HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ
SANATÇILAR > SANATÇILAR
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR: (1864-1944)
*Bağımsız sanatçı, yazar, gazeteci, devlet memuru.
*İstanbul’da doğdu.
*Anne ve babasını küçük yaşta kaybettiğinden dolayı düzenli bir eğitim görmemiştir.
*Çeşitli kademelerde devlet memurluğu yapmıştır.
*2. Meşrutiyet’in ilânından sonra memurluktan ayrılıp kendini tamamen edebiyata vermiştir.
*Geçimini yazdıklarıyla sağlayan nâdir yazarlardan biridir.
*Hayatının sonlarına doğru Kütahya milletvekilliği yapmıştır.
*Hiç evlenmemiştir.
*Heybeliada’daki evinde ölmüştür.
*Hüseyin Rahmi, kendi kendini yetiştirmiş bir yazardır.
*Çocukluğunda yaşadıkları, hayal gücünü geliştirmiştir.
*Edebiyatımızda, Fransız natüralizminin ilk büyük temsilcisidir.
*Onu natüralistlerden ayıran nokta, eserlerinde sosyal eleştiriye olabildiğince çok yer vermesidir.
*Servet-i Fünuncuların yaşıtı olduğu halde, ayrı bir sanat görüşü sürdürür.
*Erken yaşta yazmaya başlamış; bazı yazılarını yangında kaybetmiştir.
*İlk hikâye denemesi “İstanbul’da Bir Frenk” adıyla Cerîde-i Havadis gazetesinde çıkar.
*Yanlış Batılılaşmayı ele aldığı, ilk romanı “Ayna” (Şık) Tercümân-ı Hakîkat gazetesinde yayımlanmıştır.
*Ahmed Midhat Efendi onu “veled-i ma‘nevî”si olarak ilân etmiştir.
*Tercümân-ı Hakîkat, İkdam ve Sabah gazetelerinde çalışmıştır.
*1908’de Boşboğaz ile Güllâbî adıyla bir mizah dergisi çıkarır.
*Hikâye ve roman anlayışında, sosyal fayda üzerinde durmuş; “toplum için sanat” anlayışıyla hareket etmiştir.
*Ahmed Midhat Efendi’nin açtığı popüler roman çığırını, “realist” ve “natüralist” ölçüler içinde devam ettirmiştir.
*Konularını ve kahramanlarını yerli unsurlardan seçmiştir.
*Anormal denebilecek tipleri mizah yoluyla ele alır ve bunları tenkide tâbi tutar.
*Sosyal hicvin, tenkidin seçkin örneklerini ortaya koymuştur.
*Romanlarında ahlâksızlığın teşhiri varsa da savunması yoktur.
*Romanlarının çoğu kendi gözlemlerine ve hayat tecrübelerine dayanır.
*Zaman zaman mübalağaya kaçmıştır.
*Romanlarında gözleme ve çevre tasvirlerine (betimlemelere) büyük önem vermiştir.
*Gerçekçilik ve akılcılık eserlerinin temelini oluşturur.
*Emile Zola'nın deneysel roman yöntemini benimsemiş ve uygulamıştır.
*20. yüzyıl Türk toplumunu yakından ilgilendiren hemen hemen tüm meseleler onun eserlerine ayrıntılı olarak yansımıştır.
*Tanzimat'tan Cumhuriyet sonrasına kadar, toplumsal değişimin bütün evrelerini eserlerine yansıtır.
*Ciddi konuları bile mizahî bir üslûpla vermeyi başarmıştır.
*Romanlarında tiyatro havası sezilir; karagöz ve ortaoyunu izleri görülür.
*Sürekli diyaloglar romanlarını tiyatro türüne yaklaştırmıştır.
*Yanlış batılılaşma, züppe tipler; canlı tasvirlerle ve alaycı bir yaklaşımla ortaya konulmuştur.
*Romanlarında, zaman zaman, cin, peri, dev, çarşamba karısı, gulyabani gibi fantastik unsurlar yer alır; bâtıl inançlar, intihar vakaları ve yabancı mürebbiyelerin kötü tesirleri ele alınır, tahlil ve tenkit edilir.
*Töre romanı özelliği gösteren eserleri vardır.
*Devrindeki İstanbul’unun bütün özelliklerini eserlerine yansıtmıştır. (Zenginler, fakirler; konaklar, yalılar, kenar semtler; atlı tramvaylar, ramazan eğlenceleri; paşalar, beyler, dadılar, mürebbiyeler, alafranga züppeler, deliler, tulumbacılar, yankesiciler, üfürükçüler, kabadayılar, dalkavuklar, dilenciler…)
*Eserlerinde Anadolu yoktur.
*Eserlerinde kahramanlarını çevrelerinin diliyle konuşturmuş; taklitlere yer vermiş; halk deyimlerini sıkça kullanmıştır.
*Dili sadedir.
*Edebiyât-ı Cedîdeciler’in aksine halkın kolaylıkla okuduğu edebî eserler ortaya koymuştur.
*“Halk için roman” geleneği etkisi ile edebiyatın halk tabakasına inmesinde önemli rolü olmuştur.
*"Sokağı edebiyata getiren sanatçı" olarak kabul edilmiştir.
*Ona göre roman sokağın aynasıdır.
*Sıradan insanların yaşantısını bütün gülünç yönleriyle karikatürize eder.
*Romanları, gereksiz bilgilerin verilmesi, romanın akışı kesilerek araya girilmesi yönüyle teknik açıdan kusurlu bulunmuştur.
*Romanlarındaki kalabalıklığa rağmen özel hayatında çekingen, münzevi bir hayat yaşamıştır.
*Müziğe, resme ve fotoğrafa ilgi duymuş; ud ve piyano öğrenmiş; yağlı boya resim yapmıştır.
*Hüseyin Rahmi eserleriyle,
Türk toplumunu aydınlatmak,
çeşitli konularda bilgilendirmek,
halkın yaşama tarzını değiştirmek
ve ilerleyip yükselmesine hizmet etmek amaçlarını gütmüştür.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR’IN ESERLERİ:
Roman: Şık, İffet, Mutallaka, Mürebbiye, Bir Muâdele-i Sevdâ, Metres, Tesâdüf, Nimetşinas, Şıpsevdi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Sevda Peşinde, Gulyabani, Cadı, Hakka Sığındık, Toraman, Hayattan Sayfalar, Son Arzu, Tebessüm-i Elem, Cehennemlik, Efsuncu Baba, Meyhanede Hanımlar, Ben Deli miyim?, Tutuşmuş Gönüller, Billur Kalb, Evlere Şenlik, Kaynanam Nasıl Kudurdu?, Muhabbet Tılsımı, Mezarından Kalkan Şehid, Kokotlar Mektebi, Şeytan İşi, Utanmaz Adam, Eşkıya İninde, Kesik Baş, Gönül Bir Yeldeğirmenidir, Sevda Öğütür, Ölüm Bir Kurtuluş mudur?, Dirilen İskelet, Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı?, Kaderin Cilvesi (Başımıza Gelenler), Deli Filozof, Can Pazarı, İnsanlar Önce Maymun muydu?, Ölüler Yaşıyor mu?, Namuslu Kokotlar
Hikâye: Kadınlar Vâizi, Namusla Açlık Meselesi, Katil Bûse, İki Hödüğün Seyahati, Tünelden İlk Çıkış, Gönül Ticareti, Melek Sanmıştım Şeytanı, Eti Senin Kemiği Benim, Meyhanede Kadınlar
Tiyatro: Hazan Bülbülü, Kadın Erkekleşince, Tokuşan Kafalar, İki Damla Yaş, Gülbahar Hanım
Tartışma-Eleştiri: Cadı Çarpıyor, Şekavet-i Edebiye Tartışmaları, Sanat ve Edebiyat (Ölümünden sonra)
Tercüme:
Emile Gaboriau’dan 113 Numaralı Cüzdan, Bir Kadının İntikamı, Batinyollü İhtiyar;
Arnold ve Jules Claretie’den Paris’te Bir Teehhül;
Alfred De Musset’den Frederick ile Bernerette;
Paul De Kock’tan Bîçâre Bakkal
Deneme: Sanat ve Edebiyat
Diğer: Müntahabât-ı Hüseyin Rahmi, Eti Senin Kemiği Benim-Sohbetler