EVLİYA ÇELEBİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ
SANATÇILAR > SANATÇILAR
EVLİYA ÇELEBİ: (17. YÜZYIL)
*Gezgin, Seyahatname yazarı.
*Evliya Çelebi, 1611'de İstanbul'da doğdu.
*Babası, saray kuyumcubaşısı olan Mehmet Zıllî Efendi'dir.
*Çelebi ailesi aslen Kütahyalı olup, fetihten sonra İstanbul'a yerleşmiştir.
*Evliya Çelebi, çok iyi bir öğrenim gördü.
*Önce mahalle mektebine gitti. Daha sonra Şeyhülislam Hamit Efendi Medresesi'ne girdi. Burada yedi yıl okuduktan sonra saraya özgü bir okul olan Enderun'a devam etti.
*Okul öğreniminin dışında özel hocalardan Kur'an-ı Kerim, Arapça, güzel yazı, musiki, beden eğitimi ve yabancı dil dersleri aldı. Kur'an-ı Kerim'i ezberleyerek hafız oldu.
*Evliya Çelebi, öğrenimini bitirdikten sonra sarayda görev aldı.
*Yaptığı işlerle padişah ve devlet ileri gelenlerinin beğenisini kazandı. Bu yüzden çok yüksek görevlere getirilmesi düşünülüyordu.
*Evliya Çelebi'nin düşünceleri ise çok farklıydı. Daha küçük yaşlarından itibaren içinde müthiş gezi arzusu vardı.
*Yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak istiyordu. Bu yüzden sarayda fazla kalamadı.
*Kendisinin anlattığına göre bir rüya üzerine meşhur gezilerine başladı.
*İlk gezisini, İstanbul ve çevresine yaptı. Daha sonra İstanbul dışına çıktı.
*Artık, gezileri birbirini izliyordu. Tam elli yıl boyunca durmadan gezdi.
*Gezdiği yerler arasında o zamanki Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yer alan hemen hemen bütün yerler vardı.
*Evliya Çelebi, bu gezileri sırasında çok ilginç yerler gördü. Yeni insanlarla tanıştı. Birçok olayla karşılaştı. Savaşlara katıldı.
*Katıldığı savaşlardan elde ettiği ganimetler, gittiği bölgelerde yaptığı ticaretler ve kendisine verilen sayısız hediyeler ile rahat ve refah bir hayat sürmüştür.
*Gezmek için gittiği son yer Mısır oldu.
*Tahminen 1682 yılında vefat etti.
*Evliya Çelebi'nin bugün bile önemini taşıyan Seyahatnamesi işte bu gezilerin ürünüdür.
*Edebiyatımızda gezi türünün başarılı örneklerini veren yazar, usta bir gözlemcidir.
*Evliya Çelebi, elli yıllık süre içinde gezdiği yerleri “Seyahatname” adlı eserinde anlatmıştır.
*10 ciltten oluşan eser, Türk edebiyatında gezi türünde verilen ilk eserlerden sayılır.
*Üslup bakımından ele alındığında, Evliya Çelebi'nin, o dönemdeki Osmanlı toplumunda, özellikle Divan edebiyatında yaygın olan düzyazıya bağlı kalmadığı görülür.
*Daha çok kolay söylenip yazılan bir dil benimsedi.
*Dili akıcıdır, sürükleyicidir, yer yer eğlenceli ve alaycıdır.
*Gözleme dayalı betimlemeleri, abartılı söyleyişi, mizahlı, günlük konuşma diline yakın üslubu, onu döneminin yazarlarından ayırır.
*Evliya Çelebi, gözlemleriyle yetinmemiş, tarihi eserleri, onları yaptıranları, insanların yaşam biçimlerini de aktarmıştır.
*Seyahatname adlı yapıtının girişinde geziye duyduğu ilgiyi anlatırken bir gece düşünde Peygamber'i gördüğünü, ona "şefaat ya Resulallah" diyecek yerde şaşırıp "seyahat ya Resulallah" dediğini, bunun üzerine Peygamber'in ona gönlünce gezme, uzak ülkeleri görme olanağı verdiğini yazar.
*Evliya Çelebi gezdiği yerlerde gördüklerini, duyduklarını yalnız aktarmakla kalmamış, onlara kendi öznel yorumlarını, düşüncelerini de katarak gezi yazısına yeni bir içerik kazandırmıştır.
*Anlatım belli bir zaman süresiyle sınırlanmaz, geçmişle gelecek, şimdiki zamanla geçmiş iç içedir.
*Hoş sohbet, aynı zamanda cesur bir seyyahtır.
EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ:
*Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda yazılmış ünlü bir gezi kitabıdır.
*10 ciltten oluşur.
*Evliya Çelebi, Seyahatnâme'sinde gezip gördüğü yerleri kendi üslûbu ile anlatmaktadır.
*Seyahatname'nin içerdiği konular, belli bir çalışma alanını değil, insanla ilgili olan her şeyi kapsar.
*Gerçekçi bir gözle izlenen olaylar, yalın ve duru, zaman zaman da fantastik bir anlatım içinde, halkın anlayacağı şekilde yazılmış, yine halkın anlayacağı deyimler çokça kullanılmıştır.
*Görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında oldukça önemli bilgiler içermektedir.
*Eser bu yönden Türk Kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahip olmuştur.
*Eserde, başlı başına birer araştırma konusu olabilecek bilgiler, belgeler ortaya konur.
*Bunlar arasında öyküler, türküler, halk şiirleri, söylenceler, masal, mani, ağız ayrılıkları, halk oyunları, giyim-kuşam, düğün, dernek, eğlence, inançlar, karşılıklı insan ilişkileri, komşuluk bağlantıları, toplumsal davranışlar, sanat ve zanaat varlıkları önemli bir yer tutar.
*Evliya Çelebi insanlarla ilgili bilgiler yanında, yörenin evlerinden, cami, mescid, çeşme, han, saray, konak, hamam, kilise, manastır, kule, kale, sur, yol, havra gibi değişik yapılarından da söz eder.
*Bunların yapılış yıllarını, onarımlarını, yapanı, yaptıranı, onaranı anlatır.
*Yapının çevresinden, çevrenin havasından, suyundan söz eder. Böylece konuya bir canlılık getirerek çevreyle bütünlük kazandırır.
*Seyahatname'nin bir özelliği de değişik yöre insanlarının yaşama biçimlerine, davranışlarına, tarımla ilgili çalışmalarından, süs takılarına, çalgılarına dek ayrıntılarıyla geniş yer vermesidir.
*Yapıtın kimi bölümlerinde gezilen yörenin yönetiminden, eski ailelerinden, ileri gelen ünlü kişilerinden, şairlerinden, oyuncularından, çeşitli kademelerdeki görevlilerinden ayrıntılı biçimde söz edilir.
*Evliyâ Çelebi Seyahatnâme’sinde, okuyucusunu bazen at üstünde, bazen gemiyle köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir gezdirir, ülkeler aşırır. Bir macera romanı gibi, okuyucuyu sürükler.
*Evliya Çelebi'nin yapıtı dil bakımından da önemlidir. Yazar, gezdiği yerlerde geçen olayları, onlarla ilgili gözlemlerini aktarırken kullanılan sözcüklerden de örnekler verir. Bu örnekler, dil araştırmalarında, sözcüklerin kullanım ve yayılma alanını saptama bakımından yararlı olmuştur.
*Kimi yabancı kökenli sözcüklerin söyleniş biçimi halk ağzına göredir. Bu da dilci için bir yöre ağzının oluşumunu anlamaya yarar.
*Evliyâ Çelebi’nin abartmaları da meşhurdur. En bilinen abartması da Erzurum’da kışın şiddetini hissettirmek için anlattığı kedi hikâyesidir. (Erzurum’da kedinin biri kara kışta bir damdan diğer dama sıçrarken havada donup kalmış. Sekiz ay sonra don çözülünce miyavlayarak yere düşmüş.)