DİLİN İŞLEVLERİ - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

DİLİN İŞLEVLERİ

TÜRKÇE > KONULAR
DİLİN İŞLEVLERİ:

*Yüzyıllardır insanların iletişimini ve anlaşmasını sağlayan en etkili araç dil olmuştur.
*Dil, insanoğlunun bugünkü seviyesine ulaşmasını sağlamıştır.
*Dil, kullanım sırasında amaca göre farklılıklar gösterebilmektedir.  
*Öğrencisine metni okumasını söyleyen öğretmen ile bir dinletide şiir okuyan birinin dili kullanım şekli aynı olmayacaktır.  
*Dil sadece tek bir biçim, tek bir işlevde kullanılmaz.  
*Her mesajın amacı farklı olduğundan dil de farklı işlevlerde kullanılmaktadır.

Örnek:
-Yazar, kendi kurduğu dünyayı, kelimelerin yan, mecaz ve çağrışımsal anlamlarından da yararlanarak öznel bir şekilde aktarır.  
-Bilim adamı, var olan gerçekliği değiştirmeden, kelimelerin daha çok gerçek anlamlarından yararlanarak bilimsel bir üslupla aktarır.  

Not: Herhangi bir metin veya konuşmada dil, tek bir işlevde kullanılabildiği gibi birden çok işlevde de kullanılabilir.



1- DİLİN GÖNDERGESEL İŞLEVİ:

*Bir ileti, dilin göndergeyi olduğu gibi ifade etmesi için düzenlenerek oluşturulmuşsa dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.  
*Dilin bilgi verme işlevidir.  
*Amaç, gönderge konusunda, doğru, nesnel, gözlemlenebilir bilgi vermektir.  
*Göndergesel işlevde duygular dile getirilmez.
*Nesnellik hakimdir.
*Öznel ve mecazlı ifadelere pek yer verilmez.
*Cümleler, genellikle kısa, net ve anlaşılırdır.
*Bu işlev daha çok öğretici metinlerde, nesnel anlatılarda, ders kitaplarında, ansiklopedilerde, kullanma kılavuzlarında, bilimsel bildirilerde, kısa not ve özetlerde karşımıza çıkar.

Örnek:
“Hegel’in felsefesinin çıkış noktası bilim değil, tarihtir.”  

“Anadolu'da tarih boyunca birçok uygarlık, devlet kurmuştur.”

“Karadeniz'de petrol ve doğal gaz aramaları devam ediyor.”

“Bugün 23 Nisan.”



Ek Bilgi:

GÖNDERGE – GÖSTERGE – GÖSTEREN – GÖSTERİLEN:

*Dil bilimde dil ile ifade edilecek her varlık göndergedir.

*Göndergeyi (varlığı) dilde karşılayan dil işaretleri (sözcükler) ise göstergedir.

*Göstergenin somut yönüne (sözcüğü oluşturan ses işaretlerine, harflere) gösteren denir.

*Göstergenin soyut yönüne (varlığı karşılayan anlam yönüne) gösterilen denir.


Örnek:

>kalem (bir varlıktır) >GÖNDERGE

>kalem (sözcük) >GÖSTERGE

>k-a-l-e-m (sözcüğü oluşturan harfler) >GÖSTEREN

>yazı yazmaya yarayan araç (anlam) >GÖSTERİLEN



2- DİLİN HEYECANA BAĞLI İŞLEVİ:

*Bir ileti, göndericinin, ileti konusundaki duygu ve heyecanlarını dile getirme amacıyla oluşturulmuşsa; dil, heyecana bağlı işlevde kullanılmıştır.  
*Bu işlevde çoğunlukla duygular, heyecanlar, korkular, sevinç ve üzüntüler dile getirilir.  
*Öznellik hâkimdir.  
*Ünlem cümlelerinde dilin bu işlevi kullanılır.
*Özel mektuplarda, öznel betimlemeler ve anlatılarda, lirik şiirlerde, eleştiri yazılarında dilin heyecana bağlı işlevinden sıkça yararlanılır.  

Örnek:
“Ben bu davranışınızı etik bulmuyorum, siz yanlış davranıyorsunuz.”  

“Eyvah çantamı arabada unutmuşum!”

“İlk görev yerim olan ilçeyi ve öğrencilerimi hiçbir zaman unutamadım.”

“Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!”



3- DİLİN ALICIYI HAREKETE GEÇİRME İŞLEVİ:

*Bu işlevde ileti alıcıyı harekete geçirmek üzere düzenlenmiştir.  
*İletinin bir çeşit çağrı işlevi gördüğü işlevdir.
*Amaç, alıcıda bir tepki ve davranış değişikliği oluşturmaktır.
*Dilin alıcıyı harekete geçirme işleviyle hazırlanan metinlerde gönderici, iletiyi alanı işin içine sokmayı ister.  
*Emir, rica, istek cümlelerinde dil, alıcıyı harekete geçirme işleviyle kullanılır.
*Propaganda amaçlı siyasi söylevler, reklâm metinleri, genelgeler, el ilanları genellikle dilin bu işleviyle oluşturulur.  

Örnek:

“Elindeki kitabı sıraya bırak.”

“Beni dikkatli dinleyin!”

“Çıkarın kağıtları, yazılı yoklama yapacağım.”

“İnsanlar! Geliniz, toplanınız, dinleyiniz!”

“Ayşe, benim söylediklerimi tekrar et!”

“Bu sorular bir saat içinde çözülmüş olacak!”



4- DİLİN KANALI KONTROL İŞLEVİ:

*Bir ileti, kanalın iletiyi iletmeye uygun olup olmadığını öğrenmek amacıyla düzenlenmişse; dil, kanalı kontrol işlevinde kullanılmıştır.  
*Gönderici ile alıcı arasında iletişimin kurulmasını, sürdürülmesini ya da kesilmesini sağlar.
*Kanalı kontrol işlevinde iletişimin kendisi asıl amaçtır.
*İletinin karşı tarafa doğru bir şekilde aktarılıp aktarılmadığını kontrol etmek amacıyla kullanılabilir.
*İletinin içeriğinden çok iletişimin devam ettirilmesi olgusu ağır basar.  
*Telefon konuşmalarında, törenlerde, uzun söylevlerde, dostlar arasındaki konuşmalarda, öğrenci-öğretmen diyaloglarında; dilin kanalı kontrol işlevini yansıtan iletiler sıkça kullanılır.  
*Bu işlev daha çok, soru cümleleriyle karşımıza çıkar.

Örnek:
“Beni anladınız değil mi?”  

“Sesimi duyuyor musun?”

“Verdiğim ödevleri yaptınız mı?”



5- DİLİN DİL ÖTESİ (ÜST DİL) İŞLEVİ:

*Bir ileti dille ilgili bilgi vermek üzere düzenlenmişse o iletide dil, dil ötesi işlevde kullanılmıştır.  
*Bu tür iletilerde gösterge de gönderge de dilin kendisidir.
*Dilin yine dil ile açıklanır.
*Hem göstergeler (cümledeki sözcükler) hem de gönderge dil ile ilgilidir.
*Dilin dil ötesi işlevinde; dili anlamak, dili incelemek, dili açıklamak ve kurallarını aktarmak amacı vardır.
*Daha çok bilimsel metinlerde ve öğretme amaçlı konuşmalarda karşımıza çıkar.

Örnek:
“Beni yanlış anlamayın, ben bu sözcüğü mecaz anlamda kullandım.”

“Türkçede sözcük kökleri ikiye ayrılır: İsim ve fiil kökleri”

“Türkçe, sondan eklemeli bir dildir.”

“Fiil, cümledeki işi, oluşu, hareketi bildirir.”

"O, çok saf bir çocuktur. Yani "temiz" demek istedim."  



6- DİLİN ŞİİRSEL(SANATSAL) İŞLEVİ:

*Bir iletinin iletisi kendisinde ise dil şiirsel işlevde kullanılmıştır.  
*Dil bu işlevde kullanıldığında iletinin iletmek istediği husus, iletinin kendisindedir.  
*Bu durumda ileti, kendi dışında herhangi bir şeyi ifade etmez, yansıtmaz.  
*Obje iletinin kendisidir.  
*Dilin şiirsel işlevde kullanıldığı metinler olan lirik anlatılarda ve şiirlerde şiirin amacı o şiirin kendisidir.
*Şiirsel metinler, kendinden başka bir şeyi ifade etmeye ihtiyaç duymaz.
*Bir şiir sadece şiir olduğu için önemli ve anlamlıdır.
*Şiirin gerçeği, şiirin kendisidir.  
*Bu tür iletilerde gönderici "özgün" üslubunu kullanır.
*Dilin şiirsel işleviyle kullanıldığı metinlerde gönderici alıcıda hissettirmek istediği etkileri uyandırmak için, dili istediği gibi kullanır.
*Edebi sanatlardan, karşılaştırmalardan, çağrışım gücü yüksek sözcüklerden yararlanarak imgeler oluşturur.
*Sözcükleri daha çok yan ve mecaz anlamlarda kullanır.  
*Bu işlevde bir anlam ifade etmekten çok, karşı tarafta estetik bir zevk uyandırma amaçlanır.
*İleti, karşı tarafta farklı çağrışımlar uyandırır.
*Şiirsel işlevde öznellik ağır basar.
*İmgeler kullanılır.
*Sanata özgü gerçeklik söz konusudur.

Örnek:

ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,  
Mısralarımda;  
Dokunabilir misiniz,  
Gözyaşlarıma, ellerinizle?  
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,  
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu  
Bu derde düşmeden önce.  
Bir yer var, biliyorum;  
Her şeyi söylemek mümkün;  
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;  
Anlatamıyorum.  

Orhan Veli Kanık

İçeriğe dön