MAVİCİLER (MAVİ AKIMI, MAVİ HAREKETİ) - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

MAVİCİLER (MAVİ AKIMI, MAVİ HAREKETİ)

EDEBİYAT > BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI(MODERN DÖNEM) > CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI > CUMHURİYET DÖNEMİNDE COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER
MAVİCİLER (MAVİ AKIMI, MAVİ HAREKETİ):

*1952 yılında yayımlanmaya başlayan “Mavi” isimli derginin etrafında toplanan Teoman Civelek, Orhan Duru, Ferit Edgü, (sonradan) Atilla İlhan gibi sanatçıların oluşturduğu edebi topluluktur.
*Adını dergiden alan hareket, Maviciler olarak adlandırılmıştır.
*Garip akımına karşı olmaları ve yenilikçi şiiri savunmaları nedeniyle “Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şiirakımına dâhil edilirler.
*Attila İlhan'ın "Sosyal Realizmin Münasebetleri yahut Başlangıç" adlı makalesiyle Garipçilere karşı çıkışlarını dile getirmişlerdir.
*Maviciler başlangıçta Anadolu'yu bütün yönleriyle edebiyata yansıtacakları iddiasıyla ortaya çıkmış; ulusal sanattan yana olmuş; halk şiirine yakın durmuşlardır.
*Attila İlhan'ın dergide yayımladığı bazı yazılardan sonra bu anlayıştan sapmışlardır.
*Mavi dergisi sonradan Özdemir Nutku’nun yönetimine geçer ve Atilla İlhan’ın savunduğu toplumsal gerçekçiliğin (sosyal realizm) sözcüsü olur.
*Dergi, Nisan 1956’da çıkan 36. sayıdan sonra (Son Mavi) kapatılır.
*Bu akımın şairleri, “şairane bir sanat” anlayışının temsilcisi olmuşlardır.
*Garip akımına tepki olarak ortaya çıkmışlardır.
*Bu topluluğun hedefinde Garip Akımı ve Orhan Veli vardır.
*Özellikle şiirin açık olması gerektiği anlayışı Maviciler tarafından tamamen reddedilmiştir.
*Anlam kapalılığının şiiri düzyazıdan ayıran önemli bir faktör olduğu görüşündedirler.
*Şiirin basit olamayacağını; zengin benzetmeli, içli, derin olması gerektiğini savunmuşlardır.
*İmgelerden yararlanmışlardır.
*Şiire yeni bir ses düzeni, taşkın, coşkulu bir anlatım ve kendine özgü duyarlılık getirmişlerdir.
*Toplumcu gerçekçilerden farklı olarak bireyselliğin de şiire yansıtılması gerektiğini savunmuşlardır.
*Bireyin duygusal dünyasını yansıtırlar.
*İkinci Yeni'nin öncüleri olarak değerlendirilmişlerse de Atillâ İlhan, buna karşı çıkmış ve İkinci Yeni'yi "yozlukla" itham etmiştir.
*Hisarcılarla sanat görüşleri sebebiyle polemiğe girmişlerdir.

*Atillâ İlhan, kendisine has bir imlâ tarzı geliştirmiştir. (Büyük harf kullanmaz ama özel isimleri ek almaları halinde (') ile ayırır.) Günlük dilde artık kullanılmayan çok eski kelimeleri, Fransızca veya Almanca kelimelerle beraber kullanır. Attila İlhan, Hisarcılara yakın bir tutum sergiler ancak Hisarcılardan “muhafazakâr milliyetçi bir bakış açısı” yönünden ayrılır.

Mavi Akımının Temsilcileri: Attila İlhan, Ferit Edgü, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Yılmaz Gruda, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü ve Tahsin Yücel’dir.



MAVİ DERGİSİ:

*İlk sayısı 1 Kasım 1952 yılında yayınlanan Mavi dergisi, aylık fikir ve sanat dergisidir.
*Ankara’da Yeni Matbaa’da basılan ve büyük boy ve sekiz sayfa olarak yayımlanan Mavi dergisinin 1 Kasım 1952 yılından 1 Ekim 1954 yılına kadar devam eden 24 sayılık yayın döneminde yazı işlerini, aynı zamanda derginin sahibi olan Teoman Civelek yürütür.
*1 Ekim 1954 tarihinden sonra yayını sona eren dergi, bir ay sonra 1 Aralık 1954’de Son Mavi adıyla yeniden yayınlanmaya başlar.
*Bu dönemde derginin sahipliğini Özdemir Nutku üstlenir.
*Son Mavi, yayın hayatını Nisan 1956 yılına kadar devam ettirir.
*Bu tarihten sonra yayın hayatından çekilir.
*Mavi dergisi 24 sayı ve onun devamı olan Son Mavi dergisi de 8 sayı olmak üzere toplam 32 sayı çıkmıştır.

*Mavi dergisi, Teoman Civelek, Bekir Çiftçi, Ülkü Arman, Ümran Kıratlı, Güner Sümer tarafından çıkartılır.
*Dergi, şiirlerini basılı olarak görmek isteyen Ankara Atatürk Liseli bir grup öğrencinin girişimidir.
*Neden böyle bir oluşuma ihtiyaç duyulduğunu ve edebiyatta neler yapmayı amaçladıklarını anlatan ve bir beyanname niteliği taşıyan “Mavi’nin Düşündürdükleri” başlıklı yazı, derginin ilk sayısında Teoman Civelek tarafından kaleme alınır.
*Kendilerine örnek aldıkları insanın Atatürk olduğunu sürekli vurgulayan Maviciler, inkılapların ruhunu yansıtan bir anlayışla gençliğin sesi olmak isterken, diğer yandan Türk İnkılabının toplum hayatında gerçekleştirilmesi fikrini işler.
*Mavicilerin yazar kadrosu giderek genişlemeye ve dergide Teoman Civelek, Bekir Çiftçi, Ülkü Arman, Suat Taşer, Ömer Faruk Toprak, M. Sunullah Arısoy, Muzaffer Uyguner, Tarık Dursun K., Nezih Ümit, Avni Dökmeci, Ahmet Oktay, Muzaffer Erdost, Orhan Çubukçu, Oğuz Arıkanlı, Bumin Gaffar (Fikret Hakan) gibi isimlerin şiirleri, yazıları, çevirileri, hikâyeleri yayımlanmaya başlar.
*Teoman Civelek imzalı yazılarda Anadolu’nun her yönüyle işleneceği düşüncesi üzerinde durulur.
*Mavicilerin divan edebiyatına karşı kesin bir tavırlarının olmadığını söylemek gerekir.
*Mavicilere göre bir sanat eserinde ulusal sanatın yansıtılması gerekir.
*Ortaya çıkacak olan edebiyat, hem ulusal hem de evrensel olacaktır.
*Derginin ilk yıllarında geleneğe ve Anadolu’ya yönelmeleri bakımından kendileriyle aynı düzlemde hareket eden Hisar grubuna destek veren yazıların yayımlandığı görülür.
*Ancak başlangıçta karşılıklı bir sevgi ve beğeni söz konusu olsa da kısa bir süre sonra dergide çok daha farklı görüşlerin dillendirilmeye başlaması, Hisar ve Mavi dergisi arasında bir tartışma ortamının başlamasına zemin hazırlar.
*1954’den sonra gerek Hisar gerek Mavi dergisi yazarları arasında kalem kavgaları başlar.
*İlk dönemde sanat ve dünya görüşleri birbirine uymayan imzalara yer verilmiş olmasına karşın, özellikle ikinci dönemde Mavi, Attila İlhan’ın dergiye katılmasıyla farklı bir yönelişe gider.
*Maviciler, bir yandan Hisarcılarla, diğer yandan da çok belirgin bir şekilde olmasa da Nurullah Ataç ve Garipçilerle kavga ederken, Mavi’de yazan Ahmet Oktay, Bekir Çiftçi ve Güner Sümer, İstanbul’a giderek, Attila İlhan’la evinde bir görüşme yaparlar.
*Attila İlhan’ın bu harekete katılımını, Ahmet Oktay, Güner Sümer, Bekir Çiftçi sağlar.
*Mavi dergisinin bir harekete dönüşme çabaları Attilâ İlhan’la temastan sonra 1954 tarihinde başlamıştır.
*Attila İlhan’ın Türkiye’deki toplumcu gerçekçi edebiyata dair yazıları ile derginin önceki uyumlu yayın çizgisi, tartışmacı bir yönelişe kayar.
*Attila İlhan, “Sosyal Realizmin Münasebetleri Yahut Başlangıç” yazısı ile Garipçiler’e (bobstil), 1940 toplumcu kuşağına ‘Aktif Realistler’, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Sıtkı Tarancı, Cahit Külebi, Behçet Necatigil gibi şairlere ‘Belli bir sıfatı olmayanlar’ tasnifiyle cephe alır. Böylece polemiklerin de önü açılır.
*Başlangıçta sanatı hiçbir düşüncenin veya zümrenin emrine vermeyeceklerini açıklayan Maviciler, Attila İlhan’ın Mavi hareketine katılımıyla birlikte bu düşüncelerinden vazgeçmiş görünürler.
*Attila İlhan’a göre aktif realizm denilen şey, herkesin bildiği sosyalist realizmden başka bir şey değildir. Ancak o toplumcu ve toplumsal arasında bir ayrım yapmak istediği için Mavi’de önerdiği yol toplumsal gerçekçi bir yol olmuştur
*Özellikle Hisar dergisiyle olan karşılıklı tartışmalar uzun süre devam eder.
*Maviciler, Hisar dergisine karşı tutumlarını sertleştirirler.
*Hisar ve Mavi dergisi arasındaki tartışmalar daha çok eski ve yeni şiir arasında döner.
*Maviciler ve Hisar arasındaki bu tartışmalar Mavi dergisinin Ekim 1954 yılında yayınına son vermesiyle son bulacaktır.
*1 Ekim 1954 yılına kadar 24 sayı çıkan Mavi dergisinin, bu tarihten sonra yayımı sona erer. Bir aylık bir aradan sonra 1 Aralık 1954 yılında yeniden ama bu sefer Son Mavi adıyla yayınlanmaya başlar. *Bu dönemde derginin sahipliğini Özdemir Nutku üstlenir.
*Perspektif adlı bir Amerikan dergisinin boyutları ve kapak düzeni benimsenerek dergiye eskisinden daha farklı bir biçim verilir.
*Sayfa sayısı 36’ya çıkartılır ama bir süre sonra maddi sebeplerle yeniden sekiz sayfaya ve tabloit boya dönülür. Ancak sosyal realizm etrafındaki tartışmalar ve bu tartışmaların sonucunda dergide Attila İlhan’la bir bağlarının olmadığı açıklamasının yayımlanması ve maddi problemlerin ön plana çıkması gibi nedenlerle Özdemir Nutku dergiyi kapatmak zorunda kalır.
*Böylece 1956 Nisan’ın da Son Mavi dergisi de yayın hayatından çekilir.
*Mavi’nin bir dergi olarak beklentileri tam olarak karşıladığını söylemek mümkün değildir.
*Ahmet Oktay’ın ifadesiyle birikimi yazınsal yetkin ürünlere dönüştürememiş ve sadece haber vermiştir.
Ancak Mavi, şiir, öykü, resim, müzik gibi edebiyat ve sanatın farklı türlerinde üzerine konuşmuş ya da konuşmaya çalışmıştır
*Yabancı yazarlar üzerine inceleme yazılarına da yer verilen dergide aynı zamanda tercümelerin de yayınlandığı ve özellikle tercüme yazıların, ünlü ressamlar ve müzisyenler üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir.
*Dönemin önemli gündem maddelerinden biri olan anayasa dilinin değiştirilmesi meselesi de dergi sayfalarında önemli bir yer tutar.
*Değişiklik bağlamında dergide özellikle dille ilgili tartışmalarının yoğunlaştığı görülmektedir.
*Mavi dergisinde hikâyeler de ağırlıklı bir yer tutar. Derginin her sayısı bir hikâyecinin eserine ayrılmıştır.
*Bekir Çiftçi, Teoman Civelek, Özer Yılmaz, Enis Turgut Sungur, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Muzaffer Uyguner, Ülkü Arman, A. Umran Kıratlı, Avni Dökmeci, Fazıl Bayraktar, İlyas Halil, Vural Eren, Erhan Çağlı, Erdoğan Tanaltay, Sabih Şendil, Jülide Gülizar, Ali Püsküllüoğlu, N. Özdemir Nutku, İlhan Berk, Muzaffer Erdost, Ayhan Hünalp, Muzaffer Orhan Buyrukçu, Etem Nazım Yazgan, Cemal Süreya, Ahmet Oktay, Adalet Ağaoğlu, Yılmaz Gruda gibi isimler şiirleriyle derginin sayfalarında yer alırlar.

Sonuç:
*Mavi dergisi, 50 kuşağının göründüğü Kaynak, Şairler Yaprağı, Pazar Postası gibi dergiler içerisinde en çok ses getiren dergilerden biridir.
*Bu bağlamda Mavi hareketi, olumlu ya da olumsuz yanlarıyla edebiyat tarihimiz içinde üzerinde durulması gereken bir dönemdir.
*Kimine göre hırçın, kimine göre sert, kimine göre olumlu bir açılım getiren Mavi dergisi, Özdemir Nutku’nun tespitiyle, Türkiye’nin toplumsal ve siyasi gelişmesinin doğal bir sonucu olarak görülmelidir.
*Çok partili dönemin başında ortaya çıkan bu oluşum, bir hesaplaşma dönemini de başlatmıştır.
*Attila İlhan’ın sonradan katılarak başrolü oynadığı bu derginin iki amacı vardır:
1. O dönemdeki edebiyat değerleri üzerine bir tartışma açmak
2. Artık tekdüzeliğe düşmüş şairleri, yazarları yeni baştan değerlendirmek.
*Yeni ve ulusal bir sanat anlayışının ancak toplumcu gerçekçilikle gelebileceği tezinin gündemde olduğu bu yıllarda, Maviciler, ulusal bir edebiyat için neler yapılabileceği konusunda çeşitli kişilerin katkısıyla bir forum ortaya çıkartmışlar ve yüz yüze bir hesaplaşmayı başlatmışlardır.
*Yerleşik edebiyata karşı çıkma Mavi’den sonra bir anlamda başkaldırma sayılabilecek İkinci Yeni’yi de beraberinde getirmiştir.
*Mavi hareketi, dönemin yaygın şiiri Garip üzerine gençlerin oluşturduğu ilk ciddi tepkidir.
*İmge estetiği, toplumsal ve bireysel bir diyalektiğe bağlı olarak savunulmuştur.
*Mavi, kendisinden önceki aktif realist toplumcu şiirin, soldan ilk eleştirisidir.
*Aynı zamanda kapsamlı bir ulusal bileşim hareketi niteliği gösterdiği için, zamanın yaygın batıcılığına, Yunan ve Latin hayranlığına ciddi bir tepki oluşturmuştur.
*Diğer yandan dergideki yazılardan hareketle bir mavi akımı oluşturulmak istenmişse de bu başarıya ulaşmamıştır.
*Mavi’nin bir hareket gibi algılanmasının ya da öyle kabul edilmesinin en önemli sebebi, Ahmet Oktay’ın tespitiyle, o dönemde edebiyat bağlamında bir muhalefetin sözcülüğünü üstlenmiş olmasıdır.
*Ancak, hem edebiyata hem de siyasal iktidara karşı bir platform oluşturmaya, yani tam anlamıyla bir hareket olmaya başladıkları zaman dağılmış/dağıtılmışlardır.
*Sonuçta, Türk edebiyatında, Attila İlhan’ın belirttiği gibi, “sosyal gerçekçi” kavramı ilk defa Maviciler tarafından kendilerini tanımlamak maksadıyla kullanılmıştır.
*Herhangi bir ideolojinin savunuculuğunu yapmadan, Anadolu’yu bütün yönleriyle edebiyata yansıtacakları iddiasıyla ortaya çıkan Mavi grubu, Attila İlhan’ı aralarına davet etmekle “sosyal gerçekçi” bakış açısıyla edebiyatımıza bir soluk getirmeye çalışmışlardır.

TÜRK DİLİ / Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirinde Mavi Hareketi / Yrd. Doç. Dr. Salim Çonoğlu


CUMHURİYET DÖNEMİNDE COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER

CUMHURİYET DÖNEMİNDE OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBÎ METİNLER
ANLATMAYA BAĞLI EDEBÎ METİNLER
(HİKÂYE-ROMAN)

GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBÎ METİNLER
(TİYATRO METİNLERİ) (DRAMA METİNLERİ)

TARİH İÇİNDE TÜRK EDEBİYATI


İSLAMİYET ÖNCESİ (DESTAN DÖNEMİ)













    CUMHURİYET DÖNEMİNDE COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER



    CUMHURİYET DÖNEMİNDE OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBÎ METİNLER

    ANLATMAYA BAĞLI EDEBÎ METİNLER
    (HİKÂYE-ROMAN)



    GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBÎ METİNLER
    (TİYATRO METİNLERİ) (DRAMA METİNLERİ)

    İçeriğe dön