ŞİİR YORUMU
EDEBİYAT > ŞİİR (COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER)
ŞİİR VE GELENEK
*Bir toplumda kuşaktan kuşağa iletilen kültürel değerlere, alışkanlıklara, bilgi, töre ve davranışlara gelenek denir.
*Halk ve aydın, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle, kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır.
*Dil, tema ve yapı bakımından birbiriyle aynı ve benzer şiirler yazan şairler, bir geleneği başlatırlar.
*Böylece, divan şiiri, halk şiiri, modern şiir, serbest şiir, saf şiir vb. gelenekler ortaya çıkar.
*Şiirler, yazıldıkları dönemin zihniyetinin etkisindedir.
*Yani, gelenek ile zihniyet birbiriyle yakın ilişkilidir. Çünkü geleneklerin oluşumunda zihniyetin etkisi büyüktür.
*Her geleneğin bir başlangıcı, olgunluk devri ve gerileme devri vardır.
*Her dilin kendine ait şiir geleneği vardır.
BAZI ŞİİR GELENEKLERİMİZİN ÖZELLİKLERİ:
Halk Şiiri Geleneğinin Özellikleri:
*Halkın oluşturduğu ve halk içinde oluşan şiirlerdir.
*Halkın yaşama biçimini, acılarını, sevinçlerini, hayata bakış tarzını yansıtır.
*Dili, konuşma dilidir. Yabancı etkilerden uzaktır.
*İçten bir anlatımı vardır.
*Nazım birimi genellikle dörtlüktür.
*Ritim, millî ölçümüz olan hece ölçüsüyle sağlanır.
*Çoğunlukla yarım uyak kullanılır.
*Bu şiirler genelde saz eşliğinde söylenir.
*Bu şiir geleneğinde kullanılan belli başlı nazım şekilleri ve türleri şunlardır: Mani, türkü, ninni, tekerleme, destan, ağıt, koşma, semai, varsağı, ilahi, nefes, nutuk, deme vb.
*Şair son dörtlükte takma adını (mahlas) söyler.
*Bu şiirlerin toplandığı defterlere "cönk" denir.
*Gelenek, usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir.
*Halk şiiri geleneğinin en güçlü temsilcileri Karacaoğlan, Âşık Seyrani, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Erzurumlu Emrah, Gevheri'dir.
*Bu geleneğin son dönem temsilcileri arasında Aşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Aşık Reyhani, Aşık Şeref Taşlıova ve Aşık Mahzuni Şerif'nin önemli bir yeri vardır.
Örnek:
Estirir de seher yeli estirir
Kimini ağlatır kimini küstürür
Kısmet ise kadir Mevla'm gösterir
Çokça heves edip öğmeli değil (Karacaoğlan)
Divan Şiiri Geleneğinin Özellikleri:
*Klasik (divan) şiirin nazım birimi beyittir.
*Bu döneme ait şairlerin, şiirlerini topladıkları "divan" adı verilen birer defterleri vardır. *Her şairin bir divanı olduğu için, divan edebiyatı ifadesi daha yaygındır.
*Ritim, aruz ölçüsüyle sağlanır.
*Anlatımda Arapça-Farsça sözcükler ve tamlamalar kullanılır, bu yüzden ağır bir dili vardır.
*Medrese eğitimi almış şairler tarafından yazılır.
*Konudan çok, söyleyiş güzelliğine önem verilmiştir.
*Şiirlerde aşk, tabiat, din, tasavvuf gibi genellikle ferdi konular işlenmiştir.
*Çok güçlü bir söyleyiş ve ritim özelliği vardır.
*Genellikle tam ve zengin uyak kullanılır.
*Bu şiirlerde imgeler çok kullanılır.
*Bu şiir geleneğinde kullanılan bazı nazım şekilleri ve türleri şunlardır: gazel, kaside, mesnevi, müstezad, terkib-i bend, terci-i bend...
*Şair, son birimde mahlasını (takma adını) kullanır.
Örnek:
Suya versün bağban gülzarı zahmet çekmesün,
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su. (Fuzuli)
Son Dönem (Modern) Türk Şiiri Geleneğinin Özellikleri:
*Bu şiir geleneğinde şiirde ölçünün, nazım biriminin ve kafiyenin şart olmadığı savunulmuş ve ölçüsüz ve kafiyesiz şiirlerin örnekleri verilmiştir.
*Yeni nazım biçimleri, Türk edebiyatında ilk kez, Tanzimat Dönemi’nden sonra kullanılmaya başlar.
*Bu nazım biçimleri edebiyatımıza Batı edebiyatından girmiştir.
*Bu gelenekte oluşan nazım biçimlerinde, bentlerdeki dize sayısı eşit olmayabilir.
*Bentler, şiir içinde başlı başına bir anlam bütünlüğü göstermezler.
*Anlam yönünden bentler arasında sıkı bir bağ vardır ve bentlerin yerleri de değişmez.
*Şiire günlük hayat konu olmaya başlamıştır.
*Her şiirin, konusuyla ilgili bir adı vardır.
*Şiirde konu birliği vardır.
*Şiirde şairin mahlası (takma adı) bulunmaz.
*Yeni Türk şiirinde nazım birimi beyit ya da dörtlük değil, dizedir.
*Dizede her zaman anlam bütünlüğü olmayabilir.
*Bir dizede tamamlanmamış düşünce, öteki dizeye geçebilir.
*Divan şiirindeki gibi soyut değil, somut konular işlenmeye başlanmıştır.
*Dizelerin uyaklanışı, şairin isteğine göre değişmiştir.
*Tekdüze ölçülerden çok karma ölçülere yer verilmiştir (Bir şiirde aruzun değişik kalıplarının kullanılması gibi).
*Çoğunlukla serbest ölçü kullanılmıştır.
*Bu şiir geleneğinde kullanılan bazı nazım şekilleri şunlardır: Sone, balad, terzarima, serbest müstezat ...
Örnek:
EKMEK VE YILDIZLAR
Ekmek dizimizde
Yıldızlar uzakta ta uzakta
Ekmek yiyorum, yıldızlara bakarak
Öyle dalmışım ki sormayın
Bazen şaşırıp ekmek yerine
Yıldız yiyorum (Oktay Rıfat)
EDEBİYATA GİRİŞ
METİN TÜRLERİ
>DÜZYAZI TÜRLERİ
>SÖZLÜ ANLATIM TÜRLERİ
>TİYATRO
>GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
ŞİİR (COŞKU-HEYECAN DİLE GETİREN METİN)
>ŞİİRDE AHENK (SES VE RİTİM)
>SÖZ SANATLARI
- SÖZ SANATLARI
- MECAZ / MECAZ-I MÜRSEL / TEŞBİH
- İSTİARE / KİNAYE / TEŞHİS
- İNTAK / TARİZ / SEHL-İ MÜMTENİ
- TEZAT / TEVRİYE / MÜBALAĞA
- HÜSN-İ TALİL / TENASÜP / TECAHÜL-İ ARİF
- İSTİFHAM / TERDİT / TELMİH
- LEFF Ü NEŞR / TEDRİC / TEKRİR
- RÜCU / İRSAL-I MESEL / İHAM
- CİNAS / SECİ / İŞTİKAK
- AKİS / AKROSTİŞ / LEBDEĞMEZ
- ALİTERASYON / NİDA / KAT' (KESME)
- ANONİM HALK BİÇİMLERİ
- MANİ
- TÜRKÜ
- NİNNİ
- AĞIT
- AŞIK EDEBİYATI BİÇİMLERİ
- KOŞMA
- SEMAİ
- VARSAĞI
- DESTAN
- TEKKE (TASAVVUF)BİÇİMLERİ
- İLAHİ
- NEFES
- NUTUK
- DEVRİYE
- ŞATHİYE
- DEME