AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI-23 - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI-23

AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI-23


TANZİMAT EDEBİYATI SANATÇILARI:

İKİNCİ DÖNEM SANATÇILARI


RECAİZADE MAHMUT EKREM: (1847-1914)

*Bakan, Baş muavin, Danıştay üyesi, öğretmen, nazariyatçı, yazar, şair

*Galatasaray Lisesinde öğretmenlik, Tasvir-i Efkâr gazetesinde yöneticilik yapmıştır.

*Üç çocuğu kendi hayattayken ölmüştür.

*Yenileşme hareketinin başlıca temsilcilerinden biridir.

*Edebiyatımızın yenileşme ve gelişmesinde büyük emeği vardır.

*Tanzimat ikinci dönemini başlatan sanatçı olarak anılır.

*Servetifünun edebiyatının da temellerini atmıştır.

*Avrupaî şiir ve edebiyatın gelişmesine katkıda bulunmuştur.  

*“Sanat sanat içindir” görüşünü benimsemiştir.

*Gençlere edebiyatı öğretme gayreti içinde olmuştur. “Üstat” olarak anılmıştır.  

*Eskiye karşı yeni edebiyatı savunmuştur.

*Muallim Naci’nin karşısında Abdülhak Hâmid’in yanında yer almıştır.

*Divan şiiri geleneğini sürdürürken bir yandan da mahallileşme akımı özellikleri göstermiştir.

*Şiirle ilgili görüşlerini ve eleştirilerini Zemzeme adlı şiir kitabının ön sözünde açıklamıştır.

* “Her güzel şey şiirin konusu olabilir” görüşünü savunmuş ve şiirin konusunu genişletmiştir.

*Şiirin “ilham perisi” olduğuna inanmıştır.

*Aşk, tabiat ve ölüm öncelikli konularıdır.  

*Yaşamındaki üzücü olaylardan dolayı acı ve keder konusunu da sıkça işlemiştir.

*Duygu bakımından en yoğun eserleri çocuklarının ölümüyle yazmış olduğu manzumelerdir.

*Hece vezniyle yazdığı birkaç şiir dışında aruz veznini kullanmıştır.

*Eski nazım şekilleri üzerindeki değişiklikler yapmış ve batılı şekilleri Türk şiirine kazandırmıştır.  

*Kafiyenin yapısı üzerindeki görüşleri ile "mensur şiir" fikrinin kaynağı olur.

*Edebiyât-ı Cedîde’nin doğmasına yol açan “kulak için kafiye” anlayışı onun tarafından ileri sürülmüştür.

*Hikâye ve roman, hayatının son döneminde denediği batılı edebî türlerdir.

*Roman ve öykülerinde realizm akımının etkisinde kalmıştır.

*Nesir yönü şiirlerine göre daha başarılı olan sanatçının özellikle eleştirileri önemlidir.

*Şiiri dışındaki yapıtlarında ağır ve süslü bir dili vardır.  

*Ta‘lîm-i Edebiyyât’ta, Türk şiirini yeni bir bakış açısıyla değerlendirmiştir.

*Araba Sevdası, realizme geçişin örneği olurken sosyal tenkit romanı olarak karşımıza çıkmaktadır.  

*Şiirde ve Hikâyede > Romantizm /   Tiyatroda > Klasisizm  /   Romanda > Realizm  

>>>ESERLERİ:

Şiir: Nağme-i Seher, Yâdigâr-ı Şebâb, Zemzeme I–II-III, Tefekkür (düzyazı ile karışık), Pejmürde (düzyazı ile karışık), Nijad Ekrem (2 cilt, anılarla birlikte), Nefrîn

Oyun: Afife Anjelik (ilk dram), Atala yahut Amerika Vahşileri (dram), Çok Bilen Çok Yanılır (komedi), Vuslat yahut Süreksiz Sevinç (dram), Görev Çağrısı

Hikâye: Saime, Muhsin Bey yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi, Şemsâ

Roman: Araba Sevdası

Ders Kitabı: Talim-i Edebiyat

Eleştiri: Takdir-i Elhan, Zemzeme Mukaddimesi

Biyografi: Kudemâdan Birkaç Şair

Diğer Eserleri: Nâçiz, Takrîzât.  

-----------------------------------------


ABDÜLHAK HAMİT TARHAN: (1852-1937)

*Milletvekili, diplomat, yazar (tiyatro), şair

*Nâmık Kemal, 1. üstadı; Recâizâde M. Ekrem ise 2. üstadı olarak anılmaktadır.

*Tanzimat, Servetifünun, Fecr-i Âti, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanımıştır.

*Şekil ve muhteva bakımından gerçek anlamda yenilikler yapmıştır.  

*Doğuda ve Batıda diplomat olarak bulunması, her iki edebiyatı tanımasını sağladı.

*Doğu-Batı edebiyatı arasında köprü olmuştur.

*İlhama bağlı bir şairdir.

*Aşk, tabiat, yer yer cemiyet meseleleri; gündelik hayatın bazı problemleri; tarih, vatan duygusu ile insan, Tanrı, ölüm, ahiret, ruh, ezel-ebed ve kıyamet gibi çeşitli dinî ve metafizik konuları işlemiştir. (lirik-epik-felsefi)

*Yenileşmede, Recaizade teori üzerinde dururken, Hamit yazdıklarıyla bunu uygulamıştır.  

*Şinâsi ile başlayan yeni bir edebiyat kurma gayreti, onun tarafından gerçekleştirilmiştir.

*Modern Türk edebiyatının kurucularındandır.

*Sanat sanat içindir anlayışını benimsemiştir.

*Romantik bir anlayıştadır.

*Türk edebiyatına yeni bir tabiat, insan ve hayat anlayışı getirmiştir.

*İlk eşinin ölümü üzerine yazdığı Makber şiiri, Türk şiirinde metafizik düşünmenin başlangıcı sayılır.

*Türk şiirine Batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirmiştir.

*Daha yaşarken “şâir-i âzam”, “dâhi-i âzam” unvanlarıyla şöhret bulmuştur.  

*Şiirlerinde ölçü, dil ve uyağa önem vermemiştir.

*Heceyle yazdığı birkaç şiiri dışında aruz ölçüsünü kullanmıştır.

*Türk edebiyatında ilk uyaksız şiiri yazmıştır. (Validem)

*Şiirin kurallarını değiştirmiştir. (kuralsız şiire yaklaşma)

*Sanatçı, Divan şiir geleneğine son vermiştir.

*Lirik, epik ve felsefi şiirler yazmıştır.

*Bazı şiirlerinde yalın ve sade bir dil; bazılarında ise Arapça, Farsça sözcük ve tamlamaları yoğun bir biçimde kullanmıştır.

*Düzensizlik ve karışıklık onun şiirlerinin ve kişiliğinin belirgin özelliğidir.

*Tezatlar şairidir.

*Servet-i Fünun şairleri üzerinde etkili olmuştur.

*Tiyatro eserlerinin bir bölümü mensur, bir bölümü de manzum-mensur karışıktır.  

*Şiir şeklindeki manzum tiyatrolarının bazılarını aruz, bazılarını hece ölçüsüyle yazmıştır.

*Tiyatro eserlerini sahnelemek için değil, okunmak için yazmıştır.

*Tiyatro eserlerinde romantizm akımının etkisi görülür.  (daha çok dram)

*Tiyatrolarında ağır ve süslü bir dil kullanmıştır.

*Tiyatrolarında konu genellikle uzak ülkelerde geçer. (egzotik tiyatro)

*Tarih, mitoloji, ölü medeniyetler, yabancı toplumlar; o güne değin Türk edebiyatında adı dahi geçmeyen uzak ülkelerin kültürel ve coğrafi özellikleri tiyatro eserlerindeki ana malzemelerdir.

*Karakter tahlillerinde başarılıdır.

*İlk pastoral şiir: Sahra
*İlk kafiyesiz şiir: Validem
*İlk aruzla yazılan tiyatro eseri: Eşber
*İlk heceyle yazılan tiyatro eseri: Nesteren
*İlk defa yabancı bir ülkede geçen tiyatro: Finten

>>>ESERLERİ:

Manzum (Şiir): Sahrâ, Dîvaneliklerim yahut Belde, Garam, Makber, Ölü, Hacle, Bunlar Odur, Vâlidem, İlhâm-ı Vatan, Tayflar Geçidi, Ruhlar, Arzîler, Yabancı Dostlar, Bâlâdan Bir Ses, Kürsi-i İstiğrak  

Manzum Tiyatro: Sardanapal, Nesteren (heceyle), Eşber, Tezer, İlhan, Turhan, Nazife, Abdullahüssagîr, Hâkan  

Mensur ve Nazım-Nesir Karışık Tiyatroları:
Mâcerâ-yı Aşk, Sabr ü Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindû, Târık yahut Endülüs Fethi, İbni Mûsâ yahut Zâtü’l-cemâl, Zeyneb, Finten, Kahbe yahut Bir Sefîlenin Hasbıhâli, Yâdigâr-ı Harb

Basılmayan Eserleri:
Tiyatro (Liberte (heceyle), Cünun-i Aşk, Kanuni’nin Vicdan Azabı)
Şiir Mecmuası (Hep veya Hiç)

-----------------------------------------


SAMİPAŞAZADE SEZAİ: (1859(?)-1936)

*Siyasetçi, diplomat, gazeteci, yazar

*Doğduğu konak, devrin önemli fikir adamı ve edebiyatçılarının devam ettiği bir kültür merkezi hüviyetindeydi.  

*Fransızca hocası, Fransız İhtilâli vesilesiyle onda hür düşünce fikrini uyandırdı.  

*Jön Türklere katılmıştır.

*Sezâi, henüz çocuk yaşta, Abdülhak Hâmid ve Recâizâde Ekrem’le tanıştı.

*Doğu ve Batı kültürünü tanımış; Batı edebiyatına yönelmiştir.

* "Sanat için sanat" anlayışını benimsemiş; az sayıda eser vermiştir.

*Söylev türündeki ilk yazılarıyla adını duyurmuştur.

*Gençlik yıllarında Namık Kemal’in, sonraki yıllarda Ekrem ve Hamid’in etkisindedir.

*Sergüzeşt romanı ile Türk edebiyatının ilk romancıları arasına girdi.  

*Daha çok “Sergüzeşt yazarı” olarak tanınmıştır.

*“Sergüzeşt”, romantizmden gerçekçiliğe geçişin başarılı örneklerinden biri sayılır.

*Toplumsal sorunları işlemiştir.

*Hikâye ve romanlarında halkın içinden kahramanları kendi dilleri, çevreleri ve günlük yaşamlarıyla yansıtmıştır.

*Hikâye ve romanlarında dönemine göre güçlü bir tekniğe sahiptir.  

*Hikâyelerinde özellikle tahlile büyük önem vermiştir.

*Maupassant tarzını benimseyen ilk hikâyecidir.

*En küçük şeylerin bile hikâye konusu olabileceğini savunarak hikâyeye farklı bir yön çizer.

*Alphonse Daudet’den esinlenerek yazdığı kısa öykülerle Batılı anlamda ilk gerçekçi ürünleri vermiştir.

*Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk öykü örneklerini (Küçük Şeyler) yazmıştır.

*Kısa hikâye türünün kurucusu sayılmıştır.

*Eserlerinde gözleme önem vermiştir.

*Betimlemelerde ağır, konuşma bölümlerinde sade ve doğal bir dil kullanmıştır.

*İkinci Tanzimat nesli içinde politikayla en çok uğraşan sanatçıdır.

*Hazîne-i Evrâk, İkdam, İleri, Edebiyyât-ı Umûmiyye Mecmuası’nda yazıları çıkmıştır.

*Halit Ziya’dan önce yetişen ilk büyük üslûpçu kabul edilir.

*Yeni edebiyatı savunmuş, daima yeninin ve yeniliğin yanında yer almıştır.  

*Türk dilinin sadeleşmesi fikrini desteklemiş; dönemine göre sade dil kullanmıştır.

*Eserlerinde doğu ve batı kültürünün kaynaştığı görülür.

*Şiirde > Romantizm    /   Roman ve hikâyede > Realizm

>>>ESERLERİ:

Tiyatro: Şîr, Mantemeden(?)

Hikâye: Küçük Şeyler, Müdafaa-i Zulüm(?)

Roman: Sergüzeşt, Konak

Çeviri: Jack

Düzyazı: Rümuzul Edep (gezi-sohbet), İclal (anı)

-----------------------------------------


NABİZADE NAZIM: (1863(?)-1893)

*Asker, yazar, şair, çevirmen

*Edebiyatla ilgilenmeye daha ilk mektep sıralarında iken başlamıştır.

*Şiirlerinde ölüm, tabiat, tanrı gibi temaları işlemiştir.

*Doğada gördüğü şeyleri kendi duygularına uygun biçimde yorumlamıştır.  

*Ölüm duygusuyla doğa temasını birleştirmiştir.

*Şiirde çok başarılı olduğu söylenemez.  

*Yazdıklarının ders vermesi gerektiği düşüncesindedir.

*Dil ve edebiyat ile ilgili makaleler kaleme almıştır.

*Resim altı şiir faaliyetinin de ilk örneklerini vermiştir.  

*Yaptığı çevirilerle çeşitli Batı edebî akım ve düşüncelerinin Türk okuyucusu tarafından tanınmasına hizmet etmiştir.

*Natüralizm ve realizmden etkilenen sanatçı, bu anlayışta başarılı denilebilecek eserler vermiştir.

*Edebiyatımızda gerçekçilik akımının ilk temsilcileri arasındadır.

*Ona şöhretini kazandıran, Karabibik adlı uzun hikâyesi ve Zehra romanıdır.  

*Kahramanları kendi seviyelerine göre ve mahallî dilleriyle konuşturmaya dikkat etmiştir.

*Roman ve hikâyenin konularını İstanbul dışına çıkarmış, ilk kez köy yaşamını ve insanını konu edinmiştir.

*Eserlerinde yer yer romantik unsurlara da yer vermiştir.

*Çağdaşlarına göre dili sade olan romancı, üslûp itibariyle Nâmık Kemal’in izinden gitmiştir.

*Modern hikâyenin öncülerindendir.

*Nâbizâde, Karabibik ile “realist roman" anlayışına uygun bir eser ortaya koymuştur.  

*Karabibik’te ilk defa İstanbul dışında bir Anadolu kasabasında geçen olay, realist bir yaklaşımla anlatılmıştır.

*Karabibik, natüralizmin ilk müjdecisi kabul edilmiştir.

*Türk edebiyatında psikolojik muhtevalı ilk roman denemesi ve ilk tezli roman kabul edilen Zehra, ancak yazarın ölümünden sonra yayımlanabilmiştir.

*Nabizade Nâzım "uzun hikâye" olarak kabul edilen sekiz hikâye yayınlamıştır.  

*Kendisi bu hikâyelerin batıdaki "nouvelle" türüne benzediğini söyler.

>>>ESERLERİ:

Şiir: Hâtıra-i Şebâb, Heves Ettim, Mini Mini yâhud Yine Heves Ettim

Hikâye: Yadigârlarım, Zavallı Kız, Bir Hâtıra, Sevda, Hâlâ Güzel, Hasba, Seyyie-i Tesâmüh

Roman: Zehra, Karabibik

Çocuk Edebiyatı: Mini Mini Mektepli, Hanım Kızlar

Ders Kitapları: Aynalar (fizik kitabı), Katre (fennî lugat), Mesâil-i Riyâziyye, Muhtasar Yeni Kimya, Yeni Kimya (Grimo’dan tercüme), Esâtîr (mitoloji)

-----------------------------------------


MUALLİM NACİ: (1849-1893)

*Öğretmen, kâtip, lügatçi, edebiyat tarihçisi, eleştirmen, yazar, şair

*Klasik edebiyat (Divan edebiyatı) anlayışı dairesinde yer almıştır.

*Tercümân-ı Hakîkat’te eski tarz gazeller yayımlamıştır.

*Divan şiirine bağlı bir zümreyi harekete geçirmiştir.

*Abdülhak Hâmid ve Recâizâde M. Ekrem’e karşı eski edebiyat anlayışının bayraktarı olmuştur.

*Fransızca öğrenip Batı edebiyatını tanımıştır.

*Yeni tarzda da oldukça başarılı manzumeler yazmıştır.  

*Eski ile yeni arasında denge kurmaya çalışan bir şair oldu.

*Yüreği ile eskiye, aklı ile yeniye bağlıdır.

*Türk edebiyatında duraklamaya sebep olan kişi olarak nitelendirilmiştir.

*Şiirlerinde yalnızlık, gurbet, doğa, karamsarlık ve milli duyguları işlemiştir.

*Aruzu, Türkçe söyleyişe uygun bir hale getirmeye çalışmıştır.

*Tevfik Fikret, Mehmet Akif ve Yahya Kemal’in aruzu başarıyla kullanabilmelerinin arkasında Muallim Naci’nin çabalarının bulunduğu bilinmektedir.

*Hece ile de şiirler yazmıştır.

*Vezin ve kafiyeye çok önem verdiği görülmektedir.

*Kafiye anlayışı, “Kafiye göz içindir” şeklindeki eski anlayışa uygundur.  

*Şiirlerinin çoğunda yalnız bir insanın hüznü dikkati çeker.  

*Dilin yalınlaştırılmasından yanadır.

*Dilde Türkçülüğü savunmuştur.

*Türkçeyi hatasız ve güzel bir şekilde kullanmıştır.  

*Nesir dili, sadeleşme hareketi içerisinde bir aşama teşkil eder.

*Halk edebiyatını bayağı bulmuş, çok fazla değer vermemiştir.

*Yenileşmeden ziyade taklitçiliğe karşı çıkmıştır.  

* “Köylü Kızların Şarkısı” adlı eseri köy yaşamından bahseden ilk önemli şiir olarak kabul görmüştür.

*Victor Hugo, Sully Prudhomme, Alfred de Musset ve Emile Zola'dan Türkçe'ye çeviriler yapmıştır.

>>>ESERLERİ:

Şiir: Ateşpâre, Şerâre, Füruzân, Sümbüle, Köylü Kızların Şarkısı, Yadigâr-ı Nâci, Terkib-i Bend-i Muallim Naci, Mirât-ı Bedâyî

Manzum Destanlar: Gazi Ertuğrul Bey, Musa Bin Ebu’l Gazan yahut Hamiyyet

Manzum Hikâye:  Zâtü’n-Nitâkayn yahud İbnü’z-Zübeyr

Eleştiri: Demdeme, Muallim

Hatıra: Ömer’in Çocukluğu, Medrese Hatıraları, Yâdigâr-ı Avnî

Sözlük: Lügat-i Naci (Çocuklar İçin Lugat Kitabı), Kāmûs-ı Osmânî (Yarım kalmış)

Araştırma: lstılahât-ı Edebîyye (Edebiyat Bilgileri)  

Biyografi: Osmanlı Şairleri, Esami  

Mektup: Şöyle Böyle, Yazmış Bulundum, İntikad, Muhaberât ve Muhaverât, Mektuplarım

Roman: Mehmed Muzaffer Mecmuası

Tiyatro: Heder

Okul Kitapları: Ta‘lîm-i Kırâat Ma‘lûmât-ı İbtidâiye ve Nesâyih-i Nâfia, Vezâif-i Ebeveyn yahud Lâhika-i Ta‘lîm-i Kırâat ve Mekteb-i Edeb, Mekteb-i Edeb  

-----------------------------------------


MİZANCI MURAT (MEHMET MURAT BEY) (1854-1917)

*Politikacı, tarihçi, fikir adamı, öğretmen, çevirmen, gazeteci, yazar

*Adı, yayımladığı Mizan gazetesi ile özdeşleşmiştir.

*Mizan, fikir politikacılığı organı niteliğindedir.

*Genç nesle önderlik yapmış, onlara tarih bilinci kazandırmış bir aksiyon adamıdır.  

*Hep çatışma halindedir ve sonunda yalnızlık içinde kalmıştır.  

*Ona göre, devletin resmî ideolojisi Osmanlılık, kültürel ideolojisi de ittihâd-ı İslâm olmalıdır.  

*Makalelerinde, devrine göre oldukça yeni ve modern görüşlere sahip olduğu görülür.  

*Tarihçiliği ilmî olmaktan ziyade ideolojik olan Mizancı Murad’ın hâtıraları ise hem kendisi hem içinde yaşadığı devir açısından önem taşımaktadır.  

*Devrinde yetişen yeni nesle tarih bilinci aşılamada etkili olmuştur.

*“Üdebâmızın Numûne-i İmtisalleri” başlığı altında yayımlamış olduğu yazılar, Tanzimat devrinde Türk edebiyatında uygulamalı tenkit türünün ilk örnekleri kabul edilmektedir.  

*Türkiye’de ilk defa sosyal kalkınma ve ilerlemenin ilkokuldan başlamak suretiyle yukarıya doğru gerçekleştirilebileceği görüşünü ele almıştır.

-Bazı görüşleri:
*Bir milleti millet yapan bütün değerler, o milletin edebî eserlerindedir.  
*Edebi eserlerin esas amacı, milletin ahlâkî güzelliğini geliştirmeye çalışmaktır.  
*Eski Türk edebiyatı, iki üç yüz senelik bir gaflet uykusudur.
*Türk edebiyatının iki önemli zaafı vardır: Taklitçilik ve ahlâkî edebiyata önem vermemek.
*Bir şiirde makul ve dengeli olmak şartıyla hem hayal hem fikir bulunmalıdır.
*Yazarlar tasvirlerde, ölçülü olmak şartıyla, atasözlerini kullanmalıdır.


>>>ESERLERİ:

Roman: Turfanda mı Yoksa Turfa mı? (Otobiyografik roman)

Piyes: Tencere Yuvarlandı Kapağını Buldu, Akıldan Belâ (Griboidov’dan tercüme)

Anı: Mücâhede-i Milliyye

Diğer (Tarih – Araştırma – Makale): Târîh-i Umûmî (6 cilt), Târîh-i Ebü’l-Fârûk (Osmanlı Tarihi, 7 cilt), Muhtasar Târîh-i Umûmî, Muhtasar Târîh-i İslâm, Devr-i Hamîdî Âsârı, Le Palais de Yildiz et la Sublime Port, Müdafaa Niyetine Bir Tecavüz, La Force et la Faiblesse de la Turquie, Hürriyet Vâdisinde Bir Pençe-i İstibdâd, Enkāz-ı İstibdâd İçinde Züğürdün Tesellisi, Meskenet Mâzeret Teşkil Eder mi? , Taharrî-i İstikbâl, Tatlı Emeller Acı Hakikatler, Gurbet ve Avdet Devirleri, Mîzancı Murad Bey’in II. Meşrutiyet Dönemi Hâtıraları

AYT EDEBİYAT DERS NOTLARI:
İçeriğe dön