MİZANCI MURAT HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ
SANATÇILAR > SANATÇILAR
MİZANCI MURAT (MEHMET MURAT BEY) (1854-1917)
*Tanzimat Edebiyatı İkinci Dönem sanatçısı, politikacı, tarihçi, fikir adamı, öğretmen, çevirmen, gazeteci, yazar.
*Adı, Mizan gazetesi ile özdeşleşmiştir.
*Asıl adı Mehmed Murad’dır. Dağıstan’da doğmuştur.
*Küçük yaşta dinî bilgiler almış ve Arapça öğrenmiştir.
*Küçük yaştan itibaren İstanbul’a gidip halifeye ve İslâm dinine hizmet etme arzusu içinde büyümüştür.
*1873 yılında İstanbul’a gelir, Dışişleri Bakanlığı Basın-Yayın Müşavirliğinde çevirmenlik yapar.
*Vakit ve İttihad gazetelerinde dış politikayla ilgili yazılar yayımlar.
*Mekteb-i Mülkiyye’de ve Mekteb-i Hukuk’ta tarih dersleri vermiş; Dârülmuallimîn-i Âliye’de hocalık ve müdürlük yapmıştır.
*Siyasi eleştirileri nedeniyle sürekli yer ve görev değiştirmek durumunda kalmıştır.
*1896’da İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin başına geçer.
*İstanbul’a döndükten sonra da rahat bırakılmamış; Rodos’ta ve Midilli’de sürgün hayatı yaşamıştır.
*Hayatının son yılları yalnızlık ve sefalet içinde geçmiştir.
*1917’de Anadoluhisarı’ndaki yalısında ölür ve Anadoluhisarı Mezarlığı’na defnedilir.
*Hürriyet ve meşrutiyet özlemi çeken genç nesle önderlik yapmış, onlara tarih bilinci kazandırmış bir aksiyon adamıdır.
*Kendini daima örnek bir idealist olarak görmüş, çevresini ve yaşanan olayları kolayca değiştirebileceğini sanmış, ancak hep çatışma halinde ve sonunda da yalnızlık içinde kalmıştır.
*Ona göre, devletin resmî ideolojisi Osmanlılık, kültürel anlamdaki ideolojisi de ittihâd-ı İslâm olmalıdır.
*Mizancı Murad, dış politikada dengeden yanadır.
*Makalelerinde devrine göre oldukça yeni ve modern sayılabilecek görüşlere sahip olduğu dikkati çeker.
*Mîzan, bir haber gazetesi olmaktan ziyade fikir politikacılığı organı niteliğindedir.
*Gerek dış gerekse iç politika konusunda çok sayıda fikir yazısı yazmıştır.
*Mizancı Murad’a göre edebiyat bir milletin maddî ve mânevî hayatının ifadesidir.
*Bir milleti millet yapan bütün değerler o milletin edebî eserlerinde mevcuttur.
*Mizancı Murad’a göre şiir, roman ve tiyatronun esas amacı, milletin ahlâkını geliştirmeye çalışmaktır.
*Eski Türk edebiyatını, “iki üç yüz senelik hâb-ı gaflet” olarak nitelendirir.
*Ona göre;
-Türk edebiyatının iki önemli zaafı vardır: Taklitçilik ve ahlâkî edebiyata önem vermemek.
-Körü körüne Doğu’yu veya Batı’yı örnek almak aynı derecede zararlıdır.
*Bir şiirde mâkul ve dengeli olmak şartıyla hem hayal hem fikir bulunmalıdır.
*Yazarların tasvirlerde, ölçülü olmak şartıyla, atasözlerini kullanmalarını gerekli görür.
*Türkiye’de ilk defa sosyal kalkınma ve ilerlemenin ilkokuldan başlamak suretiyle yukarıya doğru gerçekleştirilebileceği görüşünü ele almıştır.
*Tarihçiliği ilmî olmaktan ziyade ideolojik olan Mizancı Murad’ın hâtıraları ise hem kendisi hem içinde yaşadığı devir açısından önem taşımaktadır.
*Devr-i Hamîdî Âsârı, Türk kütüphanecilik tarihi bakımından önemli bir eserdir.
*Devrinde yetişen yeni nesle tarih bilinci aşılamada etkili olmuştur.
MİZANCI MURAT’IN ESERLERİ:
Roman: Turfanda mı Yoksa Turfa mı? (Otobiyografik roman)
Piyes: Tencere Yuvarlandı Kapağını Buldu, Akıldan Belâ (Griboidov’dan tercüme)
Anı: Mücâhede-i Milliyye
Diğer (Tarih – Araştırma – Makale): Târîh-i Umûmî (6 cilt), Târîh-i Ebü’l-Fârûk (Osmanlı Tarihi, 7 cilt), Muhtasar Târîh-i Umûmî, Muhtasar Târîh-i İslâm, Devr-i Hamîdî Âsârı, Le Palais de Yildiz et la Sublime Port, Müdafaa Niyetine Bir Tecavüz, La Force et la Faiblesse de la Turquie, Hürriyet Vâdisinde Bir Pençe-i İstibdâd, Enkāz-ı İstibdâd İçinde Züğürdün Tesellisi, Meskenet Mâzeret Teşkil Eder mi? , Taharrî-i İstikbâl, Tatlı Emeller Acı Hakikatler, Gurbet ve Avdet Devirleri, Mîzancı Murad Bey’in II. Meşrutiyet Dönemi Hâtıraları
----------------------------------------------------------------------------------
Turfanda mı Yoksa Turfa mı? :
*Cezayir’de büyümüş, Fransa’da eğitim görmüş ve tıp eğitimini tamamladıktan sonra devletine hizmet etmek için İstanbul’a gelmiş bir gencin, Mansur’un romanıdır.
*İdealist bir genç olan Mansur, yazarın bütün olumlu özellikleri –zaman zaman abartılarak- üzerinde topladığı bir tiptir.
*Devletine hizmet etmeyi en önemli amaç edinmiştir.
*Ancak göreve başladığı bir devlet dairesindeki olumsuzlukları görmesi onu hayal kırıklığına uğratır.
*Buna rağmen hizmet duygusunu kaybetmez.
*Doktorluktan elde ettiği kazancını halkın eğitimi için harcar.
*Romanın sonunda gittiği Manisa’nın bir köyünde okul açarak ideal anlamda eğitimi gerçekleştirir.
*Aynı şekilde memleketi Cezayir’deki öğrenciler için de bir okul kurdurur.
*Eğitimi, özellikle de kadınların eğitimini ülkenin “olmazsa olmaz” larının başında düşünür.
*Devlet uğrundaki son görevini de meşhur 93 Harbi’ne katılarak gösterir.
*Roman devrinin bütün çarpıklıklarını eleştirir.
*Devlet dairelerinin durumu, yöneticilerin beceriksizliği, ahlakî bozulmalar, eğitimsizlik hep onun eleştirilerinden nasibini alır.
*İçerdiği fikirler bakımından dönemi için oldukça önemli bir eser olması ve eserde ele alınan sorunların günümüzde de tartışılıyor olması onun günümüzde de geçerliliğini sürdürmesine yol açmıştır diyebiliriz.