ORTA OYUNU VE ÖZELLİKLERİ
EDEBİYAT > METİN TÜRLERİ > TİYATRO > GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
ORTA OYUNU
*Geleneksel Türk tiyatrosunun birçok bakımdan karagöze benzeyen ama canlı oyuncularla oynanan bir türü de orta oyunudur.
*Çevresi izleyicilerle çevrili bir alan içinde oynanan, yazılı metne dayanmayan, içinde müzik, raks ve şarkı da bulunan doğaçlama bir oyundur.
*Halkın ortak malıdır.
*Orta oyunu kesin biçimini ve orta oyunu adını 19. yüzyılda almıştır.
*Orta oyunu adının geçtiği ilk belge 1834 tarihlidir.
*Daha eski kaynaklarda bu oyun; kol oyunu, meydan oyunu, taklit oyunu, zuhurî gibi adlarla anılmıştır.
*Orta oyunu, han ya da kahvehane gibi kapalı yerlerde de oynanmakla birlikte, genel olarak açık yerlerde ortada oynanan bir oyundur.
*Seyircilerin çevrelediği boş, meydanlık bir alanda oynandığı için bu ismi almıştır.
*Oyunun oynandığı yuvarlak ya da oval alana palanga denir.
*Oyunun dekoru; yenidünya denilen bezsiz paravandan ve dükkân denilen iki katlı kafesten oluşur.
*Yenidünya ev olarak, dükkân da iş yeri olarak kullanılır.
*Dükkânda bir tezgâh, birkaç hasır iskemle bulunur.
*Orta oyununun da yazılı bir metni yoktur.
*Nükte ve cinasa önem verilir.
*Ana çizgileri bilinen bir konu ele alınarak oyuncuların doğaçlama, yani tuluat yoluyla geliştirdikleri olaylar dizisi, oyun kişileriyle sahneye getirilir.
*Şive taklitleri yapılır.
*Orta oyununun kişileri ve fasılları Karagöz oyunuyla büyük oranda benzerlik gösterir.
*Oyunun en önemli iki kişisi Kavuklu ile Pişekâr'dır.
*Kavuklu, Karagöz oyunundaki Karagöz'ün karşılığı, Pişekâr da Hacivat'ın karşılığıdır.
*Orta oyununda da gülmece ögesi, Karagöz oyunundaki gibi, yanlış anlamalara, nüktelere ve gülünç hareketlere dayanır.
*Kavuklu, bilimsel anlayıştan uzak, fakat arif, halk adamını temsil etmektedir.
*Pişekâr ise, Osmanlıca kelimeler kullanmakta yetenekli, okumuş insanı temsil etmektedir. *Bunlar, orta oyunlarında mizahî unsurlarla topluma mesajlar verir ve insanları bilgilendirirler.
*Diğer oyun kişileri, gölge oyunundaki kişilerle büyük benzerlik gösteren kalıplaşmış tiplerdir.
*Oyunda çeşitli mesleklerden, yörelerden, uluslardan insanların meslekî ve yöresel özellikleri, ağızları taklit edilir.
*Bunlar arasında Arap, Acem, Kastamonulu, Kayserili, Kürt, Frenk, Laz, Yahudi, Ermeni vb. sayılabilir.
*Orta oyununda kadın rolünü oynayan kadın kılığına girmiş erkeğe Zenne denir.
*Kavuklu Hamdi ile Pişekâr Küçük İsmail Efendi, orta oyununun önemli ustaları sayılır.
*Usta-çırak geleneği içinde yüz yıllar boyu sürmüştür.
ORTA OYUNUNUN BÖLÜMLERİ:
Mukaddime (Giriş):
*Zurnacı, Pişekâr havası çalar.
*Pişekâr çıkar ve izleyiciyi selâmladıktan sonra zurnacıyla konuşur.
*Bu konuşmada, oynanacak oyunun adı bildirilir.
*Daha sonra zurnacı Kavuklu havasını çalar.
*Kavuklu ile Kavuklu arkası oyun alanına girer.
*Kavuklu ile Kavuklu arkası arasında kısa bir konuşma geçer.
*Sonra bu kişiler birden Pişekâr'ı görüp korkarlar ve korkudan birbirlerinin üstüne düşerler.
*Bazı oyunlarda zenne takımı ve Çelebi'nin daha önce çıkıp Pişekâr'la konuştukları bir sahne de vardır.
Muhavere (Söyleşme):
*Bu bölüm Kavuklu ile Pişekâr'ın birbirleriyle tanıdık çıktıkları tanışma konuşmasıyla başlar.
*Kavuklu ile Pişekâr'ın birbirinin sözlerini ters anlamaları bir gülmece oluşturur ki buna arzbâr denir.
*Arzbârdan sonra tekerleme başlar.
*Tekerlemede Kavuklu, başından geçen olağan dışı bir olayı Pişekâr'a anlatır.
*Pişekâr da bunu gerçekmiş gibi dinler, sonunda bunun düş olduğu anlaşılır.
Fasıl (Oyun):
*Oyunun asıl bölümü, belli bir olayın canlandırıldığı fasıl bölümüdür.
*Orta oyunu fasılları genellikle iki paralel olay dizisinde gelişir.
*Dükkân dekorunda gelişen olaylarda genellikle Kavuklu bir iş arar.
*Pişekâr'ın ona iş bulmasıyla olaylar gelişir.
*Dükkâna gelip giden çeşitli müşterilerle ilgili oyunlar da vardır.
*İkinci olaylar dizisi yenidünya denilen ev dekorunda geçer.
*Zenne takımının, Pişekâr aracılığıyla ev araması ve bir eve yerleşmesi biçiminde olaylar gelişir.
Bitiş:
*Oyunun son bölümüdür.
*Pişekâr, izleyicilerden özür dileyerek gelecek oyunun adını ve yerini bildirir.
*Oyunu kapatır.
>Geleneksel Türk halk tiyatrosunun önemli seyirliklerinden olan orta oyununun başlıcaları şunlardır:
Mahalle Baskını, Terzi Oyunu, Yazıcı Oyunu, Büyücü Hoca, Fotoğrafçı, Hamam, Tahir ile Zühre, Kale Oyunu, Pazarcılar, Çeşme, Gözlemeci, Çifte Hamamlar, Kunduracı, Eskici Abdi...
ORTA OYUNUNDA OYUN DÜZENİ:
*Orta oyununda meydan veya oyun yerine palanga denir.
*Oyuncuların giyim kuşamlarını koydukları sandığa pusat denir.
*Oyun yerinde başlıca iki parça dekor bulunur.
*Bunlardan biri “yenidünya”, diğeri “dükkân”dır.
*Yenidünya ve dükkân, birbirine benzeyen 2-3-4 katlı kafes, paravandır.
*Orta oyununun en önemli araçlarından biri Pişekâr'ın elinde tuttuğu iki dilimli şakşaktır.
*Orta oyunu söze dayanmakla beraber, söz yanında tavır hareketlere de büyük ölçüde yer verilir. *Seyirci oyun alanını çepeçevre kuşatmıştır.
Örnek:
KAVUKLU - (zenneler için) Deli midirler diye sordum.
PİŞEKAR - Ne demek neden deli olsunlar?
KAVUKLU - Bunlara bezsiz paravanı ev diye sen mi kiraladın?
PİŞEKAR -Elbette sen gözünün çapağını sil de öyle bak. Devekuşu gibi canım eve paravan diyorsun.
KAVUKLU - Ulan dürbünle baksam zırva tevil götürmez!
ORTA OYUNU KİŞİLERİ:
Pişekâr:
*Karagöz oyunundaki Hacivat’ın karşılığıdır.
*Bilgiç, akıl hocası bir tiptir.
*Oyun başıdır. Oyunu başlatır, gelişmesini sağlar ve bitirir.
*Orta oyununun yönlendiricisidir.
*Elindeki şakşakla hem oyuncu hem yönetmen hem de yazar gibi davranır.
Kavuklu:
*Nekre (güldürücü) ve İbiş adlarıyla da anılan Kavuklu, Karagöz’e benzer.
*Orta oyununda baş güldürücüdür.
*Kaba ama içtendir ve doğaldır.
*Pişekâr’la birlikte oyunu yürüten ikinci oyuncudur.
*Bütün oyuncular oyun alanına girip çıksalar da Kavuklu hep sahnededir.
*Kavuklu her karmaşık olayın içinde vardır.
*Bildiğini bilmemeyi, gördüğünü görmemeyi oynar.
*Herkesi uğraştırıp ilgilerini çekip oyunun gelişmesini sağlar.
Çelebi:
*İstanbul Türkçesiyle konuşan bir tiptir.
*Mal mülk sahibi, mirasyedi, züppe bir kişiyi temsil eder.
Zenne:
*Sevgili, eş gibi kadın rolleri oynayan erkek oyunculardır.
*Kavuklu’nun veya Pişekâr’ın karısı, kızı, tanıdığı rollerinde oynadıkları gibi oyunun diğer kişileriyle de ya sevda ya da alacak verecek ilişkileri vardır.
Cüce veya Kambur:
*Oyunun başında Kavuklu ile birlikte meydana çıkar.
*Kavuklu’nun ardından yürüyen, “Kavuklu arkası” diye de adlandırılan, bedensel ve zihinsel olarak garip bir kişidir.
*Giyimi gülünçtür.
Arnavut:
*Cahil; fakat dürüst bir tip olan Arnavut, siniriyle ünlüdür.
*Öfkelendiği an hemen silahına sarılır.
Rumelili:
*Bir Rumeli türküsüyle ortaya çıkar, pehlivanlığı ile övünür; ama ne zaman güreşecek olsa yenilir.
Yahudi:
*Eskici, kuyumcu veya sarraf olan Yahudi, elinde Tevrat’la meydana gelir ve Kavuklu’yu küçümseyerek onunla alay eder.
Kayserili:
*Her zaman bir tüccardır.
*Çevresine son derece kaba davranır, ağzına geleni söyler.
Anadolulu:
*Saf bir Orta Anadolu köylüsünün temsilcisidir.
Acem:
*Daima tüccardır, Farsça şiir okuyarak sahneye gelir.
Matiz:
*Orta oyunundaki sarhoş tipidir.
Rum (balama):
*Karagöz ve Orta oyununda Rum-Frenk taklidine “balama” denir.
*Polka oynayarak oyuna giren Balama, dans eder ve Kavulu ile oynar.
Arap:
*Hacı Baba, Hacı Fışfış gibi hitapları olan tiplemedir.
Ermeni:
*Etrafına tepeden bakan, kendini beğenmiş bir tiplemedir.
Külhanbeyi:
*Kabadayılığa özenen tulumbacı tipinin taklididir.
*Mani okuyarak gelir ve oyun içinde Kavuklu tarafından sık sık azarlanır.
EDEBİYATA GİRİŞ
METİN TÜRLERİ
>DÜZYAZI TÜRLERİ
>SÖZLÜ ANLATIM TÜRLERİ
>TİYATRO
>GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
ŞİİR (COŞKU-HEYECAN DİLE GETİREN METİN)
>ŞİİRDE AHENK (SES VE RİTİM)
>SÖZ SANATLARI
- SÖZ SANATLARI
- MECAZ / MECAZ-I MÜRSEL / TEŞBİH
- İSTİARE / KİNAYE / TEŞHİS
- İNTAK / TARİZ / SEHL-İ MÜMTENİ
- TEZAT / TEVRİYE / MÜBALAĞA
- HÜSN-İ TALİL / TENASÜP / TECAHÜL-İ ARİF
- İSTİFHAM / TERDİT / TELMİH
- LEFF Ü NEŞR / TEDRİC / TEKRİR
- RÜCU / İRSAL-I MESEL / İHAM
- CİNAS / SECİ / İŞTİKAK
- AKİS / AKROSTİŞ / LEBDEĞMEZ
- ALİTERASYON / NİDA / KAT' (KESME)
- ANONİM HALK BİÇİMLERİ
- MANİ
- TÜRKÜ
- NİNNİ
- AĞIT
- AŞIK EDEBİYATI BİÇİMLERİ
- KOŞMA
- SEMAİ
- VARSAĞI
- DESTAN
- TEKKE (TASAVVUF)BİÇİMLERİ
- İLAHİ
- NEFES
- NUTUK
- DEVRİYE
- ŞATHİYE
- DEME