KÂTİP ÇELEBİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

KÂTİP ÇELEBİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ

SANATÇILAR > SANATÇILAR
KÂTİP ÇELEBİ: (17. YÜZYIL)
*Âlim, yazar, katip.

*Tarih, coğrafya ve bibliyografya alanında önemli yapıtlar vermiştir.  
*Dünyâca tanınmış Türk büyüklerindendir.
*İstanbul'da doğdu, yine İstanbul’da öldü.
*Asıl adı Mustafa'dır.
*Doğu'da “Hacı Halife”, Batı'da ise “Hacı Kalfa” adıyla da tanınır.
*14 yaşına kadar özel eğitim gören Kâtib Çelebi, 1623'te Anadolu Muhasebesi Kalemi'ne girdi.
*IV. Murad döneminde girişilen Doğu seferlerinde kâtib olarak katıldı.
*1633’te Hacca gittikten sonra kendisini büsbütün dini ilimlere vermek üzere İstanbul’a dönmüştür.
*Dönemin ünlü bilginlerinin derslerine katılarak medrese öğrenimindeki eksikliklerini giderdi.
*Geceleri sabahlara kadar kitaplarla uğraşmıştır.
*Tarihten tıbba, coğrafyadan astronomiye kadar geniş bir ilgi alanı olan Kâtib Çelebi'nin aynı zamanda zengin bir kitaplığı da vardı.
*1645'te sırası geldiği halde yükselemediği için kalemdeki görevinden ayrıldı.  
*Ancak 1648'de Takvimü't-Tevarih adlı yapıtı dolayısıyla şeyhülislam Abdürrahim Efendi aracılığıyla kalemde ikinci halifeliğe getirildi.
*Bundan sonra da öğrenme ve öğretme yolundaki çabalarını sürdüren Kâtib Çelebi peşpeşe yapıtlar vermeye başladı.
*Eserlerinin bir kısmını Arapça, bir kısmını da sâde Türkçe ile yazdı.
*Süslü nesir akımına kapılmamış, topluma yararlı olmak için sade dili tercih etmiştir.
*Telif ve çeviri olarak yirmiyi aşkın kitap yazdı.
*En önemlileri tarih, coğrafya ve bibliyografya alanındadır. Ayrıca dönemin medreselerinin din bilimleri ve pozitif bilimler alanındaki durumunu sergilediği ve eleştirdiği yapıtlarıyla da tanındı.
*Kâtip Çelebi, zekî, şuurlu, ağırbaşlı bir ilim adamı idi.
*Kâtib Çelebi, hem önemli yapıtlar vermiş hem de medresenin egemenliğindeki düşünce dünyasının dışında görüşler ileri sürmüş bir bilgindir.
*Batı kaynaklarının önemine dikkati çekmesi, Latince öğrenmeye çalışması, bu dilden yapıtlar çevirmesi, Doğu kaynaklarına eleştirel bir gözle bakması dönemine göre çok ileri adımlardır.
*Kâtip Çelebi, XVII. yüzyıl Türk ilim dünyasında pozitif ve hür düşünceyi temsil eden en önemli simalarındandır.
*Eserlerinin değeri ve önemi dolayısıyla gerek Osmanlı İmparatorluğu’nda gerekse Batı’da büyük ilgi uyandırmıştır.
*Dünya bilim edebiyatında en ünlü ve bilinen eseri; İslam dünyasının en değerli eserlerini içeren 15.000 kitabı ve 10.000 yazarı alfabetik dizin sistemine göre tanıtan Keşf ez-zunûn 'an esâmî el-kutub ve-l-fünûn’dur.
*Daha sonra İbrahim Müteferrika tarafından basılan meşhur coğrafya ansiklopedisi Cihannüma ile tanınır.
*Mîzânü'l-Hakk adlı eseri dini, ahlaki, toplumsal konuları işleyen önemli bir didaktik eserdir.


KÂTİP ÇELEBİ’NİN ESERLERİ:
Keşfüz-Zunûn, Cihannüma, Fezleketü’t-tevârîh (Arapça Fezleke), Türkçe Fezleke, Tuhfet’ül-kibâr, Takvîmü't-tevârih, Kanunname, Tarîh-i Frengi Tercümesi, Tarîh-i Kostantaniyye ve Keyasire, İrşadü’l-Hıyârâ ila Tarihi’l-yunun ve’r-Rûm ve’n-Nasârâ, Süllemü’l-vusûl ilâ tabakati’l-fûhûl, Levâmiu’n-nur fi zulmeti Atlas Minur, İlhâmü'l-mukaddes min feyzi'l-akdes, Tuhfetü’l-ahyâr fi’l-hikem ve’l-emsâl ve’l-eş‘âr, Dürer-i Müntesire ve Gurer-i Münteşire, Düstûrü'l-amel fi ıslâhı'l-halel, Recmü’r-râcim bi’s-sîn ve’l-cim, Beyzâvi Tefsirinin şerhi, Muhammediyye şerhi, Câmiu’l-mütûn min celli’l-fünûn, Mîzânü'l-Hakk fi ihtiyâri'l-ehakk



Keşfüz-Zunûn (Keşfü'z-zunûn anil-esâmi ve'l-fünun):
Kâtib Çelebi’nin yirmi yılda hazırladığı büyük bibliyografik eseridir.
*Arapça bir bibliyografya sözlüğü olan eserde, 14.500 kitap ve risalenin adı ve yazarı verilir.

Cihannüma: (Cihanı Gösteren Kitap)
*Avrupa dillerine çevrilen coğrafyaya dair ünlü eseridir.
*Batılı anlayışla hazırlanmış bir coğrafya eseridir.
*Osmanlı coğrafyacılığında yeni bir çığır açmıştır.
*Yeni bilgiler edinilmesi üzerine iki kere yazılmıştır.
*Dünyanın yuvarlak olduğunu da ispatlamaya çalışan fiziki coğrafya ağırlıklı bir giriş bölümünden sonra Kristof Kolomb ve Macellan’ın keşif gezilerinden söz eder.
*Ardından Japonya’dan başlayarak Asya ülkelerini tanıtır. Bunların tarihleri, yönetim biçemleri, ekonomileri, inançları konusunda bilgiler verir.
*Bu arada İslam coğrafyacılarının bilgi yanlışlarını gösterir, bunların harita kullanmamaktan ileri geldiğini açıklar.  
*Cihannüma, özünde tüm İslam ve Hıristiyan coğrafyacılığının da temeli olan Batlamyus kuramına dayanmakla birlikte, o güne dek hemen hemen hiç yararlanılmayan Batı kaynaklarını Osmanlı coğrafyacılığına tanıtması bakımından büyük önem taşır.

Feźleketü’t-tevârîh (Arapça Fezleke) (Fezleketü akvâl’l-ahyâr fi ilmi’t-târîh ve’l-ahbâr):
*Dört bölümden oluşan kitapta tarihin anlamı, konusu ve yararı anlatıldıktan sonra bu alandaki temel eserlerin bir bibliyografyası verilmiş, ardından da klasik İslam tarihçiliğine uygun olarak dünyanın yaratılışından 1639′a kadar kurulan devletler ve meydana gelen önemli olaylar kısaca sıralanmıştır.

Türkçe Fezleke:
*Arapça Fezleke’nin devamı niteliğindeki Türkçe Fezleke 1591-1654 arasındaki olayları anlatan bir Osmanlı tarihidir.
*Olayların kronolojik sıralamasının ardından her yılın sonunda o yıl içerisinde ölen devlet adamları ve bilginlerin yaşam öykülerinden ve eserlerinden de kısaca söz eder.

Tuhfet’ül-kibâr fi esfâri’l-bihâr: (Deniz Seferleri Hakkında Büyüklere Ârmağan)
*1645’te başlayan ve yıllarca süren Girit seferi münasebetiyle kaleme alınan bu eserde 1656 yılına kadar gelen Osmanlı deniz savaşları anlatılmıştır.
*Osmanlı donanmasının, tersane ve bahriye örgütünün işleyişini anlatır, kaptan-ı deryaların yaşam öykülerini verir.
*Sonunda da son zamanlarda denizlerde uğranılan başarısızlıkları giderme yolundaki öğütlerini sıralar.
*Osmanlı denizcilik tarihi için önemli bir kaynak olan kitap çok ilgi çekmiştir.

Takvîmü't-tevârih: (Tarihlerin Takvimi)
*Âdem Peygamber’den 1648′e kadar geçen tarihsel olayların bir kronolojisidir.
*Müellifin Arapça Feźleke’sinin bir nevi kronoloji cetvelidir.  
*Kâtib Çelebi’nin iki ayda yazdığını belirttiği esere sonradan bazı zeyiller yapıldığı gibi yabancı dillere de çevrilmiştir.  

Kanunname:
*1654-1655 yıllarında toplanmış bir kanun dergisidir.
*Günümüze intikal etmeyen bu çalışma hakkında Şehrîzâde Mehmed Said, “Mufassal ve mutavassıt kanunları cemetmiştir” demektedir.  

Tarîh-i Frengi tercümesi:
*Johann Carion’un 1548’de Paris’te yayımlanan Chronicle adlı eserinin tercümesidir.  
*Kâtib Çelebi bunu Fransız mühtedisi Mehmed İhlâsî’nin yardımıyla çevirmiştir.  
*Asıl tarihine kaynak olmak üzere çevirdiği bu kitaba mütercim başka eserlerden bazı ilâveler yapmış, Kanûnî Sultan Süleyman’dan, Müslümanların İspanya’dan çıkarılışından da bahsetmiştir.  

Tarîh-i Kostantiniyye ve Kayasire: (Kostantiniyenin ve Kayserlerin Tarihi)
*Eserde İslâmiyet’in yayılışından, Bulgar Devleti’nin çöküşünden, Bizanslılar’dan, Selçuklular’dan, Haçlı seferlerinden, İstanbul’un suyollarından, yangınlarından, zelzelelerinden vb. söz edilmektedir.  

İrşadü’l-Hıyârâ ila Tarihi’l-yunun ve’r-Rûm ve’n-Nasârâ: (Yunan ve Hıristiyan Târihi Hakkında Doğrulukları Gösterme)
*İslâm tarihlerinde Avrupa ülkeleri hakkındaki eksiklik ve yanlışlıkları telâfi için yazılmış küçük bir kitaptır.
*Avrupa ülkeleri hakkında bilgisi olmayan müellif ve tarihçileri bilgilendirmek amacıyla yazılmış elli sekiz varaktan ibaret bir risâle olup Atlas Minor vb. eserlerden faydalanıp kaleme alınmıştır.  
*İki bölüme ayrılan eserin birinci bölümünde Avrupalılar’ın dinlerinden, ikinci bölümde Avrupa hükümdarlarının âdet ve kanunlarından söz edilmekte, çeşitli Avrupa ülkelerinin idare tarzları ele alınmakta, bu arada demokrasi, aristokrasi, cumhuriyet vb. kavramlar, seçim usulleri, Batılılar’ın ileri oldukları hususlar ve Osmanlılar’la münasebetleri hakkında bilgi verilmektedir.

Süllemü’l-vusûl ilâ tabakati’l-fûhûl:
*Alfabetik sıraya göre hazırlanmış Arapça bir tabakat kitabı olup iki ana bölüme ayrılmıştır.  
*İlk bölümde kendi adlarıyla meşhur olmuş kişiler, ikinci bölümde nesep, künye ve lakaplarıyla bilinen şahıslar yer alır.  
*Daha çok Keşfü’z-zunûn’da geçen kitapların yazarlarına ait indeks özelliği taşıyan eserde Süyûtî’nin Taĥrîrü’l-lübâb’ı esas alınmış, buradaki hal tercümeleri eserin aslını oluşturmuş ve diğer kaynaklardan önemli ilâveler yapılmıştır.  
*Yeri geldikçe zikredilen kaynakların sayısı 100’den fazladır.  
*Müsvedde halinde kalan ve tamamlanmamış olduğu anlaşılan kitabın tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır.

Levâmiu’n-nur fi zulmeti Atlas Minur: (Atlas Minur Karanlıklarında Işık Parıltıları)
*Bu eser, G. Mercator ve L. Hondius’un "Atlas Minör" adlı eserlerinin tercümesidir.
*Kâtib Çelebi bu Latince eseri yine Mehmed İhlâsî’nin yardımıyla çevirmiştir.  
*Fakat kitap kuru bir çeviri olmayıp açıklamalı ve tenkitli bir tercümedir.  
*Kâtib Çelebi’nin asıl amacı ise Cihannümâ’sının Avrupa kısmı için kaynak elde etmektir.  
*Eserde Kuzey kutbundan başlayarak nehirler, dağlar, şehirleriyle birlikte Avrupa ülkeleri birer birer ele alınmaktadır.  


İlhâmü’l-mukaddes min feyzi’l-akdes:  
*Müellifin astronomiyle meşgul olduğu sıralarda zihnini kurcalayan bazı meselelere cevap arayan ilmî bir risâledir.  
*Kâtib Çelebi bunları fıkıh meselesi haline getirerek zamanının ulemâsından cevap istemiş, fakat tatmin edici bir karşılık alamayınca risâleyi kaleme almıştır.  
*Bu meselelerden birincisi, arzın yuvarlaklığından dolayı gece ve gündüzün müddetleri arasında büyük fark olan yerlerde namaz ve oruç vakitlerinin belirlenmesi, ikincisi, güneşin aynı cihetten doğup batmasının dünyanın herhangi bir noktasında mümkün olup olmadığı, üçüncüsü de her ne yöne dönülse kıble olabilecek bir yerin bulunup bulunmadığıdır.  

Tuhfetü’l-ahyâr fi’l-hikem ve’l-emsâl ve’l-eş‘âr: (Hikmetler, Atasözleri ve Şiirler Üzerine İyi ve Dindar Kişilere Armağan)
*Tanınmış şairlerin, yazarların eserleri, fıkra ve latifeleri, hikâyeleri, atasözleri, konuşma örnekleri; aile ve devlet idaresine dair menkıbeler; kuşlara, diğer hayvanlara, otlara ait ilginç bilgiler, hoş latifeler, hikâyeler alfabe sırasıyla anlatılır.
*Bir nevi ansiklopedik sözlüktür.  
*Arapça, Farsça ve Türkçe yazılmış çeşitli eserlerden toplanan bilgiler bir araya getirilmiştir.
*Eser, sadece hoş vakit geçirmek için değil aynı zamanda türlü konularda faydalı bilgiler vermek amacıyla kaleme alınmıştır.  

Dürer-i Müntesire ve Gurer-i Münteşire: (Dağılmış İnciler ve Saçılmış Yıldızlar)
*Niyet, selâse, hülle, istikbâl-i kıble, yeme içme âdâbı, anne karnındaki cenin, Kâbe içinde namaz, havf ve recâ, kanaat vb. konuların ele alındığı eser, merak sonucu ortaya çıkmıştır.
*Başlıca kaynağı Gazzâlî ve diğer tanınmış İslâm âlimleridir.  
*Biyografileri verilen kimselerle ilgili fıkralar, hikâyeler Kâtib Çelebi tarafından özenle seçilmiştir.

Düstûrü'l-amel fi ıslâhı'l-halel: (Bozuklukların Düzeltilmesi İçin Nelerin Yapılması Gerektiğini Bildiren Düstur)
*Devlet işlerinde gördüğü aksaklıkları ve çarelerini anlatan bir kitaptır.
*Kâtib Çelebi’nin tarih felsefesini ve toplum görünüşünü açıklaması bakımından önemli bir eserdir.
*Kısa kısa dört bölümden oluşan bu küçük risalede İbni Haldun’un etkisi açıkça görülür.
*Toplumların da canlılar gibi doğup, gelişip, öldüğü görüşünü yineleyen Kâtib Çelebi, bu dönemlerin uzunluğunun ya da kısalığının toplumlara ve kişilere göre değiştiğini de ekler.
*Risalede Osmanlı toplumunun ömrünün uzaması için de halka, asker ve hazine konularında alınması gerekli önlemleri sıralar, öğütler vermiştir.

Recmü’r-râcim bi’s-sîn ve’l-cim: (Sual ve cevap yoluyla şeytanı taşlama)
*Şeyhülislamların yazılarından, garip fıkıh meselelerini ve acip fetvaları bir araya toplayarak meydana getirdiği bu eser kaybolmuş görünmektedir.

Beyzâvi Tefsirinin şerhi:
*Kâtip Çelebi, Beyzavi tefsirine günde bir sayfa olmak üzere şerh yazmıştır. Fakat şerhe ulaşılamadığı için hakkında başka bir bilgi yoktur.

Muhammediyye şerhi: (Hüsnü’l-hidâye)
*Öğrencisi Mevlana Mahmud’un ricası üzerine Ali Kuşçu’nun Muhammediyye’sine yazdığı şerhtir. Fakat yazma kaybolmuş gözükmektedir.

Câmiu’l-mütûn min celli’l-fünûn:
*Kâtib Çelebi’nin çeşitli konulara dair okuduğu ve okuttuğu yirmi yedi eserin özetleri ve şerhlerinden meydana gelmiş antoloji mahiyetinde bir mecmuadır.  
*Müellifin eserleri arasında sayılan Risâle-i Ebhâs muhtemelen bu kitaptır.  
*Kâtib Çelebi bu eserine daha sonra “Mukaddime fî ilmi’t-tefsîr min itmâmi’t-dirâyât”, “Ta‘lîmü’l-mu‘allim”, “Bidâyetü’l-hidâye fi’t-tezkîr”, “Makāmâtü’l-Harîrî fi’l-edeb” ve “Cuhaynâtü’l-ahbâr fi’t-târîh” başlıkları altında ilâvelerde bulunmuştur.  
*Kabiliyetli ve zeki bir kişinin çeşitli fenler hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini, imkân bulduğu takdirde bu fenler üzerinde derinleşebileceğini belirten Kâtib Çelebi derlediği mecmuada her ilim için ana metinlerden birini alarak özetlemiştir.  
*Bunu iyice hazmeden kimsenin büyük bir âlim olacağını da söyleyen müellif, mecmuada yer alan ilimlerden faydalanılmasını kolaylaştırmak için baş tarafına ilimlerin bir şeceresini koymuştur.

Mîzânü'l-Hakk fi ihtiyâri'l-ehakk: (En Doğru Olanı Seçmek İçin Hak Terazisi)
*Dini, ahlaki, toplumsal konuları işleyen didaktik bir eserdir.
*Pozitif bilimlerin gerekliliği, batıl inançların açtığı yaralar, inanç özgürlüğü, hoşgörü gibi konuları işler.
*Dönemin din bilgilerinin tartıştıkları çeşitli konular hakkında düşüncelerini açıklar.
*Din bilginlerinin kendi aralarındaki şiddetli tartışmalarının temelsizliğini ve zararlarını vurgular. *Eserin sonunda da kendi özyaşam öyküsüne yer verir.

İçeriğe dön