SEYYİD NESİMİ HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ
SANATÇILAR > SANATÇILAR
SEYYİD NESİMİ: (14. YÜZYIL)
*Divan ve tekke edebiyatı şairi, mutasavvıf, Hurufilik Halifesi.
*İmadeddin Nesimî, Azerî şairidir.
*Eserlerinde Bursa, Tebriz vs. şehirlerinin adları sıkça anılır.
*Yaşadığı dönemde Azerbaycan’da Hurufîlik hareketi geniş ölçüde yaygınlaşmıştır.
*Bu tarikatın kurucusu Fazlullah Naimi’dir.
*Nesimî, üstadı olan Fazlullah Naimi’den Hurufîliği öğrendikten ve kabul ettikten sonra bu tarikat uğrunda mücadele etmiş, hatta mahlasını bile üstadının mahlasından almıştır.
*Şiirlerinde Hurûfi inancının izleri açıkça görülür.
*Onun şiirlerinde tasavvufî ve Hurufîliğe ait fikirler, zamanın hâkim ideolojisine karşı yöneltilmiştir.
*Görüşlerinin İslâm şeriatıyla bağdaşmadığını, bir bakıma İslâm dininin kurallarına aykırı düşünceler ileri sürdüğünü söyleyenler, onu dinsizlikle, Kur’an hükümlerine ve şeriat ilkelerine karşı çıkmakla suçladılar.
*Bütün Hurufîler gibi Nesimî de takip edilmiş ve 1417 yılında Halep’te öldürülmüştür.
*Hayâtı efsaneleşmiş, özellikle alevî, bektaşî şairler arasında “Şâh-ı Şehid” adı ile îtibar kazanmıştır.
*Onun felsefî fikir ve yüksek sanat örneği olan şiirleri, Yakın ve Ortadoğu ülkelerinin şiirinde bir uyanışa vesile olmuştur.
*Nesimi, Azerbaycan edebiyat tarihinde felsefî şiirin temelini atmış; güzel ve mükemmel eserlerin sanatkârı olarak büyük şöhret bulmuştur.
*14. yüzyıl divan edebiyatının olduğu kadar tekke edebiyatının da önemli bir şairidir.
*Türkçe şiirlerinde Nesimi, Farsça şiirlerinde Hüseynî mahlasını kullanmıştır.
*Şairin bütün eserleri, “insan” hakkında yazılmış şiirlerden ibarettir.
*O, klâsik şiir şekillerini başarıyla kullanır ve bu şiirin bütün kurallarına tam olarak uyar.
*Kafiyeye büyük önem veren Nesimi, özellikle iç kafiye ve redifi fazla kullanmıştır.
*Bugünkü bilgilere göre akis sanatına edebiyatımızda ilk yer veren şair, Nesimi’dir.
*İlâhî aşkın verdiği heyecanla yazdığı Türkçe şiirlerinde ahenkli ve çok düzgün bir dil görülür.
*Aruzu en iyi şekilde kullanan Nesimi, ayet ve hadisleri şiirine katmada (=iktibasta) çok ileri giden bir şairdir.
*Nesimi’nin dünyevî ve gerçek konuları işleyen eserleri de vardır.
*Bu tarzda yazdığı şiirlerinde terennüm ettiği duygular ve düşünceler, samimî ve hayatîdir.
*Dili çok dikkatli ve yerinde kullanan Nesimi, aruz veznini Türkçeye uydurmak için gayret etmiştir.
*Onun şiiri, canlılığını biraz da tekrarlardan ve Türkçenin ahenginden alır.
*Türk edebiyatında tuyuğ denince akla önce Kadı Burhaneddin gelir, ancak Nesimi ile birlikte her iki şairin aynı dönemlerde tuyuğlar yazdıkları gözden uzak tutulmamalıdır.
*Türkçe (Azerice) ve Farsça olmak üzere iki divanı vardır.
*Dildeki ustalığı, mısra kurma üstünlüğü, samimiyeti ve lirizmi ile Yunus Emre'yi hatırlatan ve edebiyatımızın kurucularından olan Nesimi’nin halk, tekke ve divan şairlerimiz üzerinde azımsanamaz etkileri sezilmektedir.
*Asırlarca okunmuş ve şiirlerine nazireler yazılmıştır.
*Kanunî Sultan Süleyman da onun meşhur bir gazeline nazire yazmıştır.
SEYYİD NESİMİ’NİN ESERLERİ:
Türkçe Divan
*Divan’ın bilinen en eski nüshası 1469 tarihlidir.
*Divan’ın 1524 tarihli Kahire nüshasındaki bazı gazellerinde Hüseynî mahlasını kullandığı görülür. *Farsça şiirleri bazı yazmalarda Türkçe şiirlerinin arasında yer almıştır.
Farsça Divan
*Bu divanda yer alan şiirler, sayı bakımından Türkçe Divan’a göre daha azdır.
*Nesîmî, Türkçe Divan’ı kadar çok okunan ve sevilen Farsça Divan’ında da Hurûfî inancını konu alan şiirler yazmıştır.
*Mesnevî, gazel, tercî'-i bend, müstezâd, rüba'î ve kıt'a nazım şekliyle yazılmış şiirlerin bulunduğu divandaki mesneviler, Türkçe mesneviler gibi uzun değildir.
*Nesîmî, Türkçe Divan'ında olduğu gibi Farsça Divan'ını da tamamlayamamış, 32 harfli Fars alfabesinden yalnız 14'ü ile kafiyeli şiirler yazabilmiştir.
Mukaddimetü’l-Hakâyık
*Nesîmî, Fazlullah-ı Hurûfî’nin Câvidân-nâme’sini esas alarak yazdığı bu Türkçe mensur eserde, çeşitli dinî konuları harflerle (Hurûfîliğe göre) açıklamaktadır.
*Eserde, Kur’an’daki hurûf-ı mukata’a, abdest, ezan, ikamet, zekât, oruç, hac, ana babaya iyilik, îmân-ı yakîn gibi konularla ilgili, harflerle rakamlar arasında bağlantılar kurularak yorumlar yapılır.