ZİYA PAŞA HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

ZİYA PAŞA HAYATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ

SANATÇILAR > SANATÇILAR
ZİYA PAŞA: (1825 (?) - 1880)
*Tanzimat Edebiyatı Birinci Dönem sanatçısı, devlet adamı, gazeteci, şair.

*İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Abdülhamid Ziyâeddin’dir.
*Aruzu ve şiir bilgisini Fatîn Efendi’den öğrendiği söylenir.
*Fatîn Efendi ile tanıştıktan sonra eline geçen divanları okumaya başlar.
*Sadrazam Mustafa Reşid Paşa vasıtasıyla girdiği sarayda, Batı kültür ve edebiyatını yakından tanımaya çalışmış; bir yandan da makam olarak yükselme hırsına kapılmıştır.
*Paşa unvanı verilip Kıbrıs mutasarrıflığına tayin edilmiştir.
*Ziyâ Paşa, Kıbrıs’ta geniş çapta bir imar faaliyetine girişmiştir.
*İstanbul’a döndükten sonra tekrar uzaklaştırılarak Amasya mutasarrıflığına tayin edilmiştir.
*Amasya’dayken yaptığı imar faaliyetleri Amasya ıslahatı olarak anılmaktadır.
*Bâbıâli’nin iç ve dış politikalarını açıkça eleştirince Avrupa’ya gitmek durumunda kalmıştır.
*Ziyâ Paşa, Nâmık Kemal’le birlikte Londra’da Hürriyet gazetesini çıkarmıştır.
*İstanbul’a döndükten sonra Nâmık Kemal’le birlikte bir süre Kanûn-ı Esâsî Encümeni’nde görev almıştır.
*1880’de elli bir yaşında vefat etmiş, Adana Ulucami hazîresine defnedilmiştir.
*“Batılılaşma” kavramını ilk defa ortaya atan Osmanlı aydınları arasında yer alır.
*Yeni Türk edebiyatının kurucularından biri kabul edilmektedir.
*Ziyâ Paşa, henüz on beş yaşına gelmeden şiirle meşgul olmaya başladığını söyler.
*Divan şiiri, âşık tarzı geleneği ve Fransız edebiyatı etkisi diğer tanzimat sanatçıları gibi Ziyâ Paşa’da da görülür.
*Ziya Paşa, yenilikçi düşüncelerine rağmen, Divan şiir geleneğinden kopamaz ve şiirlerini aruz ölçüsüyle, ağır bir dille yazar.
*1861’de Encümen-i Şuarâ toplantılarına katılan Ziyâ Paşa, klasik tarzda gazeller, kasideler, şarkılar, nazîreler ve hicivler yazmaya başlar.
*Diğer Tanzimat dönemi aydınları gibi Batı’dan 18. yüzyıl Aydınlanma Çağı filozoflarının etkisinde kalır.
*Siyasal ve sosyal içerikli eserlerinde büyük ölçüde realizme yaklaşırken bir kısım manzumelerinde romantizme yer verir.
*Sanatının karakteristik özellikleriyle yerli; şekilden ziyade fikir yönüyle de yeni olma gayreti içindedir.
*Sanatçı her ne kadar Yeni edebiyatı benimsese de zaman zaman ikiliklere düşer.
*Ziya Paşa edebi açıdan, doğu-batı, eski-yeni arasında bocalamalar yaşamıştır.
*“Şiir ve İnşâ”nın baş tarafında, divan şiirinin orijinal bir şiir sayılamayacağını iddia eder ve gerçek Türk şiirinin halk şiiri olduğunu ileri sürer.
*Harâbât’ın mukaddimesinde ise halk şairlerinin eserlerini, eşek anırmasına benzetmesi, Nâmık Kemal ile birlikte yeni edebiyatı savunan yazarlar tarafından uzun süre ağır biçimde eleştirilmesine yol açmıştır.
*Ziya Paşa’nın yaşadığı bu çelişki üzerine Namık Kemal, “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eleştirileri kaleme alacaktır.
*Ziyâ Paşa’nın her devirde zevkle okunan ve en çok beğenilen eserleri eski tarzda yazdığı manzumeleridir.
*Şiirlerinde öğretici bir hava vardır.
*Divan şiiri nazım biçimlerini kullanan sanatçının lirik sayılabilecek gazelleri vardır.
*Hece ölçüsüyle yazdığı birkaç şiiri dışında bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
(Hece ile yazdığı “Türkü” isimli şiiri vardır.)
*Ziya Paşa'nın şiirinin en özgün yanlarından biri; yergiye dayalı seviyeli, temiz ve nazik bir hiciv üslubu geliştirmesidir.
*Tanzimat Edebiyatını oluşturan dört önemli etki (divan şiiri, mahallileşme etkisi, Batı etkisi, âşık tarzı) onun şiirlerinde ve düz yazılarında görülür.
*Onun edebiyatını besleyen en önemli kaynak bürokratik ve siyasi mücadeleleridir.
*Siyasî ve fikrî yazılarında Batılı serbest düşüncenin izleri görülür.
*Müslüman bir Türk şairi ve devlet adamı kimliğini titizlikle koruma gayreti içerisindedir.
*Hakimane üslubun en güzel örneklerini vermiştir.
*Hikmet, fikir, mesel şairi olarak ünlenmiştir.
*Şiirlerinden “Tercî-i Bend” İslâm dünyasında geçerli olan hayat felsefesini özetler.
*Ünlü manzumesi “Terkîb-i Bend”de, yaşadığı dönemin duyuş ve düşünce tarzını ortaya koyar.
*Özdeyiş haline gelmiş dizeleri vardır.

“Bi-baht olanın bağına bi katresi düşmez
Baran yerine dürri güher yağsa semadan”

 
“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir”


ZİYA PAŞA'NIN ESERLERİ:

Şiir: Eş’âr-ı Ziya, Külliyat-ı Ziya Paşa, Tercî-i Bend ve Terkib-i Bend

Eleştiri: Zafernâme (hiciv),  Rüya (Mülakat şeklinde)

Anı: Defter-i Amal

Antoloji: Harâbat

Çeviri (Tercüme): Endülüs Tarihi (Viardot’tan),
Engizisyon Tarihi (Cheruel ile Lavallee’den)
Emile (J.J. Rousseau),
Tartuffe (Riyânın Encâmı) (Moliere’den)

Mektup: Veraset Mektupları, Arz-ı Hâl

Tiyatro: Riyânın Encâmı

Makale: Şiir ve İnşa

-----------------------------------------------------------------------------

Eş‘âr-ı Ziyâ:
*Ziyâ Paşa’nın şiirleri ölümünden sonra damadı Hamdi Bey tarafından bir divan haline getirilerek yayımlanmıştır.
*Münâcât, na‘t, kaside, mersiye, gazel, kıta, şarkı, türkü, terciibend, terkibibend, müseddes, tahmîs, tesdîs ve tarih manzumelerinden meydana gelen eserde bütünüyle klasik şiirin havası hâkimdir.

Külliyat-ı Ziya Paşa:
*Ölümünden sonra kitap haline getirilen şiirleri yer alır.

Terkib-i Bent:
*Ziya Paşa, bu eserini İsviçre’de kaleme almıştır.
*Toplumsal çarpıklıkları eleştirir.
*Avrupa'da yaşadığı birtakım sıkıntılar da metinde yer almıştır.
*Bağdatlı Ruhi’nin terkibi bendine bir naziredir.
*Eserin birçok beyti, atasözü ve vecize niteliğindedir.

Terci-i Bent:
*Felsefi ve dini konuları işlemiştir.
*İnsanın faniliğini (geçiciliğini) kavrayıp gerçek varlığı (Allah’ı) aradığı bir şiirdir.
*Divan şiiri geleneğinden ayrılan en önemli yönü; evrene, kainata nasıl ve niçin soruları ışığında bakarken aynı zamanda döneminin bilimsel verilerini kullanmasıdır.
*Batılı bir gözle kainatı ilk defa şiire sokmuştur.

Zafernâme:
*Tanzimat Döneminin en başarılı hiciv eserlerindendir.
*Girit Savaş’ında donanmaya büyük yenilgi yaşatan Sadrazam Ali Paşa’yı över gibi görünerek hicveder.
*Nazım-nesir karışık bir eserdir.
*Üç bölümden oluşur: kaside, tahmis, şerh.
*Bölümler sanki Ziya Paşa tarafından değil de Ali Paşa'ya yakınlığı ile bilinen üç kişinin ağzından çıkan sözlermiş gibi anlatılmıştır.
*Ziya Paşa böylece öncelikle Ali Paşa ve yakınındaki üç önemli ismi hicvetmiştir.
*Ziya Paşa, gerçek bir durumu kendince mizahî bir şekilde hayalî bir kurgu içinde gerçek olayların tam tersi şeklinde sunar.
*Bu kasideyi Hayri Efendi adında biri tahmis eder, Cahil Hüsnü Paşa da bu tahmisi şerh eder.

Rüyâ:
*Siyasi eleştiri niteliği taşıyan, düz yazı türündeki eseridir.
*Divan edebiyatının hâbnâmeleri tarzında kaleme alınan bir eserdir.
(Hâbnâme: Rüyada görülmüş gibi kabul edilen durum ve olaylara yer veren eserlerdir.)
*Türk edebiyatında ilk röportaj sayılabilecek eser, karşılıklı konuşma tarzında yazılmıştır.
*Doğrudan Âlî Paşa’yı hedef alan eserde bir yandan memleketin içinde bulunduğu sıkıntılı durum anlatılırken diğer yandan bütün bunların sebebi olarak Âlî Paşa’nın kötü yönetimi gösterilmiş ve görevinden azli istenmiştir.
*Eser Ziya Paşa'nın rüyasında kurgusal olarak padişahla memleket sorunları etrafında yaptığı bir söyleşidir.
*Fantastik bir diyalog metnidir.
*Türk edebiyatında siyasî tenkid ve yeni nesrin başarılı ilk örneklerinden biri kabul edilmektedir.
*Konusu: Ziya Paşa Londra'da bir öğleden sonra Hampton Court adlı bir parkta oturmuş, düşünürken hayallere dalar ve bu arada uyuyakalır. Ziya Paşa bir rüya görür. Rüyasında dönemin sultanı Abdülaziz ile aralarında bir konuşma geçer, bu karşılıklı konuşma sırasında Ziya Paşa, padişaha memleketin kötü yönetildiğini, bu kötü yönetimin gerekçelerini sıralar. Yeni Osmanlılar adlı cemiyetin asıl amaçlan hakkında sultanı bilgilendirir. Meşrutiyet rejiminin, millet meclisi oluşturmanın önemi üzerinde durur. Ziya Paşa bütün bu kötü gidişata dur demek için sultana Ali Paşa'nın sadrazamlık görevinden azledilmesini önerir. Padişah, Ziya Paşa'nın bu teklifini kabul eder ve Ali Paşa'nın Kıbrıs'a sürgün edilmesine karar verilir. Ali Paşa tam sadrazamlık mührünü getirip padişaha sunacakken park bekçisi gelip Ziya Paşa'yı uyandırır ve eser böylece sona erer.

Defter-i Amal:
*Ziya Paşa'nın ağırlıklı olarak çocukluk hatıralarına ve çocuk eğitimine yer veren eseridir.
*Batılı anlamda Türk edebiyatında ilk anı örneğidir.
*J.J. Rouseau’nun “İtiraflar” adlı eserinden esinlenerek yazmıştır.

Harâbât:
*Üç büyük ciltten meydana gelen bir şiir antolojisidir.
*Arap, İran, Osmanlı ve Çağatay şiirlerinden oluşturulmuş bir seçkidir.
*Türkçe, Farsça, Arapça şiirlerden oluşur.
*Edebiyatımızdaki ilk edebiyat tarihi taslağı sayılır.
*Bu antolojisinin ön sözünde Şiir ve İnşa makalesindeki görüşlerinin aksini savunmuştur.
*Divan şiirini savunur, halk şairlerinin şiirlerini aşağılar, alaya alır.
*Halk şairlerinin şiirlerini eşek anırmasına benzetir.
*Esere göre; Divan edebiyatı "Osmanlı edebiyatı" demektir; Divan edebiyatı 15. yüzyılda başlamaktadır; Ahmedî, Zâtî, Necati divan edebiyatının esas kurucu şairleridir.
*Harabat'ın mukaddimesi mesnevi şeklindedir.
*Bu kitaptaki görüşleri nedeniyle, Namık Kemal “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı yapıtlarında Ziya Paşa’yı sert bir şekilde eleştirir.

Harabat-1. Cilt: Manzum bir ön söz, Türkçe, Arapça ve Farsça kasidelerden oluşmaktadır.
Harabat 2. Cilt: Arapça, Farsça, Türkçe olarak yazılmış farklı yapıdaki şiirlerden oluşmaktadır.
Harabat-3. Cilt: Türkçe ve Farsça mesnevilerden oluşmaktadır.

Endülüs Tarihi:
*İbrâhim Edhem Paşa’nın Viardot’dan tercüme etmeye başladığı, ancak tamamlayamadığı eseri, Ziya Paşa Mâbeyn-i Hümâyun’a girdikten sonra edebî bir dille yeni baştan tercüme etmiştir.
*Ethem Pertev Paşa'nın tavsiyesi üzerine yapılmış 2 ciltlik bir tercümedir.
*Eserin dili "ağdalı bir Osmanlıca" şeklinde değerlendirilmiştir.

Engizisyon Tarihi:
*Ziyâ Paşa’nın gençlik yıllarında biraz da yabancı dilini geliştirmek üzere Théophile Lavallée ile Chéruel’den çevirdiği bu eserde daha çok Ortaçağ İspanyası’ndaki engizisyon işkenceleri ve özellikle Mûsevîler’e yapılan eziyetler anlatılmaktadır.

Emile Tercümesi:
*J. J. Rousseau'nun "Emile" adlı eserinin Türkçeye yapılmış çevirisidir.
*Birçok araştırmacı Defter-i Âmâl adlı eserinin aslında Emile Tercümesi'nin bir ön sözü olarak kaleme alındığını ileri sürmüştür.
*Çeviriye kendi çocukluk hatıralarını da katmıştır.

Verâset-i Saltanat-ı Seniyye Hakkında Mektup:
*Verâset usulünün Mısırlı Prens Mustafa Fâzıl Paşa ve çocukları aleyhinde değiştirilmesi münasebetiyle onun haklarını savunmak için kaleme alınmıştır.
*Toplam 2 uzun mektuptan oluşmuştur.
*Eserde zaman zaman kardeşi Şehzade Abdülaziz’i tahttan uzak tutmak isteyen Sultan Abdülmecid’in, oğlu V. Murad’ı veliaht olarak tayininden de söz edilmektedir.

Arz-ı Hâl:
*Ziyâ Paşa, Londra ziyareti sırasında Sultan Abdülaziz’e takdim ettiği bu eserinde daha önce saraydaki görevinden niçin uzaklaştırıldığını, kendisinin arzu etmediği yerlere tayin edilmesinin sebeplerini ve Avrupa’ya neden kaçtığını anlatmaktadır.

Riyânın Encâmı: (Tartüffe)
*Ziyâ Paşa’nın daha Avrupa’da iken Molière’den çevirmeye başladığı, ancak hayatının son yıllarında Adana valisi iken burada kurduğu tiyatroda temsil edilmek üzere tamamladığı beş perdelik manzum bir komedidir.
*Türk edebiyatında manzum tiyatronun ilk örneği kabul edilen eser daha sonra Tartuffe yahut Riyânın Encâmı adıyla yayımlanmıştır.

Şiir ve İnşa Makalesi:
*Bu makalesinde divan şiirini Türk şiiri kabul etmez.
*Halk şiirini Türk şiiri olarak görür.
*Divan şiirini kişiliksiz, melez bir edebiyat olmakla suçlar.

İçeriğe dön