerin başında, ulusal yazın anlayışını yansıtan Türkçe ve hece ölçüsüyle etkileyici şiir örnekleri veren Beş Hececiler gelir.  

*Beş Hececiler, şiirlerinde kahramanlık duygularını kamçılayan temalara yer verir.  

*Beş Hececilerin izinden giden Kemalettin Kamu, Behçet Kemal, Ahmet Kutsi, Ömer Bedrettin gibi şairler duygusal bir anlatımla Anadolu’yu işlemiş ve övmüşlerdir.


1920'lı Yıllar…

*Necip Fazıl Kısakürek, lirizmin ağır bastığı şiirler yayımlamıştır.  

*Kemalettin Kamu’nun, içten duygularla yazdığı, lirizmin ağır bastığı, yurtseverlik temasını işlediği şiirleri yayımlanır.

*Necmettin Halil Onan, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ömer Bedrettin Uşaklı bu yılların şairleri arasındadır.


1930'lu Yıllar…

*Ercüment Behzat Lav ölçülü, uyaklı şiire karşı çıkışıyla dikkati çekmiştir.  

*Gerçeküstücülükten başlayarak değişik şiir akımlarını deneyen şair, şiirimize alaysılamayı getiren ilk şair olma özelliğini taşır.  


1940'lı Yıllar…

*Toplumcu-gerçekçilik çizgisinde ilerleyen şiirimizde “Kırk Kuşağı” olarak adlandırılan şairlerle karşılaşırız:
Hasan İzzettin Dinamo, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, A. Kadir, Ömer Faruk Toprak, Enver Gökçe, Ahmet Arif, Vedat Türkali, Abdülkadir Demirkan, İlhami Bekir Tez, Mehmet Kemal, Niyazi Akıncıoğlu

*Bunlar, İkinci Dünya Savaşı nedeniyle çekilen sıkıntının, gittikçe artan yoksulluğun etkisiyle şiirler yazmışlardır.  

*Toplumcu şairler kuşağı oluşturmuşlardır.  

*Ortak temaları, barış, özgürlük, eşitliktir.


1950'li Yıllar…

*1950'li yıllarda, toplumcu şairlerin yeni şiirler yayımlamadıkları dikkati çeker.  

*Şiirlerde işledikleri temalar sakıncalı bulunmuştur.

*Bu yıllarda ilk şiir kitabı yayımlayan şairler Mehmet Başaran, Talip Apaydın ve Fazıl Hüsnü’dür.  

*Şairler köy gerçeğine yönelmişlerdir.

*Köy ve köylüyle ilgili temalar, gözleme dayanılarak, gerçekçi bir görüşle verilmiştir.

*1950'li yılların başlarında şairler bir topluluk kuramamış bağımsız kalmışlardır.

*Behçet Necatigil, bağımsız bir şair olarak kendi kişiliğini yansıtan şiirler yayımlamaya başlar.

*Bu yıllarda dikkat çeken bir başka şairimiz de Atilla İlhan’dır.

*Atilla İlhan, zengin imgeler, değişik benzetmelerle renklendirilmiş, insanın duygularını yansıtmaya yönelik şiirler yazmıştır.  

*Ellili yılların bağımsız şairleri arasına, Salah Birsel'i de eklenebilir.

*Alaysı ifadeyle düşündürücü şiirler yazarak şiirimize yenilik getirmiştir.  


1960'lı yıllar…

*1960'lı yıllarda yeni bir toplumcu şair kuşağı yetişir.  

*Can Yücel şiirin lirizmi içine gülmeceyi sokmayı başarır.

----------------------------------------


ÖZ ŞİİR (SAF ŞİİR) ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR
VE ÖZELLİKLERİ (1920-1940)

*Saf şiir, şiirin şiirsel olmayan unsurlardan arındırılmasıdır.

*Öz şiir anlayışı, Batı edebiyatında Paul Valery, Stephane Mallerme gibi şairlerde görülür.

*Bizde ilk örneklerini Recaizâde Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit gibi Tanzimat Dönemi şairlerinde görürüz.

*Öz şiir anlayışıyla şiir yazan şairler, daha çok sembolist şairlerin görüş ve şiirlerinden etkilenmişlerdir.

*Mektepleşme eğiliminin dışında kalmışlardır.

*Edebiyatımızda “Saf Şiir” (Öz Şiir) eğilimi Ahmet Haşim’in “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesiyle olgunlaşmıştır.

*Şairlerde okuyucuda estetik haz uyandıran şiirler yazma eğilimi görülür.

*Şairler, memleketçi anlayıştan sıyrılıp sanatı ön plana çıkarmışlardır.

*Şairler, öğreticilikten (didaktik bilgiden) uzak durup musikinin çağrıştırdığı imgeleri kullanmışlardır.

*Şiirde öğretme amacı güdülmez.

*Şiir, toplum için değil, sanat içindir.

*Şiirler ideolojinin esiri olmamalıdır.

*Şiirlerde, düşsel (hayali) ve bireysel yön ağır basar.

*Bu şiir tarzında önemli olan iyi ve güzel şiir yazmaktır.

*Şiirde mükemmeliyetçilik öne çıkmıştır.

*Şiir, soylu bir sanat olarak kabul edilir.

*Şiir, emek işidir.

*Her şair kendine has bir “imge düzeni” oluşturur. “Özgünlük” söz konusudur.

*Çağrışımlardan yararlanılır.

*Şiirde “anlam”a fazla önem verilmez.  

*Şairler, anlaşılmak için değil; duyulmak, hissedilmek için şiir yazarlar.

*”Gizemlilik, simgecilik, bireysellik, düşsellik, içsellik” gibi kavramlar şiirde ön plandadır.

* “Aşk, tabiat, ruh, ölüm, masal, rüya, renk” temaları ve “mitolojik unsurlar” yoğun bir şekilde işlenmiştir.

*İçsel bir yaklaşımla “insan” anlatılır.

*Şiirde biçime (dize, ölçü, uyak), dile, iç ahenge, ses ve musikiye önem verilir.

*Şiir dili, her şeyin üzerindedir. Dilde saflaşma görülür.

*Şiirde dil, günlük dilin kalıplarından uzaklaştırılmıştır. Sanatlı söyleyişe yer verilir.

*Ahenk, kafiye ile sağlanır.

*Düz yazıya özgü öğeler, şiirden uzaklaştırılmıştır.

*1923 öncesi dönemde büyük ölçüde Ahmet Haşim ve Yahya Kemal tarafından temsil edilen öz şiir; Cumhuriyet sonrasında da, yine bu iki şairin ekseni etrafında Türk şiirinin iki ana eğiliminden biri olma özelliğini korumuştur.

*Bu anlayışın şairlerinden önemlileri; AHMET HAMDİ TANPINAR, NECİP FAZIL KISAKÜREK, CAHİT SITKI TARANCI, AHMET MUHİP DIRANAS, ZİYA OSMAN SABA’dır.  
(Yedi Meşaleciler de saf şiir anlayışını savunmuştur.)

----------------------------------------


YEDİ MEŞALECİLER VE ÖZELLİKLERİ:

(SABRİ ESAD SİYAVUŞGİL, CEVDET KUDRET SOLOK, YAŞAR NABİ NAYIR, VASFİ MAHİR KOCATÜRK, MUAMMER LÜTFİ BAHŞİ, ZİYA OSMAN SABA, KENAN HULUSİ KORAY)

*1928'de yayımladıkları “Yedi Meşaleadlı kitap ile adlarını duyuran, altı şair ve bir öykü yazarından oluşan topluluktur. (1928-1933) (Kenan Hulusi Koray, sadece öykü yazmıştır.)  

* “Yedi Meşale” kitabı, edebiyat dünyasında ilgiyle karşılanmış; şiirin tıkanan damarını açacağı düşünülmüştür.

*Kitapta yedi genç sanatçının eserleri yer alır.

*Yedi Meşaleciler, memleket edebiyatına ve Beş Hececiler'e tepki olarak ortaya çıkmıştır.

*Beş Hececilerin şiirini sığ bulurlar.  

*Fransız sembolistleri örnek alan bu sanatçılar, daha çok Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şairlerinin etkisinde kalmışlardır.

*Şiirle ilgili görüşlerini (poetikalarını), Yedi Meşale adlı kitabın ön sözünde açıklamışlardır.

*Cumhuriyet Dönemi'nde poetikasını açıklayan ilk edebi topluluktur.

*Edebiyatımızda, beyanname ile ortaya çıkan ikinci topluluktur. (İlki Fecr-i Ati)

*Cumhuriyet Dönemi'nde, “sanat sanat içindir” düşüncesini ve “öz (saf) şiir” anlayışını benimsemişlerdir.

*Edebiyattaki ilkelerini, "samimilik, canlılık ve devamlı yenilik" olarak belirlerler.

*Edebiyattaki tıkanıklığı aşmak için, Türk şiirinde yeni ufuklar açmayı hedeflemişlerdir.

*Şiiri tekdüzelikten kurtarmayı amaçlarlar.

*Yedi Meşalecilere göre şiir, hiçbir fikir ve ideolojinin hizmetinde kullanılamaz.

*Şiirde sadece duygular ifade edilmelidir.

*Gerçek şiir, sanat için yazılan, samimi ve yenilik dolu olan şiirdir.

*Edebiyatta taklitten kaçınılmalıdır.

*Aynı his ve fikirlerin değiştirile değiştirile kendilerine sunulmasına karşıdırlar.

*Kendi ifadeleriyle, Ayşe Fatma edebiyatına karşı olduklarını beyan etmişlerdir.

*Yalın, kolay anlaşılır, düz anlatımlı, milli temalarla dolu bu şiir anlayışına karşı çıkarlar.

*Batılı ilkelerle sanat yapılmalı, geleneksel temalar yerine yeni temalar bulunmalıdır.

*Şiirin konu ve temaları genişletilmelidir.

*Şiirde konu zenginliği sağlamak için hayalden yararlanılmalıdır.

*Yedi Meşaleciler, şiirlerinde “aşk, sevgi, yaşama sevinci ve çocukluk günlerine özlem” gibi konuları işlemişlerdir.

*Sürekli yenilik peşinde olan bu şairler, yeni mecaz ve söyleyişlerle karşımıza çıkarlar.

*Şiirlerini çarpıcı imge ve benzetmelerle zenginleştiren Yedi Meşalecilerin şiirleri tablo niteliği gösterir.

*İç dünyalarına ve eşyaya izlenimci bir ressam gibi bakarlar.

*Ölçü olarak hece ölçüsünü kullanmışlardır. 7+7 duraklı hece ölçüsünü kullanmayı tercih etmişlerdir.

*Yedi Meşaleciler; kısa süreli olarak “Meşale” dergisini yayımlamışlardır.

*Yazı İşleri Müdürlüğünü Yusuf Ziya Ortaç'nın yaptığı Meşale dergisi, 1928 Temmuzunda yayımlanmaya başlamış ve yayım hayatı 8 sayı sürmüştür.

*Meşale dergisi kapandıktan sonra bir süre Milliyet gazetesinin sanat sayfasını kullanan topluluk; buradada uzun süre kalamayıp kendi işlerine dağılmaya başlamıştır.

*Yedi Meşale’yi çıkaran gençlerin çoğunda şiir faaliyeti bir gençlik hevesi olarak kalır.

*Yedi Meşaleciler, hedeflerini gerçekleştirememişlerdir.

*Ziya Osman Saba, Yedi Meşaleciler arasında söyleyiş bakımından, ötekilerden ayrılarak kendi kişiliğini bulmuş tek şairdir.

*Diğerleri, edebiyatın farklı alanlarına yönelmişlerdir.

*Genel olarak değerlendirildiğinde; edebiyatımızda bir akım başlatamayan, bir okul niteliği kazanamayan gruptan, ortaya tam bir edebiyat topluluğunun çıktığı söylenemez.

*Edebiyatımızın o yıllarda aksayan yönlerine dikkat çekip, edebiyat dünyasında gençlerle de ilgilenmek gerektiğini ortaya koyarak yankı uyandırmışlardır.

*Ahmet Haşim’e göre Yedi Meşalecilerin edebiyata kattıkları yenilik, neşe ve hayata dair konulardır.  


Yedi Meşalecilerle İlgili Ayrıntılar:

*Ziya Osman, topluluğun şiire en sadık kalan edebi şahsiyeti olmuştur.  
*Şiirlerinde, insan sevgisiyle dolu bir kalp, temiz bir dil ve insan sevgisi görülebilir.
*Yalnızlık duygusunu ve hatıraları şiirlerinde başarıyla işlemiştir.   
*Ziya Osman, hikâyeler de yazmıştır.

*Sabri Esat’ın şiirlerinde renkli ve özgün bir imge dünyası vardır.
*Sabri Esat, ilgi çeken tasvirleri, çevirileri ve denemeleriyle edebiyatla bağını koparmamış; psikoloji profesörü olarak da ilmi çalışmalarını sürdürmüştür.

*Cevdet Kudret, topluluğun saf şiire en yakın ismidir. Sonraları, roman ve tiyatro türlerinde eser veren yazar, okul kitapları ve edebiyat tarihi ile ilgili eserler kaleme almıştır.

*Yaşar Nabi, şair ve yayıncı yönüyle beğeni kazanmıştır.
*Diğer edebiyat türlerinde de eser veren yazar, 1933 yılında çıkarmaya başladığı Varlık dergisini hayatı boyunca sürdürmüştür.  
*Türk edebiyatının gelişimine katkıda bulunmuş, yeni yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

*Vasfi Mahir, edebiyat araştırmacısı kimliğiyle isim yapmıştır. Edebiyat tarihi üzerine çalışmalarını sürdürmüştür.

*Muammer Lütfi’nin şiirleri çeşitli dergilerde dağınık bir biçimde yayımlanmıştır.
*Topluluğun dağılmasından sonra edebiyatla bir bağlantısı kalmamıştır.  


YEDİ MEŞALE” KİTABI:
*Yedi Meşale adlı kitap 1928 yılı Nisan ayında yayımlanır.  
*Kitap, kitabın başında bulunan bir önsöz ve topluluğu oluşturan altısı şair bir tanesi de hikâyeci olan yedi yazara ait yedi bölümden ibarettir.
*Kitabın önsözünde, topluluk üyelerinin bildirisi bulunmaktadır.    
*Bu önsöz dahi her bir sanatçının bir cümle veya bir paragraf yazmasıyla oluşmuştur.

Yedi Meşale Kitabının Bölümleri:
-Ön söz
-Sabri Esat Siyavuşgil: Kukla Oyunu
-Yaşar Nabi Nayır: Şairin Bahçesi
-Vasfi Mahir Kocatürk: Dağların Derdi
-Ziya Osman Saba: Sebil ve Güvercinler
-Cevdet Kudret Solok: Cenaze İlahisi
-Kenan Hulusi Koray: Denizin Zaferi  
-Muammer Lütfü Bahşi: Dante'nin Ruhuna

AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI:
İçeriğe dön