YUSUF AKCURA HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ
SANATÇILAR > SANATÇILAR
YUSUF AKCURA: (1876-1935)
*Milli Edebiyat Dönemi yazarı, asker, öğretmen, gazeteci, tarihçi, siyasetçi.
*Türkçülük akımının öncülerinden.
*Kazan’ın Simbir şehrinde doğmuştur. Tatar asıllıdır.
*Babasının ölümü üzerine İstanbul’a göç etmişlerdir. (1883)
*İlköğrenimini Mahmud Paşa ve Kara Hâfız’da tamamladıktan sonra Koca Mustafa Paşa Rüşdiyesi’ne yazılır.
*Dördüncü sınıfı bitirince Harbiye’ye kabul edilmiştir. (1892)
*Okuldan mezun olunca Jön Türkler’le ilgisi bulunduğu gerekçesiyle tevkif edilir.
*Fizan’a sürülmek üzere Trablusgarp’a gönderilmiş; fakat orada serbest bırakılarak rütbesi iade edilmiştir.
*Bir müddet sonra tahsiline Avrupa’da devam etmek için Tunus’a kaçar. (1899)
*Paris’e geçerek Ecole Libre des Sciences Politiques’e kaydolur.
*Burada Jön Türk hareketi ile tanışır ve Şûrâ-yı Ümmet gazetesinde yazılar yazmaya başlar.
*1903’te tahsilini tamamladıktan sonra Kazan’a döner ve meşhur “Üç Tarz-ı Siyâset” makalesini kaleme alır.
*Tarih, coğrafya ve Osmanlı Türk Edebiyatı öğretmenliği yapar.
*Çeşitli gazetelerde çıkan yazılarıyla Rusya Türkleri’nin mücadelelerine katkı sağlar.
*“Cedîdciler” arasında yer alır.
*“Rusya Müslümanları” adlı siyasî harekete de fiilen katılmıştır. (1905)
*Bir taraftan öğretmenlik yaparken diğer taraftan “Kazan Muhbiri” isimli gazeteyi çıkarır.
*II. Meşrutiyet ilân edilince İstanbul’a dönmüştür. (1910)
*İstanbul’da bu yıllarda faaliyete geçen Türkçülük’le ilgili derneklerin hemen hepsinin kurucuları içinde yer alır.
*Türk Yurdu Cemiyeti’nde ve Türk Yurdu dergisinde dikkat çeker.
*Çeşitli okullarda öğretmenliğe devam eder.
*İsviçre’deki Milletler Konferansı’na katılır; Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti murahhası olarak Batı Avrupa ülkeleriyle Rusya’da bulunur; 1919 yılı sonlarında İstanbul’da İngilizler tarafından tutuklanır.
*Serbest bırakıldıktan sonra Millî Mücadele’ye katılmak üzere Anadolu’ya geçmiştir.
*Kâzım Karabekir’in karargâhında çalışır.
*Cumhuriyet’in ilânından sonra Atatürk’ün yakın çevresinde yer alır.
*İstanbul mebusu olarak meclise girer. (1924)
*1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi'nde siyasi tarih dersleri vermeye başlar.
*Mustafa Kemal'in kültür ve siyaset danışmanı olarak çalışır.
*1932 yılında Türk Tarih Kurumu başkanlığına seçilir.
*İstanbul Üniversitesi’de Yakınçağ siyasî tarihi profesörlüğü yapar.
*11 Mart 1935’te ölmüştür.
*Yusuf Akçura, sanatçı kimliğinden çok, siyaset adamı kimliğiyle öne çıkmıştır.
*Gençliğinde amcasının zengin kütüphanesinden faydalanmıştır.
*Türk kültürü ve tarihine dair okuduğu eserler ve Avrupa’da elde ettiği bilgilerle milliyetçiliği ve Türkçülüğü benimsemiştir.
*Tercüman Gazetesi de Türkçülük fikirlerinin oluşmasında etkilidir.
*Türk tarihi ve Türkçülük, Osmanlı tarihi ve Yakınçağ Avrupa tarihi konularında pek çok makale yazmıştır.
*Üç Tarz-ı Siyâset’teki düşünceleri ve yazdıkları, onu “pantürkist” veya “pantürkizmin babası” olarak tanıtmıştır.
* “Üç Tarz-ı Siyaset”, Türkçülüğün manifestosu kabul edilmektedir.
*Rusya Türkleri arasındayken “hissi” olan düşünceleri; Paris’te hoca ve arkadaşlarının tesiriyle gelişip olgunlaşmıştır.
*Devleti kurtarmak için milliyetçilikten başka çıkar yol bulunmadığını düşünmektedir.
*Akçura’nın Türkçülüğü, Balkanlardan Çin’e kadar çeşitli ülkeleri kapsamaktadır.
*Osmanlı Devleti ise Türk dünyasının ancak bir parçasıdır.
*Türkçlüğün bir diğer kurucusu Ziya Gökalp'ın devletçi milliyetçiliğinden farklı olarak, alt sınıfların entegre edilmesini ön gören sosyal içerikli, "burjuva" türü bir milliyetçilik tasarlamıştır.
*Alaycı ve eleştirici bir karaktere sahip bulunan Akçura’nın fikirleri, Cumhuriyet Türkiyesi’nin fikrî kuruluşunda da etkili olmuştur.
*Zaman zaman sosyalist fikirleri Türkçülük fikriyle bağdaştırmaya çalıştığı görülür.
*Ona göre, “Tarih, soyut bir ilim değildir. Tarih hayat içindir. Tarih milletlerin, kavimlerin varlıklarını korumak, kuvvetlerini ortaya çıkartmak içindir.”
*Akçura’nın Türkçü düşünce tarihindeki yeri, çağdaşı olan Ziya Gökalp’in gölgesinde kalmıştır.
*Türk tarihçileri tarafından dışlanmasının sebebi olarak:
“Moğol İmparatorluğu’nu yüceltip Cengiz Han’ı Türk sayması; İslamiyet’e tali derecede yer vermesi; sosyalizme yatkınlığı” gösterilmiştir.
YUSUF AKCURA’NIN ESERLERİ:
Aydınlara Düşen Vazife
Darülhilafet Mektupları
Eski Şûrâ-yı Ümmet’te Çıkan Makalelerimden
Hatıralarım
Matbaa-i Kader
Mevkufiyet Hâtıraları
Muasır Avrupa'da Siyasi ve İctimai Fikirler ve Cereyanlar
Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri
Osmanlı Saltanatı Müessesâtı Târihine Dair Bir Tecrübe
Rusya’daki Türk-Tatar Müslümanlarının Şimdiki Vaziyeti ve Emelleri
Siyaset ve İktisat
Suriye ve Filistin Mektupları
Şark Meselesine Dair
Ta Kendim yahut Defter-i Âmâlim
Târîh-i Siyâset
Türk, Cermen ve Islavların Münasebat-ı Tarihiyeleri
Türkçülüğün Tarihi
Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri
Türk Yılı 1928
Türk Yıllığı
Ulûm ve Târih
Üç Haziran Vak’a-i Müessifesi
Üç Tarz-ı Siyaset
Zamanımız Avrupa Siyasi Tarihi