HALK ŞİİRİ / HALK EDEBİYATI VE ÖZELLİKLERİ
EDEBİYAT > İSLÂMİ DÖNEM (DİN DÖNEMİ) > HALK EDEBİYATI / HALK ŞİİRİ
HALK
ŞİİRİ / HALK EDEBİYATI:
*Halk
Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır.
*İslamiyet'ten
önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı içindeki biçimidir.
*Bir
anlamda halk edebiyatını, sözlü edebiyat dönemimizin gelişmiş
biçimi olarak düşünebiliriz.
*Birtakım
özellikleriyle İslamlıktan önceki edebiyattan izler
taşır.
*Halkın
ortaya çıkardığı -genelde- sözlü eserlerden
oluşur.
*Eserler
ağızdan ağıza
yayılmıştır.
*Söyleyiş
bir kişiye değil, topluluğa hitap şeklinde cereyan eder.
*En
önemli özelliklerinden birisi de zengin ve devamlı
olmasıdır.
*Dil,
biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne
sıkı sıkıya bağlıdır.
*Halk
deyimlerine ve güzel halk
söyleyişlerine yer verilir.
*Kullanılan
dil, halkın kullandığı, konuştuğu, yalın bir dildir.
*Divan
edebiyatında olduğu gibi şiir
yine egemen türdür.
*Nesir
ikinci planda kalmıştır.
Çünkü duygu ve düşüncelerin kalıcılığı şiirle daha kolay
sağlanmaktadır.
*Şairler,
genellikle okumamış, halktan
kişilerdir.
*Şiirler,
“saz şairi” ya
da “âşık”
denen şairlerce, “bağlama”
adı verilen bir saz eşliğinde ve belli bir ezgi ile söylenir.
*Doğaçlama
olarak şiir söyleyen âşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık
yapmazlar. Bu yüzden de şiirlerinde derin bir anlam, kusursuz bir
biçim görülmez.
*Şiir
ile musiki iç içedir.
*Biçimden
çok konuya ağırlık
verilmiştir.
*Aşk,
tabiat, ayrılık, hasret, ölüm, yiğitlik, toplum, din, zamandan
şikâyet sık sık işlenen konulardır.
*Toplum
hayatını ilgilendiren konular da işlenmiştir.
*Şiirlerin
özel bir başlığı yoktur.
*Şiirler,
nazım şekilleri ile adlandırılır.
*Nazım
şekli olarak mani, koşma, varsağı, semai, destan
vs. kullanılmıştır.
*Aruzla
şiir yazanlar olmakla birlikte
kullanılan asıl ölçü
“hece ölçüsü”dür.
(genellikle 7’li, 8’li ve 11’li).
*18.
yüzyıldan itibaren halk şairleri, divan şairlerinden
etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla da şiirler yazmayı
denemişlerdir.
*Nazım
birimi dörtlüktür.
*Genellikle
yarım kafiye
kullanılmıştır. Rediften yararlanılmıştır.
*Halk
edebiyatı gözleme dayalıdır.
*Benzetmeler,
somut kavramlardan yararlanılarak yapılır.
*Söyledikleri
her şey gerçek yaşamdan alınmadır, dolayısıyla şiirlerde
somutluk hâkimdir.
*Az
da olsa benzetmelerden
ve mazmunlardan
faydalanılmıştır.
(Boy
serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle benzetilir.)
*Divan
şiirinin mazmunlarının kullanılmasında halk şairlerinin,
aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin, değersiz ve
güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır.
*18.
yy’den sonra Divan şairlerinin etkisiyle
bazı şairler Arapça ve Farsça sözcüklere de yer vermişlerdir.
(Gevheri, Zihni, Âşık Ömer gibi)
*Halk
şairleri, şiirlerini “Cönk” ismi
verilen kitaplarda toplamışlardır.
*Âşıklar,
bu edebiyatın mensur kısmını oluşturan halk hikâyelerinin
oluşumu, gelişimi ve aktarılmasında da önemli rol oynarlar.
*Masalları,
atasözlerini, halk öykülerini, tekerlemeyi, bilmeceyi ve halk
tiyatrosunu (meddah,
orta oyunu, karagöz) halk
edebiyatının düz yazı türleri şeklinde düşünebiliriz.
*Halk
edebiyatı, ortaya konan ürünlerin gösterdiği biçim ve içerik
özelliklerine göre üç bölüme ayrılır:
EK
BİLGİ/ CÖNKLER:
*Halk
edebiyatının en önemli yazılı kaynaklarını oluştururlar.
*Türk
Halk edebiyatında saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının
şiirlerini derledikleri, alttan yukarıya uzunlamasına açılan,
çoğunlukla deri kaplı defterdir.
*Halk
arasında danadili
veya sığırdili gibi
adlarla da anılmaktadır.
*İçerisinde
âşık şiirinin yanı sıra az da olsa divan şiirinin de örnekleri
bulunur.
*Antolojiye
benzer.
*Bazı
cönkler, günlük gibidir.
*Cönkler
genellikle Arap harfleriyle yazılmıştır.
*Cönkler
çoğunlukla anonim mahiyettedir. Yazarı bilinmez.
*Okuma-yazma
bilen bir halk edebiyatı gönüllüsü tarafından düzenlenmiştir.
*Alttan
yukarı doğru, uzunlamasına açılan defter şeklindedir.
*Halk
edebiyatı ürünlerinin birçoğunu bir arada bulundurur.
*Saz
şairlerinin ürünlerinin toplandığı cönklere, yazmalara ve
defterlere supara da
denilmektedir.
*Cönkler,
bazıları özel kâğıtlara
(alikurna, abâdi) yazılmıştır.
*Cönkleri
kaleme alanların bazıların kültür ve eğitim seviyeleri düşük
olduğu için, yazıların imlâsı pek sağlıklı değildir.
*Cönklerde
belirli bir ölçü yoktur.
*Bu
tür eserlerin hazırlanması sırasında cöngü yazanın zevki ve
elinde bulunan kâğıtların boyutları ön plana çıkmaktadır.
*Cönklerde
bir konu sınıflaması yoktur.
*Cönklerde
şiir türleri veya şekillerinin başına, koşma, türkü, ilahi,
şarkı, gazel, destan, beyit, müseddes vb. kavramlar yazılmaktadır.
*Dini
bilgiler ihtiva eden, çeşitli hutbe ve vaaz metinleri barındıran
dini ağırlıklı cönkler de mevcuttur.
*Bunların
dışında cönkler dualar, şifa reçeteleri, büyü tarifleri,
maniler, hikâyeler gibi birçok farklı bilgiyi barındırabilir.
*İçeriklerine
göre cönkler, ilahi cöngü, âşık cöngü
gibi isimlendirilebilir.
*Cönkler
genellikle besmele ile başlar ve “temmet” (tamamlandı)
ifadesi ile son bulur.
*Metodolojik
açıdan modern derlemelerden çok uzak olsalar da, cönkler eski
dönemlerin halkını ve edebi hayatını anlamak için çok
önemlidirler.
TARİH İÇİNDE TÜRK EDEBİYATI
İSLAMİYET ÖNCESİ (DESTAN DÖNEMİ)
- SÖZLÜ EDEBİYAT
- YAZILI EDEBİYAT
İSLÂMİ DÖNEM (DİN DÖNEMİ)
- ANADOLU’DAKİ İLK ÜRÜNLER
- DİVAN EDEBİYATI / DİVAN ŞİİRİ
- DİVAN EDEBİYATI / NESİR
- HALK EDEBİYATI / HALK ŞİİRİ
- TANZİMAT EDEBİYATI
- SERVETİ FÜNUN EDEBİYATI
- FECR-İ ATİ EDEBİYATI
- MİLLİ EDEBİYAT
- MİLLİ ED ÖNCESİ DÜŞÜNCE AKIMLARI
- MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNİN OLUŞUMU
- GENÇ KALEMLER DERGİSİ
- MİLLİ EDEBİYAT GENEL ÖZELLİKLERİ
- MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ DİL ANLAYIŞI
- YENİ LİSAN HAREKETİ
- YENİ LİSAN MAKALELERİ
- MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ŞİİRİ
- MİLLİ ED. ŞİİRİNİN SINIFLANDIRMASI
- BEŞ HECECİLER
- SAF (ÖZ) ŞİİR ANLAYIŞINA ÖZGÜ ŞİİR
- HALKIN YAŞAMA TARZINI VE DEĞERLERİNİ YANSITAN ŞİİRLER (MANZUMELER)
CUMHURİYET DÖNEMİNDE COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER
- CUMHURİYET DÖNEMİNDE ŞİİR
- ÖZ ŞİİR (SAF ŞİİR) ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR
- YEDİ MEŞALECİLER VE ÖZELLİKLERİ
- SERBEST NAZIM VE TOPLUMCU ŞİİR
- MİLLÎ EDB ZEVK VE ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ŞİİR
- HİSARCILAR
- GARİP AKIMI (BİRİNCİ YENİ HAREKETİ)
- TOPLUMCU ŞİİR ZEVK VE ANLAYIŞINI ÖN PLANA ÇIKARANLAR
- GARİP ŞİİRİ DIŞINDA YENİLİĞİ SÜRDÜREN ŞİİR
- MAVİCİLER (MAVİ AKIMI, MAVİ HAREKETİ)
- İKİNCİ YENİ ŞİİRİ
- İKİNCİ YENİ SONRASI TOPLUMCU ŞİİR
- 1980 SONRASI ŞİİR
- CUMHURİYET DÖNEMİNDE HALK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİNDE OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBÎ METİNLER
ANLATMAYA BAĞLI EDEBÎ METİNLER
(HİKÂYE-ROMAN)
- CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE HİKÂYE (1923-1940)
- CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE HİKÂYE (1940-1960)
- CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE ROMAN (1923-1950)
- CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE ROMAN (1950-1980)
- MİLLÎ EDEBİYAT ZEVK VE ANLAYIŞINI SÜRDÜREN ESERLER
- TOPLUMCU GERÇEKÇİ ESERLER
- BİREYİN İÇ DÜNYASINI (İÇ GERÇEKLİĞİ) ESAS ALAN ESERLER
- MODERNİZMİ ESAS ALAN ESERLER
- POSTMODERNİZM VE POSTMODERN ESERLERİN ÖZELLİKLERİ
- FANTASTİK EDEBİYAT (FANTEZİ EDEBİYATI)
- FANTASTİK ROMAN
- BÜYÜLÜ / BÜYÜLEYİCİ / FANTASTİK GERÇEKÇİLİK
GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBÎ METİNLER
(TİYATRO METİNLERİ) (DRAMA METİNLERİ)