FUZULİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

FUZULİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ

SANATÇILAR > SANATÇILAR
FUZÛLÎ: (16. YÜZYIL)
*Divan edebiyatı şairi.

*Asıl adının Mehmet, babasının adının Süleyman olduğu bilinmekle beraber hangi tarihte ve nerede doğduğu hakkında kesin bilgi yoktur.
*Mevcut kaynaklar onun Bağdat civarında doğduğunu, 1556’da vefat ettiğini kaydetmektedir.
*Bilindiği kadarıyla onun hayatı Kerbelâ, Hille, Necef ve Bağdat’ta sıkıntılar içinde geçmiştir.  
*Eserlerinden iyi bir eğitim gördüğü, İslami ilimler, İran edebiyatı ve tasavvufla ilgilendiği anlaşılır.
*Fuzûlî, Kanunî Bağdat’ı fethedince, padişaha kasideler takdim etmiş, ayrıca Bağdat seferine katılan şairlerden Hayalî Bey ve Taşlıcalı Yahya Bey’le de tanışmıştır.
*Farsça Divan’ının girişinde, "Fuzûlî" mahlasını, şiirlerinin diğer şairlerin şiirleriyle karışmaması için aldığını anlatır.
*Divan edebiyatının en büyük şairidir.
*Divan şiirinin bütün kurallarını, söz sanatlarını büyük ustalıkla ortaya koymuştur.
*Fuzûlî'nin edebiyatımızda en büyük lirik şair olarak ayrı bir yeri vardır.
*Şiiri bir ilim işi olarak görür.  
*Âlim bir şair olan Fuzûlî, şiir hakkındaki görüşlerini Türkçe divanının önsözünde “İlimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar yıkılıp gider.” sözleriyle dile getirmiştir.
*Fuzûlî’ye göre şiir, insanı yücelten ilâhî bir hediyedir.
*Şiirlerinde tasavvufa büyük önem verir.   
*Tasavvufla uğraşan şair, bu yönüyle divan şairlerinin çoğundan ayrılır.
*Diğer önemli konu ise aşk (ilahi aşk) tır.  
*Onun hayat anlayışı acı çekmekle özdeştir.
*Fuzûlî aşkı, ıstırabı, dünyevî zevk ve zenginliklerin boşluğunu ve ölüm düşüncesini olağanüstü bir lirizm ve sanat gücüyle ifade etmiştir. Bu yönüyle o, aşk ve ıstırap şairidir.
*İslâm kültür ve edebiyatının üç büyük dili olan Arapça, Farsça ve Türkçeye hâkimdir.
*Şiirlerini Azeri Türkçesiyle yazan Fuzûlî; Arapça ve Farsçayı bu dillerde kusursuz eser yazabilecek ve şiir söyleyebilecek derecede öğrenmiştir.  
*Fuzûlî, kasideler de yazmakla birlikte en çok, gazel türünde şiirler yazmıştır.  
*O, aşk duygularının en iyi, gazel tarzıyla söyleneceğine inanmaktadır.
*Divan şiirinin bütün ölçü ve kalıplarını kullanır. Ama düşüncelerini akıcı bir söyleyişle asıl gazellerinde dile getirir.  
*Gazel şairi olarak bilinir.  
*Kasidelerinde ağır ve külfetli olan dili gazellerinde ve Leyla vü Mecnun mesnevisinde sade, tabii ve yapmacıksız bir özellik gösterir.  
*Dönemine göre dili sadedir.
*Bu sadeliği içinde dili sanatkârane kullanan Fuzûlî, kelime tekrarlarından ve zengin ses unsurlarından ustalıkla yararlanmıştır.
*Fuzûlî, gazellerindeki derinlik, samimiyet, hissîlik ve lirizme mukabil kasidelerinde fikir ve söz oyunlarına çok başvurur.
*Kasidelerinde söz sanatları, gazellerinde mana sanatları hâkimdir.
*Manzum ve mensur olarak Türkçe, Farsça ve Arapça 13 dolayında eser vermiştir.
*Arapça, Farsça ve Türkçe Divanı olan tek şairdir.
*"Sıhhat-ı Maraz" isim eseri, tıp bilimiyle ilgilendiğini gösterir.
*Düzyazıda "Hadikatü's-Süeda" (Saadete ermişlerin bahçesi) (Kerbeladan bahseder) eseriyle dinsel lirizmin en güzel örneğini vermiştir.  
*Mesnevi tarzında yazdığı "Leyla vü Mecnun" Osmanlı edebiyatının baş eserleri arasında yer alır.
*Onunla anılan en önemli eserlerden biri de “Şikâyetname” isimli mektuptur.
*Fuzûlî, eşsiz sanatı ve yüksek şahsiyeti ile çağdaşları üzerinde olduğu gibi, kendisinden sonra gelen hemen bütün Türk şairleri üzerinde de etkili olmuş en büyük şairimizdir.
*Divan ve Halk şairlerini etkilemiştir.  


FUZULİ’NİN ESERLERİ:
Türkçe divan, Arapça divan, Farsça divan, Leyla vü Mecnun, Beng ü Bade, Heft ü Cam (Sakiname) Rind ü Zahid, Enisül-Kalp, Şikâyetname, Sohbetül-Esmar, Tercüme-i Hadis-i Erbain, Hadikatüs-Süeda, Mektuplar, Sıhhat u Maraz


Türkçe Dîvân:  
*Fuzûlî’nin en tanınmış eseridir.
*Fuzûlî, Türkçe Divanının tertibine büyük özen göstermiştir.  
*Türkçe Divan, mensur bir önsözle başlar.  
*Kimi manzum parçaların da bulunduğu bu önsözde Fuzûlî, sözün değerini belirterek döneminin şiir ve şaire bakışıyla ilgili ilginç bilgiler verir.
*Divanında 40 dolayında kaside, 300'ü aşkın gazel ve diğer nazım şekilleriyle yazılmış şiirler yer almaktadır.

Leylâ vü Mecnûn:
*Fuzûlî'nin Leylâ vü Mecnûn'u kendisinden önce ve sonra yazılmış olan Leylâ vü Mecnûn mesnevilerinin en güzeli olup, Türk edebiyatının ünlü eserlerindendir.
*Mesnevi olan eser, 3096 beyitten oluşmuştur.
*Fuzûlî, Leylâ vü Mecnûn'u 1534 tarihinde tamamlayarak, Bağdat valisi Üveys (Veys) Bey'e sunmuştur.
*Fuzûlî’nin eseri yazarken daha önce İran ve Türk edebiyatlarında yazılmış Leylâ vü Mecnûn hikâyelerini bildiği ve hatta bazılarını gördüğü sanılmaktadır.
*Leylâ vü Mecnûn aslında bir Arap hikâyesidir.
*Bu hikâyenin, Mecnûn mahlasını kullanan Kays bin Mülevvah adlı bir Arap şairinin aşk macerasının, halk hikâyesi şeklini almasıyla ortaya çıktığı sanılmaktadır.
*Bu halk hikâyesi, Fuzûlî'nin hayatının büyük bir kısmını geçirdiği sanılan Hille'de çok yaygın olarak bilinmektedir.
*Kısacası, eser aslını, bu yöredeki halk hikâyesinden alır.
*Fuzûli ise kendine özgü duyuş ve anlatışıyla, özellikle ana hikâyenin içine serpiştirdiği çok güzel, içli gazelleriyle Mecnûn ve Leyla arasındaki aşkı büyük bir içtenlikle anlatmıştır.
*Şiirlerinde elemi, sıkıntı ve acıyı anlatırken çok başarılı olan Fuzûlî için bu romantik aşk hikâyesi çok uygun bir konu olmuş bu yüzden de aynı konuyu işleyen diğer şairlerden daha üstün başarı göstermiştir.
*Fuzûlî, bu eserinde Mecnûn'un Leylâ'ya karşı duyduğu beşeri aşkı ulvi ve ilahi bir aşka yükseltmiştir.

Beng ü Bade:
*Afyonla şarabın karşılaştırarak şarabın üstün tutulduğu 440 beyitlik Türkçe mesnevi Fuzûlî’nin mesnevi tarzındaki ilk denemesidir.
*Şah İsmail’e ithaf edilen eser, bazılarına göre Osmanlı Padişahı II. Bayezid ile Şah İsmail arasındaki mücadeleyi sembolize etmektedir.

Sohbetü’l-Esmar:
*Fuzûlî’ye ait olduğu henüz kesinlik kazanmamış 200 beyitlik bir mesnevidir.
*Eserde bir bağda meyvelerin konuşmaları, kendilerini övmeleri ve tartışmaları anlatılarak insanların da gerçek değerlerini düşünmeden boş yere anlaşmazlıklara düştükleri alegorik bir şekilde ifade edilir.

Hadikatü’s-Süeda:
*Arada bazı manzum parçaların da yer aldığı mensur bir eserdir.
*Kitapta Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilmesi anlatılmaktadır.

Mektuplar:
*Fuzûlî’nin Şehzade Bayezid başta olmak üzere değişik kişilere yazdığı beş mektubunu içerir.
*Bunlar arasında en tanınmışı “Şikâyetname” adlı mektubudur.
*Fuzûlî’nin yoksulluğunu ve bunun ruhundaki acı izlerini ortaya koymuştur.
*Vakıf görevlilerinin kendisine bağlanan parayı ödememeleri üzerine yazmıştır.
*Şair, bu mektubunda 16.yüzyıl sosyal yaşamından kesitler sunar.
*Eserde devlet kuruluşlarındaki çalışma düzeni ve devlet memurlarının rüşvetçiliği, sahtekârlığı ve hırsızlığı ağır bir dille eleştirilir.
*Nükteli bir anlatımın olduğu eserde ağır bir dil ve sanatlı bir anlatım kullanılmıştır.

İçeriğe dön