OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLER - TYT TÜRKÇE - AYT EDEBİYAT ( YKS ) / SONER HOCA

SONER HOCA İLE TÜRKÇE / EDEBİYAT

İçeriğe git

OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLER

EDEBİYAT > EDEBİYATA GİRİŞ > OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBî METİNLER
OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLER
*Edebiyat alanı içerisinde yer alan metinler kesin çizgilerle olmamakla beraber sanat eserleri ve düşünce eserleri olmak üzere ikiye ayrılır.

*Sanat eserleri, sanatçıların duygu, düşünce ve hayal dünyasından beslenen, imge ve izlenimlerle zenginleşen eserlerdir.
*Şiir, masal, hikâye, roman, tiyatro, sinema vb. bu grupta yer alan eserlerdir.

*Herhangi bir konuda bilgi vermek, okuyucuyu aydınlatmak amacıyla yazılan makale, fıkra, deneme, eleştiri, söyleşi gibi eserlere düşünce eserleri denir.
*Öte yandan anı, günlük, mektup gibi türlerde sanatçının anlatımındaki üslubuna göre sanat eseri ya da düşünce eseri sayılabilir.

*Sanat eserleri bir olay çevresinde gelişirse kendi arasında anlatmaya bağlı sanat eseri ve göstermeye bağlı sanat eseri olmak üzere ikiye ayrılır.


komedi, trajedi, dram, karagöz, meddah, orta oyunu, köy seyirlik oyunu gibi türler de göstermeye bağlı sanat eserlerini oluşturur.


OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN METİNLERİ GRUPLANDIRMA
Bir olaya dayalı olarak meydana gelen edebî metinleri iki gruba ayırmak mümkündür:
Anlatmaya Bağlı Edebî Metinler ve Göstermeye Bağlı Edebî Metinler

a-Anlatmaya Bağlı Metinler
*Bu metinler; bir olay veya durum çevresinde; yer, zaman, kişi belirtilerek; bir plan dâhilinde; olayların, okuyucunun veya dinleyicinin zihninde canlandırılacak şekilde ifade edilmesiyle oluşur.
*Masal, Fabl, Destan, Halk Hikâyeleri, Mesnevi, Manzum Hikâye, Hikâye, Roman.

b-Göstermeye Bağlı Metinler
*Göstermeye bağlı edebî metinler, bir olayı seyircinin önünde canlandırmak için oluşturulan metinlerdir.
*Edebiyatımızda bu metinler kendi içerisinde iki gruba ayrılır:
Geleneksel Türk Tiyatrosu (Karagöz, Meddah, Orta Oyunu, Köy Seyirlik Oyunları)
Modern Türk Tiyatrosu (Trajedi, Komedi, Dram)

*Anlatmaya bağlı eserler ile göstermeye bağlı eserlerin benzerlik ve farklılıkları:

Benzerlikleri:
1. Her iki tür de bir olay çevresinde gelişir. Bu temel olayın etrafında daha küçük çapta gelişen olaylar yer alır.
2. Anlatılan olaylardan etkilenen insanlar ya da varlıklar vardır. Bunlara eserin kahramanları denir. En çok etkilenen varlığa başkahraman (başkişi) denir.
3. Olayın serim, düğüm ve çözüm bölümleri bulunur. Yani olayın bir başlangıcı, gelişmesi ve sonunda da çözümlenişi vardır.
4. Ele alınan olayların anlaşılması için tasvirlere ya da dekorlara yer verilir.

Farklılıkları:
1. Anlatmaya bağlı türlerde olayın mutlaka bir anlatıcısı vardır. Göstermeye bağlı eserlerde ise, sosyal hayatta karşılaşabileceğimiz olaylar sahnede gösterilir.
2. Bu iki tür arasında kullanılan dil ve anlatım biçimi de birbirinden farklıdır. Anlatmaya bağlı eserlerde uzun ve kurallı cümleler kullanılırken göstermeye bağlı eserlerde cümleler daha açık ve kısadır.



A. OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLERDE YAPI
(OLAY ÖRGÜSÜ, KİŞİLER, MEKÂN, ZAMAN)

1-OLAY ÖRGÜSÜ:
*Kişilerinin başından geçenlere olay denir.
*Metinlerde olay; ya metindeki kişiler arasında cereyan eden ilişkiler ya da kahramanın iç çatışmaları sonucu ortaya çıkar.
*Metindeki olay sadece somut gerçeklik değildir. Hayal, tasarı, izlenim ve benzeri hususlar da olay örgüsü çerçevesinde değerlendirilir.
*Olay örgüsü, diğer unsurları da içine alan ana yapıdır.
*Olay örgüsü, olayları belli bir düzene sokar.
*Olayların, neden-sonuç ilişkisiyle birbiri ardına sıralanması söz konusudur.
*Anlatmaya bağlı edebi metinlerdeki olay örgüsünün, gerçek hayatta, her zaman aynen yaşanması mümkün değildir.
*Olay, okuyucuda ya da dinleyicide estetik kaygı uyandırmak amacıyla düzenlenir. Oysa günlük hayatta yaşanan olayların anlatılmasında estetik değil gerçeklik dile getirilmektedir.

2-KİŞİLER:
*Anlatılan olayları veya durumları yaşayan kişilerdir.
*İnsan, olabileceği gibi eşya, hayvan, soyut bir varlık da olabilir.
*Metinlerde, olayları yapanlara ya da olaydan etkilenenlere kahraman denir.

*TİP:
*Benzerlerinin niteliklerini abartılı bir biçimde üzerinde toplayan kişilere tip denir.
*Tipler belirli bir zümreyi belirgin özellikleriyle temsil eden kişilerdir.
*Yani kıskançlık, cimrilik, korkaklık vb. özellikleri taşıyan kişiler birer tiptir.
*Ya tümden iyi ya da tümden kötüdürler.
*Tiplerden bazıları doğal olarak çizilirken bazıları idealleştirilir.
*İster kötü ister iyi olsun yazar tarafından idealleştirilen kahramanlar, abartı ögesi taşıyan kahramanlardır.

*KARAKTER:
*Kendine özgü ayırt edici özellik taşıyan kişilere karakter denir.
*Toplumsal bir tabakayı değil de sadece kendini temsil eden kahramandır.
*Karakter, anlatı metinlerinde, kendi iç dünyası, şahsiyeti, başkalarına benzemeyen yüzü ile görülür.
*Duyguları, tepkileri, sözleri ile diğer kahramanlardan ayrılır.
*Karakter birey olarak ele alınır; çelişkileri, acıları, mutlulukları, çıkmazları sadece kendisine aittir ve kendisiyle sınırlandırılmıştır.

3-MEKÂN:
*Anlatmaya bağlı edebi metinlerde ele alınan olay belli bir yerde (mekânda) geçer.
*Bu yer; okul, hastane, bahçe, sokak olabileceği gibi insanın iç dünyası da olabilir.
*Anlatmaya bağlı edebi metinlerde olayın daha iyi anlaşılabilmesi için yer ya da çevre, betimlemelerle tanıtılır. Ancak betimleme yaparken gereksiz ayrıntılara girmemek gerekir.

4-ZAMAN:
*Ele alınan olayın başladığı ve bittiği bir zaman dilimi mutlaka vardır. Olayların başlaması ile bitmesi arasındaki sürece zaman denir.
*Bazı metinlerde olay veya durum, son durumdan başa doğru gelişebilir.
*Anlatmaya bağlı edebi metinlerde iki türlü zaman vardır:
-Birincisi, olayların yaşandığı, kişilerin içinde bulunduğu şimdiki zamandır. Buna gerçek zaman denir.
-İkincisi romandaki kişilerin geçmişini hatırlaması üzerine, geçmişten içinde bulunan ana kadar geçen zamandır. Buna kozmik zaman adı verilir.

B. OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLERDE TEMA:
*Öğretici veya edebi bir eserde işlenen en üst düşünce, hayal veya görüşe "tema" denir.
*Bir sanat eserinin merkezinde yer alan temel duygu ve düşünce “tema”dır.
*Edebî metinde yapıyı meydana getiren birimler tema etrafında birleşirler.
*Her eserin bir ana teması vardır. Bu tema, yan temalarla beslenir.
*Tema, eser dışında soyut bir kavramdır.
*Konu ise, temanın çok özel bir biçimde işlenmiş ayrıntısıdır; somut niteliklidir.
*Aynı temada sayısız edebî metin yazılır; ancak her edebî eserin sadece bir konusu vardır.
*Yaşama sevinci, ölüm korkusu, gurbet duygusu, aşk, hayvan sevgisi, geçmiş özlemi, gelecek endişesi, kıskançlık, mertlik, cömertlik ve benzeri kavramlar, tema olarak kullanılabilir.
*Bunlar insanın insan olması bakımından yaşadığı ve tanıdığı ortak hallerin genel adıdır.
*Bunlardan herhangi birinin, belli kişi, yer, zaman ve duruma bürünerek ifadesi konuyu oluşturur.
*Tema, bir eserde insandaki beyin gibidir. Eserde anlatılan her şeyde ve anlatma biçiminde temanın etkisi vardır.
*Tema, adeta metni meydana getiren birimlerin odak noktasında çok defa da arka plandadır.
*Bize bir metin verseler ve metinden ne anladığımızı, metnin bize ne hissettirdiğini sorsalar, vereceğimiz “tek kelimelik” cevap temadır.
*Edebî metinde tema; yapı, anlatım, dönemin hâkim zihniyeti ile ilişkilidir.
*İnançlar ve kültürel değerler, herhangi bir temanın farklı toplumlarda hatta aynı toplumda bile değişik biçimlerde ele alınmasına neden olur.
*Destanlarda genellikle kahramanlık teması işlenirken masallarda iyilikseverlik, tutumluluk, cömertlik gibi temalara çokça rastlanır.
*Aynı şekilde halk hikâyeleri de hep aşk ve kahramanlık gibi benzer temaların etrafında döner.
*Roman ve hikâyede ise geleneksel temaların dışına çıkıldığı, çok sayıda yeni ve farklı temanın edebiyata kazandırmadığı görülür.


Örnek:
Ölüm” temasının işlendiği bir eserde, "ölüm karşısında duyulan hüzün" bu eserin konusu olarak ifade edilebilir.

C. OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLERDE DİL VE ANLATIM
*Metnin yazarı, anlatıcı değildir.
*Anlatıcı, kurmacanın sınırları içinde varlığından söz edilen bir kişidir.
*Anlatmaya bağlı edebi metinlerde yazar, anlatma görevini bir anlatıcıya yükler.
*Okuyucu bütün olup biteni bu anlatıcı aracılığıyla öğrenir.
*Bu anlatıcı kurmaca bir kişidir.
*Görevi, kendi gibi kurmaca olan olay örgüsünü ve olay örgüsünde yer alan diğer ögeleri anlatmaktır.
*Yazar karakterlerden birini teşkil ediyorsa veya kendini hikâye kahramanlarından biri yerinde farz ediyorsa olay, birinci kişi (şahıs) ağzından anlatılır. O zaman metin boyunca "geldim, görmüştüm, üzgündüm" gibi ifadeler kullanılır.
*Olay, olaya şahit olan biri veya hikâyenin önemsiz bir kahramanı, bir gözlemci tarafından anlatılabilir. Bu durumda olaylar üçüncü kişi (şahıs) ağzından anlatılmış olur. Burada olayı nakleden kişi kendisinden söz ederken "yaptım, görmüştüm" gibi ifadeler kullanılır. Ancak asıl olay, üçüncü ağızdan "yaptı, görmüştü” gibi ifadelerle anlatılır.
---
*Anlatmaya bağlı edebî metinlerde genel olarak üç tür bakış açısı kullanılır.
*Bir başka ifadeyle anlatmaya bağlı edebi metinlerdeki birinci ve üçüncü kişili anlatımlar üç temel bakış açısına sahiptir:

>Hâkim (İlahi) Bakış Açısı:
*Bu yöntemde sınırsız bir bakış açısı vardır.
*Anlatıcı, anlatılanların tamamını bilen bir varlıktır.
*Kahramanların gizli konuşmalarını, kafalarından ve gönüllerinden geçeni anlatır.
*Kahramanlardan daha çok şey bilir.
*Zaman zaman kendi yorumlarını ekleyebilir; açıklamalarda ve yargılarda bulunabilir.
*Ne kadar kişi varsa her birinin açısından olayları ayrı ayrı görmemiz sağlanır.
*Üçüncü tekil kişi ağzından anlatım vardır.

>Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı:
*Bu yöntemde olayı anlatan "ben" vardır.
*Olayları anlatan kişinin bilgisi, kahramanlardan birinin bilgisiyle sınırlıdır.
*Anlatıcı kendisiyle ilgili olayları anlatırken 1. tekil kişiyi (yürüyordum, kalktım…), diğer kişilerle ilgili olayları anlatıyorken de 3. tekil kişiyi (gördü, baktı…) kullanır.
*Olaylar, anlatıcının başından geçtiği ya da gözüyle gördüğü (tanık olduğu) biçimiyle anlatıldığından, inandırıcılığı yüksektir.
*Okuyucuda gerçeklik duygusu oluşturur.

>Gözlemci Anlatıcının Bakış Açısı:
*Bu yöntemde olaylar dışarıdan görüldüğü biçimiyle nesnel bir tarzda aktarılır.
*Anlatıcı, bir kamera tarafsızlığıyla olup biteni ifade eder.
*Anlatıcı, kahramanlardan daha az şey bilir.
*Olaylar bize anlatılmıyor da kişinin gözünün önünde oluyormuş izlenimi verilir.
*Kişilerin duygu ve düşünceleri, eylemlerinden çıkartılır.
*Kişiler ve iç dünyaları hakkında, kendi söyledikleri ve davranışları izlenerek bir fikir sahibi olunabilir.
*Anlatım, üçüncü tekil kişi ağzından yapılır.
---
*Bir edebi metinde birden fazla bakış açısıyla yazılmış bölümler bulunabilir.
---
*Anlatmaya bağlı edebi metinlerde dil, bilinen özellikleriyle karşımıza çıkmaz. Anlatılanlar olayların durumuna göre yan anlamlarla zenginleştirilmiş bir özelliktedir.
*Kullanılan edebi dil, metnin kaleme alındığı dönemin sosyal hayatına, edebi zevkine ve anlayışına göre değişkenlik gösterebilir.
*Anlatmaya bağlı edebi metinlerde kullanılan dilin, ele alınan temayla ve verilmek istenen mesajla da doğrudan ilişkisi vardır.
*Edebi metinler anlam bakımından da diğer metinlerden farklıdır. Çünkü yan anlam bakımından zengindirler. Bu da her okundukları zaman yeniden kurulma ve anlaşılma imkânını beraberinde getirir.





METİN TÜRLERİ






ŞİİR (COŞKU-HEYECAN DİLE GETİREN METİN)





>NAZIM BİÇİMLERİ-TÜRLERİ






    İçeriğe dön