DİN-EDEBİYAT İLİŞKİSİ
SINIFLAR > LİSE 2 > LİSE-2 / 1. ÜNİTE: GİRİŞ
EDEBİYAT - DİN İLİŞKİSİ:
*Din ve edebiyat karşılıklı olarak birbirlerini etkiler ve kendi içinde birbirlerinden faydalanırlar.
*Din, binlerce yıldır insanları etkisi altına alan, onların yaşamlarını etkileyen ve gerek ahlaki gerekse toplumsal düzenin kurallarını belirleyen çok önemli bir olgudur.
*Din, bireyi mukaddes duygu, ortak şuur ve vicdan etrafında birleştirir.
*Bunu da sözün büyülü gücünden yararlanarak yapar.
*Her dinin bir kutsal metni vardır.
*Kutsal metin, bir yandan okuyana dinin temel ilkelerini öğretirken, öte yandan da onu metafizik gerçeklikle buluşturur.
*Böylece dindar kişi, kutsal kitabı okurken edebî bir bilince ve dil zevkine de ulaşır.
*Ulaşılan bu bilinç ve dil zevki sanatın merkezinde yer alan estetik duyguyu ifade eder.
*Din; metafizik problemlere getirdiği çözümler, hayata yüklediği anlam, varlık, bilgi ve ahlak anlayışıyla estetik duyguyu besleyen en önemli kaynaktır.
*Toplumu derinden etkileyen din olgusuna karşı edebiyatın kayıtsız kalması mümkün olmayacaktır.
*Dinlerin toplum üzerindeki etkileri aynı ölçüde edebi eserlere de yansımaktadır.
*Gerek içerik gerek söz varlığı olarak din, edebî eserleri etkilemiştir.
*Dinî eserler de edebiyattan büyük ölçüde yararlanmıştır.
*Dinî hayat, edebî dönemleri belirleyen etkenlerden biridir.
(İslamiyet Öncesi – İslami Dönem – Batı Etkisinde)
*Türk Edebiyatı’nı ele aldığımızda her dönemde dinin büyük bir etkisinin olduğu görülür.
*İslamiyet öncesine baktığımız zaman edebiyat-din ilişkisi güçlüdür.
*Şairlerin büyük bir kısmı şamanlardan yani din adamlarından oluşur.
*O dönemde, dinin edebiyat üzerindeki etkisine en iyi örnek “Uygur Metinleri”dir.
*İslamlaşmayla birlikte, edebiyat ve din ilişkisi daha zengin bir mahiyet kazanmıştır.
*Türkler, İslamlaşma sürecinde kültür değişimi yaşamış, yeni bir estetik anlayış içerisinde kendilerini bulmuşlardır.
*Bu estetik anlayış, dünya görüşünde, yaratılış telakkîsinde hayat ve varlık tasavvurunda kendini göstermiştir.
*Edebiyatın en önemli konularından biri “din” olmuştur.
*Özellikle, divan edebiyatı ve tasavvuf edebiyatının temelinde dini olgular yatmaktadır.
*Sanatçılar dini konular hakkında bilgi vermek, duygularını ifade etmek için edebiyatı bir araç olarak kullanmışlardır.
(Fuzuli / Su Kasidesi: Peygamberimizi övmüş ve ona olan sevgisini dile getirmiştir.)
(Süleyman Çelebi / Mevlid (Vesîletü’n-Necât): Peygamberimizi doğum gününde anmış, ona olan sevgisini dile getirmiştir.)
*Konu olarak eserlerde işlenen din aynı zamanda edebiyata yön vermiş, birçok yeni tür ortaya çıkmıştır. (siyer, ilahi, mevlit vb.)
*Edebi eserlerde Arapça ve Farsça kelimeler, İslam dinine ait terimler ve kavramlar kullanılmaya başlanmıştır.
*Arap ve İran edebiyatından alınan yeni nazım biçimleri kullanılmıştır.
*Dörtlük nazım biriminin yanında beyit; hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü de şiirlerde görülmeye başlanmıştır.
Kısaca:
*Din, edebiyatı araç olarak kullanır ve bu sayede estetik söylemlerle ilgi çekici hale gelir.
*Edebiyat ise bireyin ortaya koyduğu bir sanat dalı olduğu için bireyin ve toplumun düşüncesini, kültürünü, dilini, inançlarını yansıtır.